Amasra davasında tanıklık eden işçiler zincirleme sorumsuzluğu anlattı: Sendika ortada yoktu

Faciadan kurtulan işçilerden Ali Alpuvan, yetkili mühendislerle sendika temsilcilerinin takip cihazlarını kendilerine vererek madene soktuklarını ve bu şekilde sorumluluktan kaçtıklarını söyledi.

Cengiz Karagöz

Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında 43 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 7’si tutuklu, 23 kişinin Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın 4’üncü duruşması dün tamamlandı. Savcı mütaalasında adli kontrol yeterli görülmediğinden tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi. Üç gün süren duruşmada 74 tanığın ifadesine başvuruldu. Geriye kalan 45 tanığın ifadesi ise 15-16-17 Kasım’da görülecek duruşmada alınacak.

Duruşmanın dünkü bölümünde facianın meydana geldiği madende çalışan işçiler tanık olarak dinlendi. Tanıklar ifadelerinde üretim baskısı gördüklerini, insan kayırma olduğunu ve usule uygun olmayan birçok uygulamanın yapıldığını ifade etti. Tanıkların ifadelerinde çarpıcı çok sayıda detay ortaya çıktı. 

‘BİR İŞLEVLERİ YOK’

Tanık Özgür Güngör madendeki patlamadan sonra monoksit zehirlenmesi nedeniyle sorun yaşadığını bunu yetkililere bildirmesine karşın iş kazası bildiriminin yapılmadığını söyledi. Madende 3.5 yıldır nakliye servisinde çalıştığını ifade eden tanık Muharrem Sarıyıldız ise madende üretim baskısı olduğunu ifade ederek şu şekilde konuştu: 

“Mühendisler ‘Maske maliyetli’ derdi. Bir gönüllü seçer ve bunun nasıl kullanılacağını onun üzerinden gösterirlerdi. Biz kamu kurumunda çalışıyoruz ama bunun bir anlamı yok. Sendikanın işyerinde bir işlevi yoktu. Ocağa da girmezlerdi.” Sarıyıldız, kaza geçiren madencilerin vardiyalarının evrak üzerinde değiştirildiğini ifade etti. 

Faciadan kurtulan işçilerden Ali Alpuvan, sorumlu mühendislerle sendika temsilcilerinin takip cihazlarını kendilerine vererek madene soktuklarını ve bu şekilde sorumluluktan kaçtıklarını söyledi. Alpuvan, “Bana lambalar (takip cihazları) poşet içinde gelirdi. Ben Amasra Taşkömürü İşletmesi (ATİM) Müdürü Cihat Özdemir ve ATİM İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi’nin lambalarını aşağıya indirirdim. Tek bir vardiyada 25-30 lambayı indirip okuturdum. Sendika başkanlarının da lambalarını madene indirirdim” dedi.

Tanık olarak dinlenen bir diğer maden işçisi Okan Akgün de madende uygulanan baskıyı şu ifadelerle özetledi: “2020’den itibaren, çocuğum ağır kalp hastası ve Ankara’da tedavi görüyor. Üç ayda bir Ankara’ya gitmem gerekiyor. Hakkım olan bir şey. Bu sebeple sanık Selçuk Ekmekçi benim görev yerlerimi kademe kademe değiştirerek bana mobbing yaptı.” 

(Aysu Bankoğlu)

‘ÜST DÜZEY YETKİLİLER NEDEN YOK?’

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, maden katliamı davasının 4’üncü duruşmasının ardından Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Bankoğlu, “Amasra maden faciasına ‘kader’ demek en hafif tabiriyle insanlık ayıbıdır, suçu örtbas etmektir” dedi.

Dava sürecine ilişkin bilgi veren Bankoğlu, “Ancak asıl soruşturulması gerekenler de bu davada yok. TTK genel müdürü apar topar EYT’den emekli edildi. Amasra Müessese’sindeki kişiler yargılanıyor ama bunların karar alan, politika belirleyen, yönlendiren, hizmet alan ve denetleyen üstleri davada yok. TTK Enerji Bakanlığı’na bağlı. İş müfettişleri Çalışma Bakanlığı’na bağlı. Peki bakanlıkların üst düzey yetkilileri niye davada yer almıyor? Sadece birkaç memurun görevini yapmaması nedeniyle mi bu facia yaşandı? Bu durum adalet adına utanç vericidir” diye konuştu.