Ali Er, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini ve Türkiye’nin tavrını değerlendirdi: Erdoğan elini erken açtı
Emekli General Ali Er, İsveç ve Finlandi-ya’nın NATO’ya üyeliği konusunda Türki-ye’nin “evet” demesinin kolay olmadığını belirtti. Er, “Cumhurbaşkanı’nın hatası kartları masaya erken koyması. Dışişleri’ni devreye soksaydı pazarlık masası açılabilirdi. Şimdi eli boş çıkma riski var” dedi.
Sertaç EşEmekli General Ali Er, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının bu aşamada fayda sağlamayacağını dile getirdi. Er, iki İskandinav ülkesinin NATO’ya girmesi ve Türkiye’nin yaklaşımını Cumhuriyet’e değerlendirdi.
"İKİ BOYUTU VAR"
Dış politikadaki yanlışlar nedeniyle Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin durduğunu, Avrupa Konseyi’ndeki üyeliğinin tartışıldığını anımsatan Er, “Bir yerde dikiş tutturamıyoruz. Yanlış politikalar nedeniyle maalesef Türkiye kendine düşman kuruluş olarak görüyor” dedi.
Kendisinin NATO’yu, “Türkiye’yi Batı ve Batı değerlerine bağlayan menteşe” olarak değerlendirdiğini belirten Er, şunları söyledi: “İki ülkenin üyeliği, iki boyutuyla tartışılıyor. Biri NATO’nun savunma amacını güçlendirecek bir gereklilik mi? Diğeri yakın, önlenemez bir Rus tehdidine karşı iki ülkenin kendilerine savunma hattı seçmesi. Avrupa savunma mimarisinde esas temel çatkının Helsinki Senedi olduğunu düşünüyorum. Finlandiya ve İsveç’in Rusya tarafından tehdit edilmesini gerektirecek herhangi bir jeostratejik gerekçe yok. Ukrayna’dan yola çıkarak bu iki ülkeyi aynı kefeye koyamazsınız.”
"ELİ BOŞ ÇIKMA RİSKİ"
ABD’nin fırsatı iyi değerlendirdiğini, Donald Trump döneminde Grönland’ın satın alınması tartışmasının anımsanabileceğini söyleyen Er, İngiltere, Danimarka, Almanya ve İngiltere ile birlikte önalıcı bir girişim yapıldığını kaydetti.
Böylesi büyük bir stratejik adımda Türkiye gibi güney kanat ülkelerinin hemen bu karara “evet” diyebilmesinin kolay olmadığını anlatan Er, “Burada Cumhurbaşkanı’nın hatası elindeki kartları çok erken masaya koyuyor. Biraz Dışişleri’ni devreye soksaydı, belki yanımızda Portekiz, İtalya, İspanya hatta Yunanistan da Arktik bölgesinde bazı kazanım elde edecek pazarlık masası açabilirdi. Şimdi bu pazarlıktan eli boş çıkma riskiyle karşı karşıya. Bir de NATO içinde dışlanma riski de cabası. Gerekçeleri doğru ama zamanlaması yanlış. Üstünkörü açıklama yerine masada stratejik gözle yapılacak değerlendirmeler, pazarlıkta Türkiye’nin de olmasını sağlayacak başka yöntemler gerekir” diye konuştu.
"RUSYA VE ÇİN’E KARŞI ATILMIŞ ADIM"
İki ülkenin NATO üyeliğinin küresel ısınma ve Arktik Deniz’deki yeni durum olabileceğini vurgulayan Er, şöyle konuştu: “İsveç ve Finlandiya’nın karar almasının ilk emaresine geçen yıl Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasındaki yazımızda dikkat çekmeye çalışmıştık. Bunu Arktik Okyanus’ta ortaya çıkan çıkar çatışmalarının neden olduğu bir fırsatçılık diye söyleyebiliriz. İki ülkenin üyeliği durumunda İskandinavya tam anlamıyla NATO’nun kalesi olur. Bilim insanlarının öngörüleri doğru çıkarsa 2040’larda ortaya çıkacak denizyollarının kontrolü için NATO iki ülkenin üyeliğiyle uluslararası hukuk açısından savunulabilir bir üstünlük sağlayabilir. Bence Batı dünyasının Arktik Okyanusu’na yerleşme projesinde Rusya ve Çin’e karşı atılmış çok önemli bir adımdır. Zamanlaması açısından bulunmaz bir fırsat ortaya çıkmıştır. Ukrayna durumu olmasaydı bu konu yine gündeme gelecekti ama ötelenecekti.”