Alacağınız evin mutfağına değil, zemin etüt raporuna bakın

İzmir Emlak Komisyoncuları Odası (İZEKO) Başkanı Mesut Güleroğlu, “Ev alırken ve kiralarken en önce kontrol edilmesi gereken binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığı ve zemin etüt raporudur” dedi.

Erman Şentürk

Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş depremi sonrası Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) yenilenmiş diri fay hattı haritasını yayımladı. Deprem riskiyle burun buruna yaşayan yurttaşlar oturdukları yapıların güvenliği açısından tedirginlik yaşarken, bu durum emlak sektörüne de olumsuz yansıdı. Yeni ev almak ya da evini taşımak isteyen ancak kafası karışan yurttaşlara önemli bir çağrıda bulunan İzmir Emlak Komisyoncuları Odası (İZEKO) Başkanı Mesut Güleroğlu, konutların lüks olup olmadığına değil, depreme ne kadar dayanıklı olduğuna bakılması gerektiğini söyledi.

“YÜKSEK KATLI YAPILAR HER ZAMAN DAHA SIKINTILIDIR”

Oda Başkanı Güleroğlu “Ev alırken ve kiralarken ilk önce binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığı ve zemin etüt raporlarını kontrol edin. Bunun için ilgili belediyelere başvurulabilir. En güvenli alanlar sağlam zemine kurulmuş, kentin yükseklerinde, kayalık zeminlerdeki az katlı yapılardır” dedi. İzmir’de deprem durumunda en az riskli alanların Çiğli ilçesi Maltepe, Ahmet Taner Kışlalı mahalleleri, tüm EVKA blokları ve çevresi, Bornova Atatürk Mahallesi gibi bölgeler olduğunu hatırlatan Güleroğlu, “Bu yerleşim alanları kayalık zeminde olduğundan ötürü depreme daha dayanıklı. Fakat herkes öncelikle Bostanlı’da, Mavişehir’de, Alsancak gibi merkezlerde oturmak istiyor. Sağlam zemine kurulmuş az katlı yapılar her zaman daha güvenlidir. Yüksek katlı yapılar her zaman daha sıkıntılıdır. Depremde daha az riskli olan kentin yükseklerdeki bölgelerinde emlak fiyatları henüz beklendiği gibi artmadı. Geçmişte enflasyonla birlikte tüm ilde emlak fiyatları yükselmişti. Depremden ötürü emlak sektöründe 1-2 aylığına bir duraklama yaşanır. Ancak önümüzdeki süreçte buralara olan talep de artacaktır. Japonya’da her gün deprem oluyor, sorun çıkmıyor. Önemli olan binanın deprem yönetmeliğine uygun inşa edilmiş olmasıdır. Hatay’da yaşanan afetten sonra depreme dayanıklı diye satılan lüks konutların, rezidansların halini gördük. Sadece satanın bu yöndeki beyanı yeterli değil. Binanın nasıl yapıldığı çok önemli. Fay hattının üzerinden geçen binada vitrini sapasağlam, raftaki çatal kaşıkların dahi düşmediği züccaciye mağazasını da gördük” dedi.

“İZMİR’DE DÖNÜŞÜM DEĞİL, KENTSEL YENİLEME VAR”

Güleroğlu ev alırken dikkat edilmesi gereken hususları ise şöyle sıraladı: “Ev alırken ve kiralarken en önce kontrol edilmesi gereken binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığı ve zemin etüt raporudur. Bunun için öncelikle ilgili belediyelere ya da yapı denetim firmalarına başvuru yapılması gerekir. Binanın yaşı, konumu, özellikleri, metrekare bazında büyüklüğü, arsa bedelleri, içinin lüks olup olmadığı gibi kriterler üzerinden dairelere fiyat biçilir. Deprem için yapının kontrol istenecekse bunun bedeli 15-45 bin lira arasında değişir. Bunun için de karot testi ya da binanın röntgeni gibi yöntemler uygulanır. Ancak bu uygulandıktan sonra bina çürük çıktığı takdirde bunun geri dönüşü yoktur ve 6 ay içerisinde yıkım kararı uygulanır. Herkesin yerine yeni bina inşa edecek durumu olmayabilir. Kentsel dönüşüm yasası bu yüzden var ancak genel olarak İzmir’de dönüşüm değil, kentsel yenileme var. Binalar yıkılıyor, aynısı yapılıyor. Daha yeni, daha sağlam binalar yapılıyor. Ama ada bazında ve pafta bazında dönüşüm şart. Bir bölgenin tamamen dönüştürülmesi gerekir. Örnek olarak Bayraklı ilçesinin tamamen yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Güvenli binalar, parklar, bahçeler, yollar, diğer sosyal alanlar yeniden oluşturulmalı. İzmir’de böyle bir afet yaşanmadı, umarız yaşanmaz da.”