AKP iktidarı şeker ve unda yerli üreticiyi bitirdi, ithalata muhtaç bıraktı

Tarımdaki yanlış politikalar nedeniyle şeker ve unda Türkiye’yi zor bir dönem bekliyor. Yeterli gübre atılamaması ve kuraklık nedeniyle buğday üretiminde düşüş var. Rusya-Ukrayna savaşı da ithalatı sıkıntılı hale getirdi. Şekerde de 2022-2023 sezonunda yerli üretimde sorun yaşanacağına ilişkin kaygılar artıyor.

Mustafa Çakır

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de 2020’de 20 milyon 500 bin ton olan buğday üretimi geçen yıl 17.6 milyon tona düştü. Oysa Türkiye’nin ortalama buğday tüketimi yılda 20 milyon ton. Yani üretim tüketimi karşılamıyor. Ayrıca Türkiye dünyanın önemli un üretici ve ihracatçı ülkeleri arasında yer alıyor. Geçen yıl 3 milyon ton un ihraç edildi. Bu nedenle un ve makarna ihracatı için de buğdaya ihtiyaç var. Yerli üretim yeterli olmadığı için 2020’de 9.7 milyon, 2021’de de 7.5 milyon ton civarında buğday ithal edildi. Buğdayın yüzde 66’sı Rusya’dan, yüzde 18’i ise Ukrayna’dan alındı. Bu yıl kış aylarında fazla yağış olduğu için üretimde de artış bekleniyordu. Ancak üretici artan fiyatlar nedeniyle ya hiç gübre atamadı ya da daha az atmak zorunda kaldı. Ardından ilkbahar yağışları da beklenilen düzeyde gerçekleşmedi. Buğday daha başak vermeden tarlada sarardı. Birçok yerde çitfçi mahsülü erkenden biçip paketledi. Tüm bu nedenlerle bu yıl da buğday üretiminin 20 milyon tonun altında kalacağı yorumları yapılıyor. 

Geçen yıl yerli üreticiden alınan buğdayın tonuna 2 bin 250 lira, makarnalık buğdayın tonuna da 2 bin 450 lira ödeme yapıldı. 

İthalata yüksek ödeme

Oysa şu anda 6 bin ila 7 bin lira arasında fiyatla buğday ithal ediliyor. Ekmeğe zam gelmesin diye de fırıncıya yarı fiyatına satılıyor. Zarar Hazine’den karşılanıyor. Bunun sürdürülebilir olmadığına dikkat çekiliyor. İthalatın artacağı vurgulanıyor. Ancak Türkiye’nin buğday aldığı Rusya ve Ukrayna savaşta. Bu nedenle yeni pazarlar aranıyor. Kanada, Litvanya ve ABD öne çıkıyor. İthalatın da maliyetli olacağı, önümüzdeki dönemde fiyatların daha da artacağına işaret ediliyor. 

Fabrikalar satıldı

Şekerde ise 400 bin ton ithalat kararı alınan bugünlere göz göre göre gelindi. 2018’de 25 şeker fabrikasından 10’u satıldı. Türkşeker, 2021’de Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Pancar ekim alanları azaldı. Destek alamayan üretici alandan çekildi. Pancar ekim alanları 2021’de 3.3 milyon dekara geriledi. Artan girdi fiyatları nedeniyle sözleşmeli şeker pancarı üreticisi sayısı 93 bine kadar düştü. 2020’de 21 milyon ton olan üretim, kuraklığın da etkisiyle 2021’de 19.5 milyon tona geriledi. Üretimdeki düşüş ve yanlış politikalar şeker fiyatlarına artış olarak yansıdı. İktidar ise fiyatları düşürebilmek için ithalat kararı aldı. Burada da Türkşeker devre dışı bırakıldı. Şeker-İş Sendikası’nın verdiği bilgiye göre ithalat kararı, dünya şeker fiyatlarının yüksek seyrettiği bir dönemde alındı. “İthalatın piyasayı ve fiyatları regüle etmeye yaramayacağı, aksine iç fiyatları yükseltici yönde etki yapacağı kesin olarak gözükmektedir” değerlendirmesini yapan Şeker-İş, “2022-2023 sezonununda yerli şeker arzı açısından sıkıntılı olabileceğine dair kaygıların olduğu değerlendirildiğinde, şekerde kendine yeterli bir ülke olmaktan hızla uzaklaşma riski ile karşı karşıya kalabileceğimiz söz konusudur” açıklamasını yaptı. 

‘Özelleştirmenin sonucu bu’

Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, “Şeker fabrikalarını özelleştirirseniz olacağı bu. Hiç şaşırmadım” dedi. Önümüzdeki dönemde nişasta bazlı şekerlerde (NBŞ) artış olabileceğine de dikkat çeken Demirtaş, “Tüm bunlar göz göre göre geldi. Bir zamanlar Avrupa’da pancar şekerinde ilk beş içindeydik. Şimdi kendimize yeterli olmaktan çıktık. Şeker fabrikalarını sattılar. Alanların bazıları inşaat firması. Çiftçinin sigortasıydı bu kurumlar” diye konuştu. Buğday üretiminde de düşme beklendiğini belirten Demirtaş, üreticinin gübre atamadığını söyledi. Demirtaş, gübre fiyatlarındaki pahalılığa ve çiftçinin desteksiz bırakıldığına dikkat çekerek, “Bu yıl 20 milyon ton buğday üretimi olacağına da inanmıyorum. Keşke olsa da yanılsak. Ancak alt gübre yok, üst gübre yok. Nasıl olacak?” diye sordu.