Akbelen’de ağaç katliamına karşı köylüler ile yaşam savunucuları bir araya geldi: Direnişe yine barikat

Termik santrala kömür sağlamak için kıyıma uğratılan Milas Akbelen Ormanı’nı korumak için direnen köylülerin, çağrısıyla yüzlerce yaşam savunucusu bir araya geldi. Milletvekillerinin de destek verdiği eyleme katılanlar, ağaç kesiminin yapıldığı alana kadar yürüdü. Jandarma barikatıyla karşılaşan eylemciler, “Akbelen için adalet”, “Ekokırıma dur diyoruz” sloganları attı.

Mehmet İnmez / Yusuf Körükmez

Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi olan YK Enerji’nin termik santralına kömür sağlanması için ağaç kıyımına karşı köylülerin ve yaşam savunucularının başlattığı mücadele sürüyor. Akbelen Ormanı’nın kesimine geçen yaz başlanmıştı. Bölgede 45 bine yakın zeytin ağacı olmasına karşın madencilik faaliyeti zeytinlere yakın bölgelerde sahada dinamit patlatılarak ilerliyor.

Toprağa, suya, zeytinliklere sahip çıkmak için dün düzenlenen Akbelen buluşmasında Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere çeşitli illerden yüzlerce yaşam savunucusu bölgeye gitti. Birçok milletvekilinin de destek verdiği direnişe CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Gölge Bakanı Gülşah Deniz Atalar ile Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, demokratik toplum kuruluşu temsilcileri, yurttaşlar ve köylüler katıldı. 

Toplanma çağrısına destek için gelenler, bölgede önlem alan jandarma tarafından engellendi. Ören bölgesine giden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın aracının önünü kesmek isteyen eylemcilere de jandarma barikat kurarak engel oldu. Yol kenarında pankart açan çevreciler, “Katil Limak Akbelen’den defol”, “Akbelen için adalet”, “Ekokırıma dur diyoruz” “Ekokırım yasasını yapıyoruz”, “Gün gelecek devran dönecek katil AKP halka hesap verecek”, “Katil Limak işbirlikçi devlet”, “ Havama suyuma dokunma” sloganları attı.

‘EKOKIRIM SUÇ MAHALİ’

Eyleme katılan çevreciler ve köylüler, üzerinde “Ekokırım suç mahali” yazan bir şerit açarak Akbelen Orman’ı girişine kadar yürüdü. Ardından “Halka değil Limak’a barikat” sloganlarıyla İkizköy’e yürüyen eylemciler jandarma barikatı ile karşılaştı. Jandarma ile müzakereler sonucunda 50 kişilik grubun köye girişine izin verildi. Evlerinin sınırına kadar çekilen dikenli tellerden dolayı mağduriyetlerini dile getiren köylüler patlatılan dinamitler nedeniyle evlerinin hasar aldığını ve her gün depremi yaşadıklarını, mezarlıklarına bile giremediklerini gözyaşlarıyla anlattı. Köylüler topraklarından ve zeytinliklerinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı.

Akbelen davasının avukatlarından Arif Ali Cangi, ormanda neredeyse ağaç kalmadığını belirterek, “Arkeolojik alanlar, zeytinlikler hâlâ var. Kazılmayan yerlerde orman ekosistemi hâlâ yaşıyor. Çalışmalar devam ederse yok olacak. Ekokırım suçu işeniyor. Bu suçun durdurulması gerekiyor” dedi.

‘HUKUKSUZLUK DEVRİ’

Patlatılan dinamitler için izin alınıp alınmadığını soran Cangi, “Muğla valisi olası can ve mal kaybından bizzat sorumludur. Muğla Valisi’ne sesleniyorum; izin verdiyseniz ruhsatı sağlık koruma bandını denetlemeniz gerekli. Ama burada herhangi bir denetim yok. Sadece jandarma ya da özel güvenlik ‘dinamit patlatılacak’ diye bağırıyor. Türkiye tam bir kuralsızlık ve hukuksuzluk döneminden geçiyor. Hiç birimizin yaşam hakkı güvencede değil” ifadelerini kullandı.

CHP Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Gölge Bakanı Gülşah Deniz Atalar ise şöyle konuştu: “Yürütmeyi durdurma kararına rağmen, Zeytin Kanunu’na haykırı bir şekilde dinamitler patlatılıyor bu hukukun uygulanmaması demek. Doğanın, vatandaşların yanındayız. Yeraltı sularımız kirleniyor, ileride burada sağlıklı içme suyuna ulaşmak söz konusu olmayacak. Kuraklık yaşayacağız. Temiz hava soluyamıyoruz, denizlerimiz kirleniyor. Hukukun uygulanması ve çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek için elimizden gelen ne varsa yapmaya devam edeceğiz.”

Fotoğraf: Şeyda Öztürk