Afgan madenciyi benzin döküp yakmışlardı... Zanlıların ifadesi kan dondurdu!

Zonguldak'ta kaçak maden ocağında fenalaştıktan sonra ormanda yanmış cesedi bulunan Afganistan uyruklu Vezir Mohammed Nourtani'nin ölümüyle ilgili soruşturmada tutuklanan kaçak maden ocağı sahipleri Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın ile adli kontrol şartıyla serbest kalan diğer şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı. Şüpheliler, ifadelerinde birbirlerini suçladı.

DHA

Zonguldak'ta Kırat Mahallesi Koca Osman Sokak'ta 10 Kasım'da bir vahşet yaşandı.

Edinilen bilgiye göre; yoldan geçenler, yandaki ormanda yanmış cesedi fark edip ihbarda bulundu. İhbar üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Benzin dökülerek yakıldığı belirlenen ceset, otopsi için Atatürk Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırıldı. Cesedin, kaçak olarak işletilen maden ocağında çalışan 3 çocuk babası Afganistan uyruklu Vezir Mohammad Nourtani'ye (50) ait olduğunu belirlendi. Otopside Nourtani'nin 9 Kasım'da öldüğü tespit edilirken, ailesinin 10 Kasım sabahı kayıp başvurusunda bulunduğu öğrenildi. Nourtani, 11 Kasım'da toprağa verildi.

YAKILDIĞI SIRADA ÖLÜ OLUP OLMADIĞI RAPORLAR BELİRLENECEK

Olayla ilgili jandarmanın soruşturmasında Nourtani'nin çalıştığı kaçak maden ocağı sahipleri Hakan Körnöş (45) ve Enver Gideroğlu (33) ile Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın (51), maden ocağı çalışanları S.K. (27), E.D. (21) ve kömür ticareti yapan A.Ç. (45) gözaltına alındı. 

Nourtani'nin kaçak ocakta fenalaştıktan sonra hareketsiz haldeki bedeninin battaniyeye sarılıp götürüldüğü ormanda Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın tarafından benzinle yakıldığı ortaya çıktı. 

Jandarmadaki işlemleri tamamlanan 6 şüpheli adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgularının ardından Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkarılan Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın tutuklandı; S.K., E.D. ve A.Ç. ise haftada bir imza ve yurtdışı çıkış yasağı tedbirleriyle serbest bırakıldı. 

Nourtani'nin yakıldığı sırada ölü olup olmadığı, Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak raporla belirlenecek.

"SUÇLAMALAR ÜZERİME KALIR DİYE KORKUP..."

Şüphelilerin Sulh Ceza Hakimliği'ndeki ifadeleri ortaya çıktı. 

Şüpheliler Nourtani'nin ocakta vagon ittiği sırada fenalaşarak yere yığıldığını öne sürdü. Ocağa, kamyonuna kömür yükletmek için gittiğini söyleyen A.Ç., şöyle konuştu:

"Çalışanlardan S.K., 'Biri fenalaştı' diyerek beni çağırdı. İçeri vardığımda yüz üstü yatıyordu. Bir anda yere yığıldığı söylendi bana. Kalp masajı yaptım. Bir kere nefes aldı. Hava alsın diye dışarı çıkarttık. Dışarıda nefes almadığını gördüm. Kaçak ocak suçlaması ve olası suçlamalar üzerime kalır diye korkup 112'ye haber vermedim. Ocak sahiplerinden önce Enver sonra Hakan geldi. Nefes almadığını gördüm. 'Hastaneye götüreceğiz' dediler ve battaniyeye sarıp arabaya yükledik. Enver bana 'Atalım' dedi. Ben de 'Saçmalamayın, hastaneye götürelim' dedim. Yolda indim."

Şüphelilerden E.D. ise, Enver Gideroğlu'nun talimatıyla S.K. ile birlikte Nourtani'nin kıyafetlerini yaktıklarını söyleyerek, "Enver beni telefonla arayıp çağırdı. Hakan, 'Bunu buraya bıraksak, biri hastaneye götürse' dedi. Kabul etmeyince kazma kürek istedi. İstediğini getirmeyip dönünce benzin almamı istedi. Onu da kabul etmedim" dedi.

ATEŞE VERDİĞİNİ İTİRAF ETTİ

Nourtani'yi çakmak çakarak ateşe verdiğini itiraf eden Ahmet Aydın, "Nefes aldığını görmedim. A.Ç., 'Polise haber verelim' dedi, ama Hakan kabul etmedi. Hakan, 'Benim infazım var. Ocak ve işçiler kaçak. Burada çalıştığı öğrenilecek başımız ağrır. Yapacak bir şey yok, biz bunu yok edelim' dedi. Ben de ‘Olur mu öyle şey’ dedim. Hakan ile petrole gidip 5 litre benzin aldık. Hakan, Enver ve ben, bilmediğim bir yere gittik. Bagajdaki ölüyü indirdik. Hakan benden benzini istedi, Afgan'ın üzerine döktü. Bana da 'Çakmağı çak' dedi, ben de talimatıyla ateşi yaktım" ifadelerini kullandı.

"BANA YAKMAKTAN HİÇ BAHSEDİLMEDİ"

Şüphelilerden Enver Gideroğlu da, kendi aracıyla Nourtani'yi hastaneye götürmeyi reddettiğini söyledi.

Bunun üzerine A.Ç., Körnüş ve Aydın'ın içki içmeye başladığını anlatan Gideroğlu, şu sözlerle kendini savundu:

"Hakan ile Ahmet ceset olan araçla gittiler. Kafası güzel olduğu için A.Ç.'yi bıraktım. Tekrar buluştuk. Hakan benzin almış, ama bana bir şey söylemedi. Bana yakmaktan hiç bahsedilmedi. Araçta benzin olduğunu bilmiyordum. Boş bir araziye girince ‘Ne yapıyorsun’ diye sordum. Araçtan indiler. Cesedi Ahmet ve Hakan taşıdı, ama benden de yardım istediler. Yanlarına gittim. Onlardan uzaklaşıp arabaya kafamı koyup ‘Ne yapacağız’ diye düşünürken Ahmet kapıyı açarak 'Ben yapacağımı biliyorum' dedi. 10 saniye sonra bir alev gördüm. Benzini kimin döktüğünü görmedim."

VİCDAN AZABIYLA KOLLUK KUVVETLERİNE ANLATMAK İSTEMİŞ!

Hakan Körmüş ise ifadesinde, olayla ilgili pişmanlık duyduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

"Ocaktan hastaneye doğru hareket ettik. Alkollüydüm, polise yakalanmamak için ara yollardan giderken idrar yapmak için durdum. Bu sırada Enver ve Ahmet arabadan inmişti. Daha sonra baktığımda ateş yandığını gördüm. Müdahale etmek istedim, ancak edemedim. Öncesinde ben evde kullanmak için benzin almıştım. Benzini kim döktü görmedim. Ahmet de çakmağı kendisinin yaktığını söylemişti. Ben vardığımda Enver de ateşin yanındaydı. Ertesi sabah A.Ç.'nin yanına giderek vicdan azabı çektiğimi kolluk kuvvetlerine anlatmak istediğimi söyledim."