Adnan Oktar Organize Suç Örgütü’ne ilişkin yeni gelişme: Mustafa Şentop ile baskı kurmaya mı çalıştılar?

Adnan Oktar'ın lideri olduğu iddia edilen suç örgütüyle ilgili davada yeni gelişmeler ortaya çıktı. Cumhuriyet belgelere ulaştı...

Rengin Temoçin

Adnan Oktar suç örgütüne 2018 yılında operasyon yapılmış örgüt üyeleri ve örgüt lideri Adnan Oktar tutuklanmıştı. Geçen yıl ise Oktar hakkında 8 bin 658 yıl hapis cezası verildi. Adnan Oktar Organize Suç Örgütü’ne ilişkin yeni gelişmeler ortaya çıktı.

Cumhuriyet’in ulaştığı dava belgelerinde çarpıcı detaylar söz konusu. Buna göre  Murat isimli şahsın örgüt üyeleri ile bir kadın savcı hakkında dile getirdiği ifadeler de resmi kayıtlarda yer aldı. Murat isimli şahsın örgüt üyelerine bir dava hakkında savcıyı ikna etmek için AKP’nin önde gelen isimlerinden Mustafa Şentop ile konuşmaları gerektiğini söylediği öne sürüldü. 

Murat isimli şahsın, dönemin AKP’nin önde gelen isimlerinden olan ve 2019-2023 yılları arasında Meclis Başkanlığı sıfatıyla görev yapan Mustafa Şentop’un adını geçirdiği konuşmada bir davadaki kadın savcı üzerinde baskı kurabilmek için, “Mustafa Şentop gibi onu göreve getiren isimlerle direkt konuşup baskı kurabiliriz” dediği öğrenildi. Konuşmalarda Murat isimli kişinin, “Savcı ve hakimlerle direkt bağlantıya geçin, yemeğe çağırın. Sizi tanıdıkça fikirleri değişecektir” ifadeleri dikkat çekti. 

TANIK OLARAK ÇAĞIRDI

Ayrıca, örgüt üyesi Aylin Atmaca’nın bir ifadesinde dönemin TBMM Başkanı Mustafa Şentop’u tanık olarak dinletilmesini istediği belirtildi.

Atmaca ifadesinde, “Çağrılmasını rica ediyorum. TBMM Başkanımız Mustafa Şentop bey. Kendisi çok iyi dostumdur. Silahlı suç örgütü olmadığımıza dair ve devlet bağlılığımıza dair tanıklık yapması için kendisini istirham ediyorum” demişti. 

AVUKATINDAN AÇIKLAMA

İddiaların ardından Mustafa Şentop'un avukatı Yaşar Baş, konuya ilişkin bir açıklama yayımladı.

Baş şu ifadeleri kullandı:

"Müvekkilim Prof. Dr. Mustafa Şentop'un, kendisi ile hiçbir alakası bulunmayan iki kişi arasında yapıldığı iddia edilen telefon görüşmelerinin içeriği ile hiçbir şekilde ilişkilendirilmesi mümkün değildir. 

Bu konu da dahil olmak üzere, müvekkilin yargıdaki herhangi bir süreçle alakalı bir etkisi veya girişimi hiçbir zaman ve hiçbir suretle olmamıştır. 

Herhangi bir zamanda, müvekkilden böyle bir şeyin talep edilmesini düşünenler olmuş varsayılsa bile, bu kişiler müvekkilden böyle bir talepte bulunma cesareti gösterememiştir. 

Bahsi geçen örgütle ilgili bir haberde müvekkilimin isminin geçmesi bile büyük bir iftira ve haksızlıktır."