8 Haziran'da uzaya gidecek: Atasever 7 deneye imza atacak (06 Haziran 2024)

Türkiye'nin 8 Haziran'da uzaya göndereceği ikinci astronotu elektronik mühendisi Tuva Cihangir Atasever, "Mikro yer çekimi koşullarında geçireceğimiz süre yalnızca 3 dakika. Yani o üzerinde taşıyacağım 3 farklı deneyi gerçekleştirmek için 3 dakikalık bir sürem olacak" dedi.

DHA

Alper Gezeravcı'nın ardından Türkiye'nin uzaya göndereceği ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever'in Türk Uzay Bilim Misyonu Yörünge Altı Araştırma Uçuşu, 8 Haziran'da ABD'nin New Mexico eyaletinde bulunan Spaceport Tesisleri’nden gerçekleştirilecek.

Astronot Atasever'in uzay yolculuğu, yaklaşık 1,5 saat sürecek. Atasever, araştırma uçuşunun gerçekleşeceği Spaceport Tesisleri'nden video konferans yoluyla bağlanarak, uçuş öncesi eğitimlerinin devam ettiğini söyledi.

"EV ALGILARI DEĞİŞİYOR"

Uzay merakının başladığı döneme değinen Atasever, "Benim uzaya merakım, esasında üniversiteden mezun olduktan sonra Ay’a gitmiş, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yaşamış insanların dünyayı o uzak noktadan gördükleri zaman yaşadıkları psikolojik değişim dönüşümü anladıktan sonra gelişmeye başladı. Çünkü oralara giden insanların, dünyayı uzak noktadan gören insanların ev algıları değişiyor. Ev artık onlar için bütün gezegen ve aileleri de gezegende yaşayan herkes haline gelmeye başlıyor. Bunları öğrendikten, bunları okuduktan sonra uzaya olan merakım gitgide arttı ve 2017 yılında ROKETSAN'da uzay sistemleri direktörlüğünde aviyonik sistemlerden sorumlu mühendis olarak çalışmaya başladım" dedi.

"BİR SENEDEN BERİ HAZIRLANIYORUZ"

Bugüne kadar gerçekleştirdiği görevlerden bahseden Atasever, "Bugüne kadar yaptığımız şeyler esasında geçtiğimiz sene 2023 yılının Nisan ayında, ABD'nin Euston şehrinde, AX-3 Misyonu'nun hazırlıklarıyla başlamıştı. Biz Alper Gezeravcı'yla beraber eğitimlerimize başlamak için geldik. Çeşitli fazlardan geçtik. Hem NASA'da, hem Avrupa Uzay Ajansı'nda, Japonya Uzay Ajansı'nda, ABD içerisinde NASA'nın farklı merkezlerinde eğitimler gördük. Uçuşa hazırlandık. Biliyorsunuz geçtiğimiz ocak ayında AX-3, misyonunu başarılı bir şekilde icra edildi. O aşamadan sonra da esasında benim gerçekleştireceğim bu yörünge altı araştırma uçuşunun hazırlıkları daha da hız kazandı diyebilirim. Biz geçtiğimiz sene haziran ayından beri, bir seneden belki birazcık daha uzun bir süreden beri de bu gerçekleştireceğimiz bilimsel misyonun hazırlıklarına kanalize olmuş vaziyetteydik" diye konuştu.

"7 FARKLI BİLİMSEL DENEY OLACAK"

Yapacağı görev uçuşunun, uluslararası uzay istasyonunda gerçekleştirilen görevlerden bambaşka bir profile sahip olduğunu belirten Atasever, "Bir taşıyıcı uçakla beraber yaklaşık 14 kilometrelik bir irtifaya çıkıp, ilgili olumlu koşullar oluştuğu zaman ayrılıp yaklaşık 90 kilometrelik irtifaya 1 dakika gibi kısa bir süre içerisinde eriştiğimiz ve uzaya adeta dokunup geri geldiğimiz bir uçuş profili olacak. Biz bu uçuşumuzda bilimsel deneyler gerçekleştireceğiz. 7 farklı bilimsel deney olacak. Astrofizik, astro parçacık fiziğinden genetik bilimine, beyin kan ve omurilik sıvısı dinamiklerinden hücre mikrobiyolojisine kadar farklı alanlarda deneyler gerçekleştireceğiz. Bu özel uçuş profilinin insan bedeni üzerindeki etkilerini ve çeşitli donanımların denemesini gerçekleştirerek Türkiye'nin uzay bilimi alanındaki yetkinliklerini genişletmeyi amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Yapılacak deneylerde, astronotların mikro yer çekimine çıktıkları zaman artan kafatası basınçlarının sağlıklarına ne kadar kötü etki edebileceğine yönelik incelemelerin olacağını kaydeden Atasever, alın bölgesine yerleştirilecek elektronik bir cihazla kan yayılımı ve basınç değişimlerinin inceleceğini anlattı.

Atasever, "Yapacağımız deneyler yalnızca Türkiye'deki uzay bilimine değil, dünyadaki astronotların önümüzdeki yıllarda karşılaşabilecekleri birtakım olumsuzluklara karşı da bize önemli bilgiler sunacak. Önümüzdeki yıllarda dünya yörüngesine ve belki ay yörüngesinde bir yüzeyinde inşa edilecek habitatlar ve uzay istasyonlarında yaşayacak insanların o ortamlarda uzun süreler kalmasına, diyabetli bireylerin ortamlarda uzun süre kaldıklarında ihtiyaç duydukları insülini efektif bir şekilde alabilmelerine olanak sağlayacak ilk öncül denemeleri gerçekleştiriyor olacağız bu yörünge altı uçuşunda" dedi.

"LİTERATÜRE KATKI SAĞLAMAYI AMAÇLIYORUZ"

Uzay uçuşunda insan fizyolojisi deneylerinden bahseden Atasever, "Bağışıklık sistemimizi uzayda olmak nasıl etkiliyor? Bağışıklık sistemimizin mikro yer çekimi koşullarında olmanın genlerimizin ifadesinde yarattığı değişim acaba bağışıklık sistemimizin bazı kalıtsal hastalıklarla savaşma şansını ve etkinliğini artırıyor mu? Bunları araştırma şansımız olacak. Oldukça geniş bir yelpazeden bu deneyleri gerçekleştirip yalnızca Türkiye'deki uzay bilimine değil, dünyada da bazı ilkleri gerçekleştirerek literatüre katkı sağlamayı amaçlıyoruz" diye konuştu.

Bütün uçuşun 1,5 saatte tamamlanacağını aktaran Atasever, "Lakin ana gemiden ayrılıp üzerindeki roket motorunu yakarak uzaya çıkması ve mikro yer çekimi koşullarında geçireceğimiz süre ise yalnızca 3 dakika. Yani o üzerinde taşıyacağım 3 farklı deneyi gerçekleştirmek için 3 dakikalık bir sürem olacak. Oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşecek, dinamik bir uçuş olacak diyebilirim" ifadelerini kullandı.

"UZAY YARIŞI GÜNÜMÜZDE DE YAŞANIYOR"

Tarihi bir görevi gerçekleştirecek olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyduğunu ifade eden Tuva Cihangir Atasever, şöyle konuştu:

"İçerisinden geçtiğimiz eğitim süreçleri, o süreçte öğrendiğim bilgiler, tanıştığım insanlar, hepsi bana gerçekten bir ömür boyu mutluluk verecek kazanımlar elde ettirirler. Hatırladıkça mutlulukla yad edeceğim, çok güzel tecrübeler yaşamama, çok güzel bilgiler öğrenmeme, çok yeni insanlarla tanışmama vesile oldu bu süreç. Ve tabii bu özel görevin de bir sorumluluğu var. O sorumluluğu da üzerimde hissediyorum ve inanıyorum ki gerçekleştireceğimiz bu yörünge altı araştırma misyonunda bana yüklenmiş olan bu sorumluluğu da alnımın akıyla gerçekleştirip, Türkiye'deki uzay bilimine gerekli katkıyı, hedeflediğimiz katkıyı sağlıyor olacağız. Şu anda 1950-1960'larda yaşanmış olan uzay yarışına benzer bir uzay yarışı günümüze de artık yaşanıyor. Farklı bir global konjonktürde ama benzer dinamiklerle yeni bir uzay yarışı, yeni bir ay yarışı var.

Türkiye'nin bu ay yarışından ve ay ile dünya arasındaki o uzay boşluğunda yürütülecek bazı faaliyetlerle oluşacak ekonomik aktiviteden olabilecek maksimum payı alması bence elzem. Uzay teknolojileri, bizim stratejik varlığımız için önümüzdeki yıllarda çok çok önemli teknolojiler. Bu noktada bizim özellikle mikro yer çekimi koşullarında kompleks ve çok fazla malzemenin üretimi noktasına eğilmemiz önem arz ediyor. Önümüzdeki 20-25 yıllık süreç içerisinde hem inorganik hem de organik bazı kompleks malzemelerin dünya yörüngesinde inşa edilecek uzay istasyonlarında üretilip dünyadaki uygulamalar için gönderildiğini görüyor olacağız. Bu noktada da 100 milyarlarca dolar, katma değer üretilecek. Bu yarıştan geri kalmamamız, bu pastadan hak ettiğimiz maksimum payı almamız için ilgili kurumlarımızı, gençlerimizi insan kaynağımızı yönlendirmemiz stratejik bir akıllı davranmamız elzem. Bunları hayata geçirmeliyiz. Ancak bunları yapabilirsek işte çok uzun yıllardır hayalini kurduğumuz Türkiye'yi o muasır medeniyetler seviyesinin ötesine taşıma gayemizi gerçekleştirebiliriz."