40'ıncı yılında YÖK protestosu: "Zorbalığın ve şiddetin sembolü’
Gençlik örgütleri, kuruluşunun 40. yılında Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) İstanbul Üniversitesi önünde protesto etti. Eylemde, “YÖK; öğrencilere yönelik zorbalığın, şiddetin, işkencenin ve baskının sembolüdür” denildi.
Mehmet KızmazYükseköğretim Kurulu (YÖK), 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin ardından 6 Kasım 1981’de kuruldu. Gençlik örgütleri, YÖK’ü kurtuluşunun 40. yıl dönümünde protesto etmek için bugün İstanbul Üniversitesi Beyazıt ana kapısı önünde bir araya geldi.
“Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için mücadeleye” pankartı açan gençlik örgütleri, “Kayyum rektör istemiyoruz”, “Kayyımsız parasız özerk demokratik üniversite”, “Özgür bilim demokratik üniversite”, “Parasız nitelikli ulaşabilir eğitim haktır” dövizleri taşıdı. Eylemde sık sık “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Ferman devletin üniversiteler bizimdir” sloganları atıldı.
"YÖK BAZEN AMFİDEKİ KAMERA"
Gençlik örgütleri adına ortak açıklamayı okuyan İstanbul Üniversitesi’nden Ege Can, kampüslerde, dersliklerde, üniversite giriş çıkışlarında, YÖK’le karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “YÖK bazen önümüze konulan müfredat, bazen bizi gözetleyen bir ÖGB, bazen cinsiyetçi bir akademisyen, bazen amfideki kamera, bazen bir turnike oluyor. Ne zaman üniversite içerisinde bir faaliyet yapacak olsak, karşımıza yönetmeliklerle, engellemelerle çıkıyor. YÖK; öğrencilere yönelik zorbalığın, şiddetin, işkencenin ve baskının sembolüdür” dedi.
"ÜNİVERSİTEYİ ŞİRKETLEŞTİREN, ÖĞRENCİYİ MÜŞTERİLEŞTİREN"
YÖK’ün üniversiteyi teslim alamayacağını kaydeden ve geleceklerinden, özgürlüklerinden ve üniversitelerinden vazgeçmeye niyetlerinin olmadığını vurgulayan Can, devamında özetle şunları söyledi:
“‘Kalacak yerimiz yok’ diyerek kampüsü terk etmeyen arkadaşlarımızı yerlerde sürükleyenler, üniversite içerisinde faşist çeteleri kollayanlar, CTS-CİTÖK gibi birimleri kapatarak erkek şiddetinin karşısında kadınların, LGBTİ+’ların kazanılmış haklarına saldıranlar; gökkuşağı rengine karşı nefreti örgütleyip topluluklarını kapatanlar; YÖK’ün teslimiyetiyle bu saldırıları gerçekleştirmektedir. Üniversiteyi şirketleştiren, öğrenciyi müşterileştiren piyasacı saldırganlık karşısında ‘Haklarımız var!’ diyerek sesini yükselten tüm üniversitelileri hedef haline getiriyor.”
"YÖK KAPATILMADIKÇA BU SORUNLARIN HİÇBİRİNE ÇÖZÜM BULUNMAYACAK"
Üniversite Dayanışması adına konuşan Ayşe Beliz İnce ise, “Bizler, YÖK kapatılmadıkça, bu düzen değişmedikçe bu sorunların hiçbirine çözüm bulunmayacağını biliyor ve çözüm için sırtımızı bu düzene değil mücademize yaslıyoruz” dedi. Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni olan ve dersleri iptal edilen Feyzi Erçin’de kayyum rektör atamalarının üniversite özerkliğini yok ettiğini ve atamaların politik amaçlarla gerçekleştiğini söyledi.