4 yılda en az 1 milyon 576 bin 566 adet terör soruşturması başlatıldı

Adalet Bakanlığı'nın açıkladığı '2020 Yılı Adalet İstatistikleri'’ne göre; Cumhuriyet savcılıkları, 2016-2020 arasında terör suçlarından en az 1 milyon 576 bin 566 adet soruşturma başlattı.

ANKA

 Adalet Bakanlığı'nın açıkladığı '2020 Yılı Adalet İstatistikleri'’ne göre; Cumhuriyet savcılıkları, 2016-2020 arasında terör suçlarından en az 1 milyon 576 bin 566 adet soruşturma başlattı. Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bu veriye ilişkin, "15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra silahlı terör örgütü yargılamalarının çok büyük bir ekseriyetinin ne kadar hukuksuz olduğunun en bariz ispatıdır. Türkiye’nin acilen hukuka ve hukuk devleti ilkelerine dönmesi şarttır" dedi.

Adalet Bakanlığı, '2020 Yılı Adalet İstatistikleri'ni bugün açıkladı. Buna göre; Cumhuriyet başsavcılıklarınca TCK’nın “silahlı örgüt” suçunu düzenleyen 314. maddesi kapsamında 208 bin 833 adet karar alındı. Cumhuriyet savcılıkları, 2016-2020 arasında terör suçlarından en az 1 milyon 576 bin 566 adet soruşturma başlattı.

Mustafa Yeneroğlu, verilere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, "Bu istatistikler, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra silahlı terör örgütü yargılamalarının çok büyük bir ekseriyetinin ne kadar hukuksuz olduğunun en bariz ispatıdır. Söz konusu sayıların bu kadar yüksek olması, siyasetin baskısı neticesinde Yargıtay’ın ceza hukukunun en temel kurallarını yok sayan içtihatları doğrultusunda açılan soruşturmaların, suç işleme kastı olmayan, örgütün nihai hedeflerinden bihaber olan ve herhangi bir suça iştirak etmemiş masum kişilere kadar sirayet etmiş olmasından kaynaklandığı açıktır" dedi.

"TÜRKİYE’NİN ACİLEN HUKUKA VE HUKUK DEVLETİ İLKELERİNE DÖNMESİ ŞARTTIR"

Adaletsizliklere son verme çağrısı yapan Yeneroğlu, açıklamasında şunları kaydetti:

"Silahlı terör örgütü yargılamaları hukuk devleti ilkelerini zedelemekte, AİHM içtihatlarına tamamen aykırı bir şekilde yürütülmektedir. Ne yazık ki yargı, Yargıtay ve kısmen de Anayasa Mahkemesi bu hukuksuzluklara engel olamamakta, aksine hukuku ayak bağı olarak gören iktidarın korku coğrafyasında onun politikalarına alet olmaktadır. Yaşanan adaletsizlikler karşısında siyasetçilerin, hukukçuların ve kamuoyunun büyük bir kısmı da kulaklarını tıkamakta ve gözlerini kapatmaktadır. Ancak bu yargılamaların toplumda etkisi çok uzun yıllar sürecek travmalar meydana getirdiği gerçeği, ileriki zamanlarda çok daha hissedilir olacaktır. Bu yüzden zaman, adaleti konuşma, silahlı terör örgütü üyeliği yargılamalarındaki adaletsizliklere son verme zamanıdır. Türkiye’nin acilen hukuka ve hukuk devleti ilkelerine dönmesi şarttır."