28 Şubat tutuklusu 5 komutan sağlık raporuna karşın 750 gündür hapiste: 'Vatan nöbeti tutuyorlar'

İddianamesi FETÖ tutuklusu Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından yazılan 28 Şubat davasında yaş ortalaması 81 olan beş komutan 750 gündür hapiste. Tutuklu komutanlardan Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan ve 28 Şubat davası sanıklarından emekli Albay Alican Türk Cumhuriyet'e konuştu.

Çağdaş Bayraktar

FETÖ tutuklusu Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından iddianamesi yazılan 28 Şubat davasında; E. Org. Fevzi Türkeri (82), E. Korg. Yıldırım Türker (82), E. Tüm. Cevat Temel Özkaynak (78) ve E. Tümg. Erol Özkasnak (77) ve E. Org. Çetin Doğan (83) sağlık durumlarına ilişkin verilen olumsuz raporlara rağmen 750 gündür tutuklu bulunuyor.

Çetin Doğan’ın cezaevinde iki kez mide kanaması geçirdiğini anımsatan eşi Nilgül Doğan, “İlkinde hastane tetkik için 3 ay sonraya randevu verdiği için ikincisinde hastaneye gitmeyi reddetti. 83 yaşında ve haksızlığa uğramış bir generale yapılan bu tavır kabul edilemez” dedi.

Sincan’da yatan diğer 4 komutanın durumunun da farklı olmadığını belirten Doğan, “Hepsinin Adli Tıp raporlarında ileri yaşları, kronik hastalıkları ve de sakatlıkları yazılı olmasına rağmen, aylardır hakettikleri tahliyeleri verilmiyor. Bugün tam 750 gün oldu. Acaba ne bekleniyor diye merak ediyorum. Sevgili Vural Paşa’mızı kaybedince, endişelerimiz daha da arttı. Hele hele Sivas Oteli’nde onca insanı katleden birinin tahliye haberini alınca beynimden vurulmuşa döndüm. Böyle kişiler özgürken eşlerimiz vatan nöbetindeler. Bizler aynı, vatan görevini yapan askerler gibi, şafak saymaktan yorgun düştük. Bu adaletsizliği biz affetsek Allah affetmeyecek” ifadelerini kullandı. 

“UYDURULMUŞ BİR DAVA”

“Suçsuz, günahsız ve yaşları 80'i aşmış hasta insanlar sırf kin, nefret ve intikam güdüleriyle ve siyaseten cezalandırılmış vaziyette içeride tutulduğunu” söyleyen 28 Şubat davası sanıklarından emekli Albay Alican Türk, 28 Şubat davası, siyasî iktidarca her vesileyle dile getirilen sözde "askerî vesayet"kavramının içini doldurabilmek için uydurulmuş bir darbe davasıdır” dedi. 

FETÖ kumpaslarıyla açılmış bütün davalar birer birer düşerken, iş 28 Şubat davasına gelince ısrarla ve inatla sürdürüldüğüne dikkat çeken Türk, üstelik bunun, “davanın soruşturmasını başlatıp yürüten ve iddianamesini yazan savcısından sanıkları tutuklayan hâkimlere, ihbarcısından TÜBİTAK'çılarına, hatta Genelkurmay'daki asker uzantılarına varıncaya kadar hukukî prosedürdeki bütün ilgililerin FETÖ'cü çıkmasına, bunların bir kısmının ağır cezalar almış olmasına, bir kısmının firarî durumda bulunmasına rağmen” bu davanın yürütüldüğüne dikkat çekti. 

“28 Şubat davasının kesinlikle bir darbe olmadığı gibi, o süreçte askeriyle - bürokratıyla bütün duyarlı devlet kesimlerinin irtica konusundaki uyarılarında ne kadar haklı olduğunu şimdi çok daha net görüyor ve anlıyoruz” diyen Türk, şunları söyledi:

“Oysa içinde yaşadığımız bu duruma 28 Şubat sürecinde açık biçimde dikkat çekilmişti ki zaten şimdi onun intikamı alınıyor. Başta aydınlarımız olmak üzere ülke meseleleri üzerine kafa yoran herkesin bu dava ile yakından ilgilenmesi zorunlu bir görevdir. O insanların cezaevinde tutulması resmen bir işkencedir. Vural Avar Paşamızı zaten cezaevinde kaybetmiştik, umarım diğerlerinin başına da kötü bir iş gelmez. Baştan sona hukuk garabetleriyle dolu bu dava, Türk Hukuk Tarihi'ne ibret vesikası olarak geçecektir.”