22 demokratik kitle örgütü tek çatı altında toplandı: ÇEDES’e hayır

Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu çatısı altında bir araya gelen kurumların ilk eylemi 25 Ağustos’ta Eskişehir’de “ÇEDES’e hayır” adı altında yapılacak.

Figen Atalay

Demokratik kitle örgütleri artan tehditler karşısında laik ve bilimsel eğitimi savunmak için yeniden bir araya geldi. Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) çatısı altında toplanan 22 kurum tarafından yapılan ortak açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan, hukuka ve eğitim bilimlerine aykırı ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İşbirliği Protokolü’ kapsamında, İzmir ve Eskişehir illerinde il milli eğitim müdürlükleri ve müftülüklerince yürütülen, 842 ilkokul, ortaokul ve liseye ‘manevi danışmanlık’ hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu öğreticisi görevlendirilmesi ve karma eğitimin hedef alınması bunun tüm ülkeye yayılmak istenmesi bir araya gelmemizi ve örgütlü olarak tepki göstermemizi zorunlu kılmaktadır” denildi.

Devlet kurumları arasında imzalanan bu protokolun, laiklik ilkesinin açık bir ihlali olduğu belirtilen açıklama şöyle:

“Anayasaya ve 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırıdır. Ayrıca biz biliyoruz ki ÇEDES denemesi, eğitimde dinselleşme adımlarının ilki olmadığı gibi sonuncusu da olmayacaktır. Bu nedenle, Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) çatısı altında savunuculuk görevimizi yaygınlaştıracak, tepkimizi kitleselleştireceğiz.

Biz, laik ve demokratik Cumhuriyetin kazanımlarını savunan ve koruyan demokratik kitle örgütleri olarak, yetkimizi anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemez hükümlerinden; gücümüzü 100 yıllık Cumhuriyetimizin kazanım ve birikimlerinden alıyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşı ile kurduğumuz Cumhuriyetimizde, devrimlerle elde ettiğimiz hak ve kazanımlardan asla vazgeçmeyeceğiz.”

BİLİMSELLİKTEN UZAKLAŞILIYOR

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, “Ne yazık ki ülkemizde eğitimin her kademesinde laiklikten, bilimsellikten uzaklaşılıyor. Laik ve bilimsel eğitime inanan bu konuda gönüllü emek veren demokratik kitle örgütleri bir araya geldik. LABEP bileşenleri olarak sağlığımız elverdikçe laik ve bilimsel eğitimi savunacağız” dedi.

İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü Nazan Moroğlu, eğitimin, bir çocuğun en temel evrensel hakkı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Devlet bu görevini, Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla anayasaya, Milli Eğitim Temel Kanunu’na ve ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çeşitli kurum ve kuruluşlarla protokoller imzalaması; ders saatlerinde öğrencilerin okul içinde veya dışında bu kurum, kuruluş tarafından müfredat dışı uygulamaya yönlendirilmesi, Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki görev tanımına aykırıdır ve ilgili mevzuatın izin vermediği bir yetki devri kullanılması anlamına gelir. Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı ile de işbirliği yapmak üzere imzaladığı protokolde “Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesinin “Yükümlülükler” başlıklı 8. maddesinin C bendi 7. fıkrasında yer verilen şekilde uygulamaya konulması; başta anayasanın 2’nci, 24’üncü ve 42’nci maddelerine ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırıdır.”

LABEP HER İLDE OLACAK

Yürütme kurulunu ÇYDD, Eğitim İş sendikası, İKKB, İstanbul Barosu ve Türk Üniversitesi Kadınlar Derneği’nin oluşturduğu Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu’nun her ilde kurulması planlanıyor. İlk olarak Eskişehir ve İzmir’de kurulan LABEP’in ilk eylemi, 25 Ağustos’ta Eskişehir’de “ÇEDES’e hayır” adı altında yapılacak.

ÖNCELİK ÇOCUK HAKLARI

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin bu konuda yaptığı açıklamada da çocuğun nitelikli eğitim hakkının; katılım, ifade, görüş bildirme haklarının bir bütün olarak ifadesi olduğuna dikkat çekilerek “Dolayısıyla ÇEDES uygulama usul ve esaslarında yer verilen katılımda yalnızca veli izin belgesi şartı, çocuğun haklarını aktif kullanımının proje kapsamında düzenleme alanı bulmadığını göstermektedir.

Milli eğitim ve öğretim faaliyetlerinin, öğretmenler dışında bahsi geçen şartları taşısalar dahi başkaca kişi ve görevlilerce yerine getirilmesi, ilgili proje kapsamındaki uygulamaların çocuk nezdinde eşitlik ilkelerine aykırılık teşkil etmesi ve uluslararası çocuk haklarının politik görünüme büründürülmesinin sebep olabileceği hak ihlallerinin takipçisi olacağımızı bildiririz” denildi.