1999 depremi sonrası 183 çocuğa umut olmuşlardı: Yaralar spor ve müzikle kapandı

Adapazarı ENKA İlköğretim Okulu kurucu müdürü Esat Ergün, “Çocukları sevgi ile kucakladık. Resme, müziğe, spora yönlendirdik. Akademik başarıyı ön planda tutmadık. Depremden etkilenen 11 ilde de bu model uygulanabilir” dedi.

Figen Atalay

ENKA Vakfı’nca, 17 Ağustos 1999 depreminde annesini, babasını kaybeden, yaralanan, enkazdan çıkarılan çocuklar için özel bir okul yapılmasına üç gün içinde karar verilmiş ve okul 24 Ekim 1999 tarihinde Sakarya Adapazarı’nda açılmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı müfredatı temel alındı ama akademik başarıya odaklanılmadı. Öncelik çocukların ruhlarında açılan yaraların iyileşmesiydi. İlk üç yıl hepsinin karnesi “pekiyi” olan bu çocukların tamamı, liseyi, üniversiteyi başarıyla bitirdi, kimisi öğretmen olarak okuluna döndü. Adapazarı ENKA İlköğretim Okulu kurucu müdürü Esat Ergün’le hem bu okulu ve çocukları hem de Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki öğrenciler için neler yapılabileceğini konuştuk. 

‘ÇADIRLARI GEZİP BULDUK’ 

Adapazarı ENKA İlköğretim Okulu’nun kuruluş öyküsünü anlatır mısınız? 

ENKA Vakfı Başkanı Şarık Tara, depremde anne-babası ölen, zarar gören çocuklar için 650 öğrenci kapasiteli bir okul açılmasını istedi. Bunun üzerine depremden üç gün sonra Enka Okulları kurucu temsilcisi İbrahim Betil’in öncülüğünde çalışmalar başladı. Ben de gönüllü çalışmak için 7 günlüğüne geldim 7 yıl kaldım. Önce Dağdibi köyü sınırları içinde yer bulduk. 9 Eylül’de inşaat başladı. 29 Ekim 1999’da okulu açtık. 183 çocuk vardı. Bu çocukların yüzde 90’ının ya annesi ya babası, ya da ikisi birden ölmüştü. Yaklaşık 40 çocuk enkazdan çıkarılmıştı. Bu çocukları öğretmenlerle beraber çadırları gezerek bulduk. 80’e yakını yatılıydı. Barınma sorunu olan, okulda yatılı kalmak isteyen çocukların tamamını yatılı olarak aldık. 

TÜM KADRO EĞİTİM ALDI 

Kadro oluşturulurken nelere dikkat edildi? Bu çocuklara nasıl yaklaşıldı?

Öğretmen kadrosu, özellikle yurtdışı tecrübesi olan genç emekli öğretmenlerden oluşturuldu. Kadromuza psikolog ve rehber öğretmen de kattık ve hızla çocukların travmalarının atlatılmasına yoğunlaşılması için hepimiz eğitim aldık. Farklı davranışlar gösteren çocuklara öncelik verilerek grup terapileri uygulandı. Bu terapiler bazı çocuklar için uzun sürdü ama ilk üç yıl içinde çoğu normal hale gelmişti. Bu dönemde Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği (PREP) üyeleri, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Çallı, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cem Alptekin, Prof. Dr. Yasemin Bayburt, tüm fakülte hocaları büyük destek verdi.

İlk günler nasıldı? 

Çocuklarla anne, baba, kardeş üzerine konuşmayacağız, “Evde kimlerle yaşıyorsun?” diye soracağız dedik. Hiç konuşmak istemeyenler, rüyasında ağlayanlar, alışkanlıklarının tersine hareket eden çocuklar vardı. Zamanla birbirlerine kaynaştılar, okul ev ortamı gibi oldu. Resim, müzik, spor, sanat etkinlikleri yaptık. Her sabah kültür fizik hareketleri yapardık. Derslerden önce 20 dakika müzik eşliğinde kitap okurduk. Yüzme havuzu da yapıldı. Spor ve havuzun çok katkısı oldu. Okulun akademik olarak geliştirilmesi için Sakarya ve Boğaziçi üniversiteleri ile protokoller yaptık. İlk 3 yıl not yoktu, herkes “pekiyi” alıyordu. Sürekli kitaplar okundu, resimler yapıldı. 4 ve 5. sınıftan itibaren aşamalı olarak her şey daha iyi yapılmaya başlandı. 

‘MÜFETTİŞLER TAKDİR ETTİ’

Milli Eğitim Bakanlığı ile aranız nasıldı?

Sonuç olarak müfredat dışına çıkmışsınız. Müfredatı temel aldık, konular aynıydı ama uygulamalı eğitime çevirdik. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, Sakarya Valisi Nuri Okutan okulu ziyarete geldi, yapılanlardan çok memnun kaldıklarını söylemişlerdi. Bakanlık müfettişleri, yapılanları takdir ederlerdi.

ÖĞRETMEN OLUP DÖNDÜLER

Bu çocukların sınav başarıları nasıl oldu?

Eğitim yaşamları nasıl devam etti? Sınavlarda çok başarılı oldular, dereceye girenler vardı. Vakıf onları üniversite yaşamları boyunca da destekledi. Öğretmen olarak okula dönen öğrencilerimiz de oldu.

HEPSİ GÖREVE ÇAĞIRILMALI

Bu model deprem bölgelerindeki çocuklar için uygulanabilir mi?

Her şehre mutlaka böyle okullar yapılmalı. Hayırsever insanlar var, gönüllü olarak çalışmak isteyenler var. Milli Eğitim Bakanlığı genç emekli öğretmenleri göreve çağırmalı. İki ayda hazırlık yapılır, yeni öğretim yılında örnek okullar açılır. Ben de hazırım gönüllü olarak destek vermeye.