122 okulu yıktılar, 17 okul yaptılar!
Geçen yıl yaşanan 50-60 kişilik sınıfları bu eğitim öğretim yılında yine göreceğiz. Tek sırada üç öğrenci oturacak, derslikler tıka basa dolacak.
Erman ŞentürkYeni eğitim öğretim yılı öncesinde İzmir’de hem velilerin, hem de eğitimcilerin derslik sayısının yetersizliği nedeniyle huzuru kaçmış durumda. İzmir Valiliği’nin son yaptığı açıklamaya tepki gösteren eğitimciler, depremden bu yana iki yıl içerisinde yıkılan 122 okulun yerine sadece 17 yeni okul açılabildiğini hatırlatarak “İki yılda sadece okulları tamamlayan bakanlık, geriye kalan okulların yapımını kaç yılda tamamlayabilecek” sorusunu gündeme taşıdı.
“ÖNLEM ALINMADI”
Eğitimciler, bazı bölgelerde sınıfların 60 kişiye kadar çıkma olanağının yüksek olduğuna vurgu yapıyor. Salgının devam ettiği ve vaka sayılarının gün geçtikçe yükseldiği ortamda kimi okullarda ikili, kimi okullarda ise üçlü eğitime başlayacak olan “sınıfsız” öğretmen ve öğrenciler hem tedirgin hem de kızgın. Eğitim sendikaları aradan geçen sürede okul inşaatlarına neden başlanamadığını ve yapımı süren okulların hangi gerekçeyle tamamlanamadığını sorgularken göçebeye dönen ve kalabalık sınıflarda 50-60 arkadaşıyla birlikte eğitim görecek öğrencileri ise zor günler bekliyor.
“BÜTÇE AYRILMADI"
Eğitim İş Sendikası İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım: İzmir’de adı olan ama binası olmayan birçok okul var. Okullar açılacak ancak bu sene eğitim öğretim yılı yine büyük bir sorunla başlayacak. 17 tane okulun tamamlanması kalanların ise ya halen inşaat halinde olması ya da yapımına başlanamaması sınıfların üst üste olmasına yol açacak. Okulların yapımı için ayrılan bütçeler yetersiz, yapım ihalesine giren firmalar enflasyon, döviz kuru, maliyet artışları gibi sebeplerle işi bırakıyor. İzmir’de yıkımı yapılanlar hariç dayanıksız olan ve yeniden yapılması gereken başka okullar için de raporlar mevcut. Ve bu okulların yenilenmesi için de ciddi bir kaynak gerekiyor. Ama ne yazık ki milli eğitime ayrılan bütçeler diğer pek çok bakanlıktan fazla olmalıyken önceliğin başka alanlara verildiğini görüyoruz. Ülkemizde yap-işlet-devret modeliyle pek çok projenin devlet tarafından özel sektöre yaptırıldığını görüyoruz. Geçmişte valilik tarafından özel sektöre ve iş dünyasına okulların yapımı için çağrı yapıldığını gördük. İster istemez aklımıza şu soru geliyor. Okullarda da yap-işletdevret modeline mi geçilecek? Çünkü okul yaptıracak hayırseverlere bir çağrı yok. Özel sektör tarafından yaptırılacak bu okullar daha sonra nasıl kullanılacak? Bu sorunların çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı’na genel bütçeden daha fazla pay ayrılmalı. Yüzde 11’lik payla bu sorunların çözülmesi mümkün değil.
MAĞDUR OLACAKLAR
Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Necip Vardal: Depremin üzerinden iki yıldan daha uzun bir süre geçti. Pandemi sürecinde bu inşaatlar rahatlıkla tamamlanıp okullar hizmete açılabilirdi. Aslında yeterli zaman vardı ama kaynak sıkıntısı ve yatırıma ayrılan ödeneklerin sınırlandırılması okulların inşaatlarının bugüne kadar sürmesine yol açtı. İki yılda bu kadar az sayıda okulun tamamlanabilmesi sıkıntılı olan eğitim öğretimi daha olumsuz etkileyecek. Kapatılan okulların öğrencileri diğer okullara paylaştırılmış durumda. Okullarda ikili eğitimle başlayan yoğunluk bu yüzden giderek artıyor. İzmir’deki okullarda fiziki durum açısından sıkıntılı günler yine bizi bekliyor. Ancak 15-20 bin civarında öğrencimiz okullarına dönebilecek. Geriye kalanlar ne olacak? Bakanlık, geriye kalan okulların yapımını kaç yılda tamamlayabilecek? Burada tartışmalı ve kaygı verici bir durum söz konusu. Sorunların bir an önce çözülmesi ve kaynakların okulların inşasına aktarılması gerekmektedir. Deprem öncesi ve deprem sonrasında boşaltılan tüm okullar bir an önce yeniden eğitime kavuşturulmalı.