12 yıl sonra Onur Yaser Can davası sil baştan!
Onur Yaser Can’ın narkotik polisi tarafından 2010 yılında gözaltına alındıktan sonra intihara sürüklenmesiyle ilgili davada polisler ve bilirkişi 12 yıl sonra hakim karşısına çıktı. Duruşmada sanıklar yöneltilen sorulara genellikle ‘Hatırlamıyorum’ yanıtını verdi. Sanıklar çıplak arama sorusuna ise usulsüz bir durum olmadığını söyledi. Dava 2 Aralık tarihine ertelendi.
Rengin TemoçinOrta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bundan iki gün sonra, "Tutanaklarda eksiklik olduğu" gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. 23 Haziran 2010’da tekrar ifadeye çağrılan Can aynı gün intihar etti. İntiharının ardından annesi Hatice Can, oğlunun pantolonunun arka cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına dair ifadelerin yazılı olduğu bir not buldu.
12 yıl sonra "gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma", "resmi belgede sahtecilik", "resmi belgeyi bozma, yok etme" suçlarından dört polis ve bir bilirkişi hakkındaki yargılamanın ilk duruşması dün İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Dava öncesi ‘Salonun küçük olması ‘ gerekçesiyle ailenin yakınları ve gazeteciler alınmadı. Adliye güvenliği ile yurttaşlar arasında tartışma çıkarken, duruşma daha büyük bir salon olan 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı.
Duruşmaya CHP, TİP ve HDP’li milletvekilleri katıldı. Sanık Yunus Başay, Muhammed Ongun ve Onur Ülker duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Sanık bilirkişi Zafer Kökdemir ise mahkemede yer alırken, Sanık Hakan Aydın ise mazeretli olarak duruşmaya katılmadı. Hakim, sanıklara o gün yaşananlara ilişkin sorular yöneltirken sanıklar genellikle çok zaman geçtiğini ve hatırlamadıklarını belirttiler. Sanıklar çıplak arama sorusuna ise usülsüz bir durum olmadığını söyledi.
‘EVRAKTA SAHTECİLİK VE İŞKENCE BİRBİRİYLE BAĞLANTILI’
Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can söz alarak, abisinin çıplak şekilde intihar ettiğini belirterek, ‘Bu kendisine uygulanan çıplak arama işkencesinden ne kadar etkilendiğinin çok net bir kanıtıdır. Yapılan işkence ile evrakta sahtecilik birbiriyle bağlantılıdır. Yapılan işkence ve evrakta sahtecilik ayrı ayrı değerlendirilemez’ dedi. Sanık müdafi avukatı Ayhan Baykal ise, ‘Eğer Onur Yaser Can uyuşturucu kullanmasaydı bu olaylar gerçekleşebilir miydi?’ ifadelerini kullandı. Avukat Baykal’ın beyanı üzerine mahkemede sesler yükseldi. Hakim, sanık Hakan Aydın için şehir dışında olduğu için zorla getirilme suretiyle SEGBİS ile duruşmada hazır bulunmasına karar verildi. Duruşma ise 2 Aralık saat 14.00’e ertelendi.
ÇIPLAK ARAMAYI KABUL ETTİLER
Duruşmanın ardından İstanbul Adliyesi’nin önünde bir basın açıklaması yapıldı. Avukat Mehmet Ümit Erdem, ‘Hakan Aydın bir ilaç raporu sunarak duruşmaya gelmedi ama bir sonrakinde zorla getirilerek duruşmada sorgulanacak. Narkotik’te çıplak aramaların rutin olduğu bunun aslında o dönemde uygulandığına ilişkin ifadeler de dosyamızda mevcut. Bir aşamadan sonra işkence davası olarak devam edeceğine ve suçun bütün faillerinin de cezalandırılacağına inanıyoruz’ dedi. Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Ezgi Sevgi Can ise, ‘İlk defa sanıklar yargı önüne çıktı. Sanık polislerin çıplak arama ve işkenceyle alakalı yönelttiğimiz soruları da mahkeme dinledi. Bu bile mahkemenin basit bir sahtecilik olmadığıyla ilgili kanaat oluşturduğunu gösteriyor’ dedi.