10 Eylül 1922, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa İzmir'de

KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

cumhuriyet.com.tr

10 Eylül 1922 günü, Gazi Mustafa Kemal Paşa, yanında Mareşal Fevzi Paşa, Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Garp Cephesi Kurmay Başkanı Yarbay Asım Bey ile beraber İzmir’e girmişlerdir. Bu geliş, onun İzmir’e dördüncü misafirliğiydi. Kendisinin ve İzmirlilerin özlem duyduğu bu kavuşmayla, sadece İzmir kurtulmamış, Kurtuluş Savaşı’nın son kurşunu da atılmıştı. 

‘Gazi’nin İzmir Günleri’ belgeselinde konuşan ve 2004 yılında kaybettiğimiz Mekteb-i Sultani mezunu Enver Kösemen, Gazi’nin İzmir’e girişini şöyle anlatmıştır:

“Geldiler, Çorakkapı Karakolu’nu geçtiler, yanında Fevzi Paşa ve diğerleri vardı. Ben de arkalarından koştum. Hatuniye, Peştemalcılarbaşı, Başoturak derken Konak’a kadar geldim.”

Gazi, Kordon’da arabasıyla ilerlerken; “Bir rüya görmüş gibiyim” diye mırıldanmış ve İzmirliler tarafından büyük bir sevinç ve coşkuyla karşılanmıştır. Hükümet Konağı ile Konak Vapur İskelesi arasında büyük bir kalabalık oluşmuş, meydan hıncahınç dolmuştu. Alkışlar ve “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” sesleri göklere yükseliyordu. Gazi, bir ara Hükümet Konağı’nın balkonundan kendisini çılgınca sevgi gösterisinde bulunan İzmirlileri selamlarken, onlara şöyle seslenmiştir; “Başarı benim değil, sizin milletindir.”

Ruşen Eşref Bey, İzmir Valiliği önünde yaşananları şöyle anlatmıştır:        

“Güneş ışığı altındaki pırıl pırıl Akdeniz gibi karşında sevinçten kamaşmış halkın uğuldattığı o meydanın bir kenarından konağın kapısına doğru bir büyük çiçek ve kurdaliye demetinin ilerlediği görüldü. Sırtı al beyaz kurdelelerle bezenmiş bembeyaz bir kuzu… ‘Aman çabuk gidin söyleyin, şu kuzuyu kesmesinler.

Aşağıya hızla koştum. Fakat kapının önüne varınca gördüm ki beyaz mermere al kanlar yayılmış. Vaktinde yetişemediğimizi arz etmek için başımı ve ellerimi yukarı sana doğru baktım. Gördüm ki balkondan çekilmişsin. 

Valilikte, tam yemeğe buyurun’ denileceği sırada bir top ve mitralyöz yaylımı başladı. O; ‘Pusuya mı düşürülmüştük?’

Torbalı tarafından gelen Yunan askerleri, Üsteğmen Çolak İbrahim’in önünden kaçıyorlarmış’ dedin. Sonra gülümseyerek:

‘Bilesin, meseleydi, yani. Onlar bilmeden bizi bastırabilirlerdi’ dedin. 

O gün İzmir Valiliği’nin önünde atının kuyruğuna bağladığı Yunan bayrağını yerlerde sürükleyen Süvari Çolak İbrahim’i gören Gazi, emir çavuşu Ali Metin’le, ona şu haberi yollamıştır:

“Bayrağı yerde sürümesinler. Bu bizim adaletimize yakışmaz.” Bunun üzerine Yunan bayrağı atın kuyruğundan çözülmüştür.  

O, ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, derken İzmir’i kastetmiştir. 1240 günlük vuslat bitmiş, İzmir kurtulmuş ve de vatan kurtulmuştur. Sırada Karşıyaka İplikçizade köşkünde üç gün kalmak, Uşakizade Latife Hanım ile tanışmak var.  O’nun Uşak’ta ve İzmir Konak’ta Yunan bayrağına karşı saygıyı daha önce işlemiştik. Fikri Altay’ın Karşıyaka’daki evinde yaşananları da haftaya anlatacağım. 

Ahmet Gürel

Atatürk Araştırmacısı