Tütünde kamucu politikalara dönülmeli
Tütün üreticisi yabancı sermayenin belirlediği sözleşmelerle üretim yapmak zorunda kalırken binlerce çiftçi üretimden koptu. Çiftçi-Sen ve ZMO “Acilen kamucu politikalara dönülmeli” diyor.
Rıfat KırcıEge tütünü dünyanın en kalitelileri arasında yer aldığı söylense de üretici kazancının giderek düşmesi nedeniyle ekimden vazgeçme noktasına geldi. Tütün alım şirketlerinin verdiği fiyatlar düşük kalırken üreticiler tepki eylemleri düzenleyerek sözleşmelerini yırtıyor. Üreticiler her geçen yıl ekimden vazgeçiyor. 2000 yılında 578 bin üretici varken bu sayısı günümüzde 50 binlere kadar düştü. Türkiye’de tütün ürünleri imalatının en az yüzde 85’i ise yabancı büyük şirketlerin kontrolünde bulunuyor. Uzmanlar tütün üretiminin ülke ekonomisine katkı sağlayabileceğini ancak tekrar kamucu politikalara dönülmesi gerektiğini belirtiyor.
“IMF İSTEDİ YASA ÇIKTI”
Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Başkanı Ali Bülent Erdem, tütünün geçmişte önemli ihraç ürünlerinden olduğunu ancak bugün üreticinin ekimden vazgeçtiğini vurguladı. 1980’li yıllardan beri uygulanmakta olan neoliberal politikaların tarıma yansımasını en acı şekilde tütün üretcisinini yaşadığını belirten Erdem şöyle konuştu: “TEKEL’i yok edecek sürecin kararları 1980’den itibaren alınmaya başladı. Sonuç olarak 2002-2004 dönemi için düzenlenecek Stand-By anlaşmasında IMF’nin 10 milyar dolarlık kredi verme koşulu olarak Tütün Yasası çıkarıldı. TEKEL piyasadan el çektirildi, tütün ve tütüncülüğümüz küresel tütün kartellerinin hizmetine sunuldu. Sözleşmeli Üretim dönemi başladı. Sözleşme koşullarının belirlenmesinde hiçbir söz hakkı olmayan üreticiler alıcı firmalarının kendilerine dayattığı sözleşmeleri imzalayarak tütün üretmek zorunda kaldılar.”
“ÜRETİM BİTME NOKTASINA GELDİ”
Üreticinin kendi haklarını savunamaz duruma düştüğünü söyleyen Erdem şunları aktardı: “Tütün kıraç toprakların ürünüdür. Alternatifi neredeyse yoktur. Bu şansı yakalayan üreticiler zeytin ve şaraplık üzüme dönmüşlerdir ama küçük aile tarımı olan tütün üretimiyle küçük topraklarında gelirlerini sağlayabilen üreticiler geçimlerini sağlamaktan uzaklaşmıştır. Ege Bölgesinde Akhisar, Kırkağaç, Soma gibi tütün üretim merkezlerinde tütün üretimi bitmiş gibidir. Uşak ve Denizli bölgelerinde kıraç topraklarda başka bir ürün yetiştirme şansı olmayan üreticilerin sayıları giderek azalsa da tütün üretimi devam etmektedir.”
“İFLASLAR KAÇINILMAZ”
Üreticinin borç içerisinde olduğunu da vurgulayan Erdem son olarak şu değerlendirmede buludnu: “Üretici borç içinde olduğu için avans fiyatına, ailelerinin emeklerini yok sayarak geçen hasat dönemine kadar neredeyse maliyetine tütün üretmişlerdir. Ekonomik krizle beraber girdi fiyatlarının katlanarak artması, iklim koşullarının üretimi olumsuz etkilemesi sonucu zararlarının büyümesiyle tütün üretilen bölgelerde eylemler başlamış, ilk defa sözleşme fiyatlarının az da olsa üzerinde ürünlerini satabilmişlerdir. Bu hasat dönemi en yüksek fiyatın 115 TL olarak belirlenen sözleşmelerle girdi fiyatlarının hızlı yükselmesi sonucu üreticilerin iflasları kaçınılmazdır. İlk ses fiyatların 160 TL. yükselmesi talebiyle Uşak, Eşme’den gelmiştir. Seslerin yükselerek eylemlere dönüşeceği kesindir.” Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise üreticinin sorunlarının çözülmesi için TEKEL’in tekrar kurulması gerektiğini belirtti. Tütün üreticilerinin sözleşmeli üreticilikle çok uluslu yabancı tekellerin insafına bırakıldığını aktaran Suiçmez “IMF, Dünya Bankası, AB direktiflerinin ülkemizde yaşama geçirildiği 1999-2001 yıllarında, 15 günde 15 yasa ile tütünde yeni son hazırlandı. Neoliberal tarım politikalarının kesintisiz ve acımasız sürdürüldüğü 2024 dahil son yakın geçmiş yıllarda, tütün üreticisi sözleşmeli üreticiliğe zorlandı. Tütün sözleşmeleri tamamen üreticinin aleyhine düzenlendi. Girdi maliyetleri sürekli artarken, tütüne özel somut devlet desteği de yok” değerlendirmesinde bulundu.
“ÖZEL DEĞİL KAMU KONTROLÜ”
Suiçmez son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Çözüm için, 100 yıl öncesine gitmeye gerek yok. Çözüm belli. TEKEL yeniden kurulmalı, yerli tütün ve sigara üretimini ve ticaretini kamu yararına yeniden düzenlemeli. Yerli tütün üretimi ve üreticisi somut desteklenmeli, gerçek maliyetler üzerinden alım garantisi verilmeli ve yeterli ürün alınmalı. Tütün üreticilerinin sözleşmeli üreticilikle sömürülmeleri önlenmeli, tütün üreticileri güçlü örgütleriyle pazarlık hakkını kullanmalı. Yerli üretici sayısı ve üretim miktarı artmalı. Tütün tarımı ve sanayi her alanda ve anlamda koşulsuz ülkemiz çıkarına düzenlenmeli.”