Tarım çıkmazda

Bir ‘Tarım ülkesi’ olarak bilinen Türkiye’de yaz aylarında sebze ve meyvelerde adeta yangın var. Çiftçi ürününü satamıyor, tüketici ürüne ulaşamıyor. Tarım Ekonomisti Prof. Dr. Tayfun Özkaya girdi maliyetlerinin yüksekliğine ve aracıların tekelleşerek üreticiye ve tüketiciye fiyat dayattığına dikkat çekerek, “Endüstriyel tarım dediğimiz bu sistem çıkmazda. Acilen ‘agroekolojik tarım’a geçilmeli” dedi.

Yusuf Körükmez

Türkiye’nin birçok ilçesinde üreticileri, artan maliyetlere ve düşük alım ücretlerine karşı eylemlerini sürdürüyor. Traktörleriyle yolu kapatan çiftçiler, ürününü yola dökme, ücretsiz dağıtma gibi eylemler gerçekleştirse de ne Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ne de Gıda Kurulu’ndan üreticiye bir geri dönüş olmadı. Tarım Ekonomisti Prof. Dr. Tayfun Özkaya da girdi maliyetleri, aracı şirketlerin tekelleşmesi gibi nedenlerle endüstriyel tarımın durumu daha da kötüleştirdiğini ve acilen agroekolojiye geçilmesi gerektiğini işaret etti.

“ARACILAR TEKELLEŞTİ”

Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yurttaşın gelir durumunun çok düştüğünü belirten Özkaya, “Tarım ürünlerinin aracılığını yapanlar son dönemde çok büyük güç kazandı. Tekelleştiler. Fiyatları daha çok yükseltmemek için kendi aralarında anlaşmalar yapıyorlar bu da tabii küçük çiftçiye hiç uygun değil. Piyasadaki fiyatlar düştüğü zaman şirketler ve fabrikalar çiftçinin malını o anda almıyor. ‘Fabrika dolu’ diyor. ‘Üç, beş gün sonra alalım’ diyor. Domates düşünün üç gün beklerse çürür ve atılır. O zaman çiftçi de düşük fiyata mecburen satmak zorunda kalıyor ve yine aynı firma alıyor. Piyasa fiyatı böyle düşürülüyor. Ancak çiftçi malını şirkete değil piyasaya satayım dese bu kez şirket üreticiyi mahkemeye veriyor. Bu anlaşmalı tarımda problem bu, şirketler çok güçlü. Ayrıca süper marketler de çok güçlendi son dönemlerde. İstedikleri fiyatı hem üreticiye hem de alıcıya dayatabiliyorlar. Problemlerden biri çok net aracılar. Hem çiftçiye hem de tüketiciye fiyat dayatabiliyorlar” diye konuştu. 

"DEVLET SÜBVANSİYON ETMELİ"

Girdi maliyetlerindeki anormal artışlara da dikkat çeken Prof. Dr. Tayfun Özkaya, “Girdi çoğu ithal ediliyor. Ya da onları üretmek için hammadde ithal ediyor. Gübre, tarım ilacı, su, elektrik, mazot çok yüksek fiyatlardan alıyor çiftçi. Endüstriyel tarım dediğimiz bu sistem, tarım ilaçları veya kimyasal gübrelerle yapılan bu tarım sistemi bir çıkmazda... 80’den bu yana gübre fabrikalarının özelleştirilmiş olması tüm zirai ilaçların ithal edilmesi, Türk lirasının değerinin düşmesi gibi nedenlerle girdi fiyatları ister istemez çok yükseliyor. Bu da tabii çiftçinin bir makas içinde ezilmesine yol açıyor. Enflasyon nedeniyle de gelirinin erimesi çiftçinin yok olmasına yol açıyor. Devletin bu girdilere kısa vadede birkaç yıllık bir süreç içinde sübvansiyon etmeli ve aracıların gücünün kırması lazım. Uzun vadede bu ‘endüstriyel tarım’ terk edilerek ‘agroekolojik tarım’a geçilmeli. Aracıların gücünü kırmak için hem üretici hem de tüketici kooperatiflerinin desteklemek gerekir. Devletin daha aktif rol alması gerekiyor. Kimyasallarla yapılan tarıma son vermek gerekiyor. Bunlar tabii bir yılda olacak şeyler değil, bir süreç ister. Ama yavaş yavaş yavaş yavaş buna geçilirse hem maliyetler düşecektir hem de verim artacaktır” dedi.