Arif Kızılyalın: Ne de olsa Galatasaray

Galatasaray, Lazio önünde kora kor, başa baş bir oyun çıkardı, İtalyanların kendi kalesine attığı gol Avrupa zaferinin ateşini yaktı.

Arif Kızılyalın / Cumhuriyet

Galatasaray Avrupa kupası maçlarında bir başkadır...

Bakmayın son yıllarda bu geleğin bozulur gibi olduğuna.

Hatırlar Batı'ya yani Edirne ötesine açılan pencere olduklarını, avrupa kupası gecesi geldiğinde...

Ve bir ritüeli vardır tribünlerin.

Taa, eski Ali Sami Yen'e, şimdi kazulet gibi dikilen beton kulelerin arazisi, Mecidiyeköy'deki tarihi stada kadar dayanır bu ritüel..

İşler iyi gitmeyince, gol gelmeyince, tribünler Gençlik Marşı söyler; birileri tekbir getirirken, geleneğidir gençlik Marşı Galatasaray tribünlerinin...

50'li dakikalarda Gençlik Marşı'nı duyduğum anda, o gol gelir dedim.

Az kaldı Kerem atıyordu. Arkadaşının al da kaleye yolla dedği topu az farkla dışarı gönderdiğinde, "Olmayacak" demiştim ki, Morutan'ın ortamsı şutunu Laziolu savunma oyuncusu uzaklaştırmak için havalandırdı. Top havan opu gitti taaa tepeye çıktı. Yere inerken kaleci elini uzattı..

O da ne Allahım!

Gol.

Hem de ne gol!

O ana kadar sallamıştı "Kötü" Galatasaray, "Harika" Lazio'yu...

Kötü derken, biz kötü demedik. Ama beğenmeyenler vardı.

Ve o beğenmeyenler ilk 50-55 dakika ağzı açık izledi Galatasaray'ın hızlı oyununu.

İki Rumen'ine Taylan'ın yardımcı oluşunu, Halil'in ileri uçta büyüyüşünü izledi herkes.

Ve Marcao...

Takım arkadaşı Kerem'e yaptığı hareket sonrası belli ki içine oturmuş bazı şeyler.

300 Spartalı'nın son nefesini veren komutanı Leonidas gibiydi.

Gelelim maça; gerçekten Galatasaray yüreğini koydu sahaya. Orta alanın üç ismi Cicaldau-Morutan-Taylan birbirini tamamladı. Kenarlar da onlara ayak uyduracaktı.

Lazio böylesine etkili bir Galatasaray beklemiyordu belli ki!

İlk yarıda pozisyon buldular, direk izin vermedi. Şutlar da çok isabetli değildi, ama takım oyununda FAtih HOcanın takımı Sarri'nin takımına göre bir 'tık' öndeydi.

İkinci yarıda karşılıklı ataklar vardı, tempoyu düşürmediler, biraz da şans diyebileceğimiz nitelikte golü buldular.

Sonrasında Fatih Terim'in Kerem-Babel, Taylan-Emre Kılınç değişiklikleri dikkat çekti. 

O sırada Morutan'ın sakatlanıp, yerini Feghouli'yi bırakması şansızlıktı.

Son dakikalar erimek bilmedi.

Doğal olarak skoru koruma iç güdüsü ile 90. dakikaya gelindi, artık gözler uzatmalardaydı.

Orada da tuttu oyunu Galatasaray.

Ne de olsa Galatasaray'dı...

Şampiyonlar Ligi ağırlığındaki grubun ilk hafta lideri oldu, daha önemlisi camiasının yüzünü güldürdü...

Teşekkürler Cim-Bom!