F1 2022: Daha iki yarıştan beklettiğine değdi
F1’de merakla beklenen sezonun ilk iki yarışı olan Bahreyn GP ve Suudi Arabistan GP geride kaldı. Geçen sene Hamilton ve Verstappen’in son tura kadar süren şampiyonluk mücadelesi, sezon öncesinde rekabeti artırması için araçlarda yapılan radikal değişiklikler ve takımlarla ilgili beklentiler merakı doruğa çıkardı.
ÇAĞDAŞ BAYRAKTARİlk yarışı Ferrari’den Leclerc, ikincisini de Redbull’dan son şampiyon Verstappen kazandı. Sezonun 22 yarıştan oluştuğu yerde 2 yarış üzerinden genelleme yapmak çok sağlıklı olmasa da, bize önemli ipuçları verdiği bir gerçek…
Değerlendirmeye geçmeden önce biraz geriye gidelim…
Geçen senenin sonunda Cumhuriyet Pazar eki için Serhan Acar’la yaptığımız söyleşide kendisine, “Yeni Dünya Şampiyonu Verstappen, aracının limitlerini zorlaması, virajlardaki hızı başta olmak üzere yeni bir dominasyon potansiyeline sahip. Diğer yandan, gelecek yıl Mercedes'te Hamilton'un takım arkadaşı olacak Russell ve Norris, Leclerc, Gasly, Tsunoda, Ocon gibi gelecek vadeden pilotlar da var. Önümüzdeki sezonlara ilişkin öngörünüz nelerdir?” sorusunu sormuş ve şu yanıtı almıştım:
“Yeni dünya şampiyonu Verstappen muhtemelen 2030’lara doğru F1’in en dominant isimlerinden biri olacak. Bu konuda ben de size katılıyorum. Tabii dünya şampiyonluğundan sonra artan özgüveniyle birlikte neler yapabileceğini önümüzdeki yıllarda birlikte göreceğiz. Ama tabii bir çağın sonuna doğru geliyoruz. Birkaç sene içerisinde Hamilton'un emekliye ayrılmasını bekleyebiliriz fakat arkadan çok kuvvetli yıldızlar geliyor. İngiltere’den Russell ve Norris hakikaten ilgi çeken, geliştikleri performansı yakalamış vaziyetteler. Leclerc Ferrari’nin geleceğini kurduğu bir isim.
Red Bull’un dominant ismi muhtemelen Verstappen olacak ama Pierre Gasly’nin de Red Bull’un ikinci takımında(AlphaTauri) bu sene çok iyi bir iş çıkarttığını gördük. Mercedes geleceğini Hamilton'un emekliliğinden sonra Russell üzerine kurmuş durumda. Russell da gerçekten şampiyonluk yakalayacak hıza sahip olduğunu zaman zaman gösterdi. Norris başka genç yıldız, bir başka İngiliz. Onun da bu seneki performansı sezonun üçte ikilik bölümünde sıra dışıydı. Ferrari’de Leclerc var, Kırmızılar da geleceği onun üzerine kurmuş vaziyette. Ferrari’deki takım arkadaşı Carlos Sainz da çok dikkat çekmese de çok istikrarlı bir performans çıkartıyor, hem geçen seneki hem bu seneki Ferrari yılında.”
YOKSA O SENE, BU SENE Mİ?
Geçen sezonun son yarışlarında Mercedes’in Redbull’u zorlayan, Ferrari’nin de yükselen temposu dikkat çekmişti. Sezon öncesinde Hamilton’un kaygılı açıklamaları çok önemsenmemişti. Bunda Hamilton’un, hatta Mercedes’in “Her sınavdan önce sızlanıp sonra yüksek not alan öğrenci” profili çizmesinin payı vardı. Kaygılar konusunda belki de Hamilton ilk kez haklıydı, lakin yalancı çoban durumuna düşünce yeteri kadar dikkate alınmadı. Ferrari’deki gelişmeler ise kendi taraftarlarına yaklaşık 10 senedir kurdukları cümleyi bu yıl daha inanarak kurdurdu:
“Yoksa bu sene, o sene mi?”
Değişiklikler sonucunda görüldü ki, Mercedes, “yunuslama” olarak tanımlanan aracın hareket halindeyken sekme sorununu henüz çözemedi. Redbull, özellikle Ferrari’nin aracı ile arasında olan ağırlık farkını ortadan kaldırmaya çalışırken yakıt pompasında sorun yaşaması, Perez ve Verstappen’in ilk yarışta dramatik biçimde yarış dışında kalmasına yol açtı.
Leclerc’in birinci olduğu yarışta onu takım arkadaşı Carlos Sainz Jr takip etti. Ferrari’nin ilk yarışta “duble” yapması, Kırmızılar için rüyadan bile ötesiydi. Hamilton, Redbull’ların son turlarda yarış dışı kalmasıyla temposuna rağmen kürsüde 3. olarak kendisine yer buldu. Onu takım arkadaşı “altın çocuk” George Russell takip etti. Yarışmanın sürprizlerinden birisi ise, Haas’ın “git denince giden, gel denince gelen” pilotu Kevin Magnussen’in beşinciliği oldu.
F1’i düzenli takip edenler; Haas takımı ile “beşincilik”in aynı cümlede geçmesinin, Ferrari ile “duble”nin aynı cümlede geçmesi kadar zor olduğunu bilir. Magnussen’i sırasıyla Mercedes sonrası performansı merak edilen Valtteri Bottas, Estaban Ocon, Yuki Tsunoda ve Fernando Alonso takip etti. Yükselen değerlerden, Alpha Tauri pilotu Pierre Gasly’nin yarış dışı kalmasını, Redbull’da olduğu gibi Honda motoruna bağlamak yanlış olmaz. Takım olarak en büyük hayal kırıklarından birisi ise, geçen senenin diri takımlarından Mclaren… Takımda Daniel Ricciardo yarışı 14. sırada tamamlarken, yarışı 15. sırada tamamlayan Lando Norris’in yarış sonu açıklaması durumu gözler önüne seriyordu:
"Bu sezon acı bekliyorum ve bence herkesin de bilmesi lazım, birazcık acı çekeceğiz. McLaren ve kendi adıma daha fazlasını beklerdik, ancak şu an bu durumda değiliz, buna alışmamız lazım, geçtiğimiz senelerde bu pozisyonda olmuştuk ancak iyimser olmalıyız."
BİR DEVRİN SONU MU?
Suudi Arabistan GP sıralama turları iki büyük sürpriz ve bir kaza ile damga vurdu. iki büyük sürpriz, Perez’in yarışa pol pozisyonunda başlaması ve Hamilton’un 16. Sırayı alarak Q1’de elenmesiydi. İzleyenlerin yüreğini ağzına getiren kazayı ise Mick Schumacher yaptı. Mick’in ucuz atlattığı kazanın Haas’a maliyeti ise yaklaşık 1 milyon dolar.
İlk yarıştaki yakıt pompası sorununu çözmüşe benzeyen Redbull’da, yarışa birinci sırada başlayan Perez’in en büyük şansızlığı, liderlik için yarıştığı Leclerc’in pit hamlesine ön almak için pite girdikten sonra güvenlik aracının piste girmesi ve diğer pilotların pit konusunda durumu avantaja çevirmesi oldu.
Bu nedenle “Checo” Perez, ne olduğunu anlamadan 4. sıraya geriledi. Yarışa damga vuransa Leclerc- Verstappen çekişmesiydi. Birbirini iyi tanıyan bu iki pilotun çekişmesinde dikkat çekenlerden birisi de, Hamilton-Verstappen çekişmesinden farklı olarak pilotların birbirine daha temkinli ve saygılı profil çizmesiydi. Belki de bu durum, çekişmenin “cicim ayları” olmasının geçici nezaketidir, yaşayarak göreceğiz.
Yarıştaki başka çarpıcı durum, Hamilton’un hiçbir sorun yaşamadığı halde gerilerde kalması ve yarışı 10. Sırada tamamlamasıydı. Mercedes’in patronu Toto Wolff’ün, “Şu anda Almanya’daki benzin fiyatının 1,50 euro’ya inmesi mi yoksa Hamilton’ın sekizinci dünya şampiyonluğunu kazanması mı daha gerçekçi?” sorusuna “Söylemesi zor ancak benzin fiyatlarının düşmesi daha gerçekçi duruyor.” yanıtı vermesi de –yine taktiksel değilse- acı tabloyu resmediyor.
RUSSELL, GELİYOR MU?
Yarışa dönecek olursak, Hamilton’un 10 bitirdiği yarışı Russell’in yarışı 5. Sırada bitirmesi ve iki yarış sonunda Hamilton’dan fazla puan toplaması, Hamilton’ın yıllardır ağır bastığı kefenin karşısına konumlandırılan Russell’in, tahterevalliyi sanılandan hızlı kendi yönüne döndürme ihtimalini de düşündürüyor.
Verstappen’in yarış performansıyla “Ben daha buradayım ve hala en iyiyim” diyerek kazandığı yarışta 2. sırayı Ferrari’den Leclerc, üçüncü sırayı Sainz ve dördüncü sırayı Perez aldı. Beşinci sıradaki Russell’i, iki yarıştaki performansıyla ve takım arkadaşı “yaşlı kurt” Alonso ile tehlikeli yakınlaşma içerisine giren dikkat çeken Alphine pilotu Estaban Ocon, Gasly ve dokuzuncu sırada Magnussen takip etti. Bottas ve Ricciardo ise araçlarındaki sorunlardan ötürü yarış dışı kaldı.
BUNDAN SONRASI NE VAADEDİYOR?
İlk iki yarış sonrası izlenim, Hamilton dominasyonunun bittiği yönünde. Hamilton, “Acaba geçen sene zirvede mi bıraksaydım” sorusunu kendisine hiç olmadığı kadar çok soracak gibi duruyor. Verstappen, ikinci yarıştaki zaferi ile “Biz daha ölmedik, tek sezonluk pilot değilim” derken Leclerc çok güçlü geliyor. Öyle ki, 2022’de lider gidilen tur sayılarına bakıldığında şöyle bir manzara ile karşılaşıyoruz:
- Leclerc: 85 tur
- Perez: 14 tur
- Verstappen: 6 tur
- Sainz 2 tur.
Mercedes denkleme giremezse, şampiyonanın Leclerc ile Verstappen arasında geçmesi olası. Bu ikiliden sonra en çok yarışı Sainz kazanırsa şaşırtıcı olmaz. Sürüş istikrarını geçen sene görece daha kötü arabayla da kanıtlamıştı. Perez’le arasındaki çekişme, takımlar şampiyonasında şampiyonu belirleyebilir. Mercedes’teki iyileşme durumuna göre Russell da kadraja girebilir.
Kısacası, yarışları heyecanlı kılan şey, sonuçlara ilişkin belirsizliktir. 2022, daha ilk iki yarışta oluşan öngörülemezlik silsilesi ile izleyicilere fazlasıyla vadediyor.