İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas'ın düşü, kenti dünyanın bir numarası yapmak
İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Murat Abbas, amaçlarının kültür ve sanatı herkes için erişilebilir hale getirmek olduğunu söylüyor.
Orhun AtmışBüyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış, kadim kültür geleneği olan, şu anki nüfusu 16 milyonu aşan, yani kendi başına bir ülke gibi bir şehir: İstanbul. Böyle bir şehirde kültür-sanat alanında yapılan çalışmaların tüm dünyada parmakla gösterilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) de ciddi bir şekilde elini taşın altına koymasını beklersiniz. İstanbullular da bunu çok bekledi.
20 yıllık AKP ve ondan önceki yönetimin kültür-sanat alanında akılda kalıcı bir performansı olmadı, yeni alan ve mekânların açılmasını beklerken kapatılanlara da tanık olduk. Ancak İstanbul’da 2019 yerel seçimlerini Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasıyla birlikte bu konuda da ciddi bir atılım yaşandı. İBB Kültür AŞ’nin bu başarısının altında, sektörün sevilen ve bilinen ismi Murat Abbas’ın 2020’nin son ayında genel müdürlük görevine getirilmesinin büyük payı var. Murat Abbas ile konuştuk.
‘MÜZE GAZHANE...’
- Müze Gazhane, Festival Park gibi yeni alanların açılması... Hasret kaldığımız yenilikler bunlar. Yeni mekânlar sizce de şehrin havasını değiştirmeye başladı mı?
Müze Gazhane, tarihi bir mirasın ve kolektif, büyük bir çabanın sonucu olarak doğdu. Çok önemli, simgesel bir değerin, bir sene içerisinde sektör paydaşlarının katkıları ile kültür-sanat gibi temel bir ihtiyacı sahiplenen kamusal yaşam alanı haline gelmesine hep birlikte tanık olduk. Müze Gazhane; kütüphanesi, sesli-sessiz çalışma alanları ve sergi mekânları ile ailelerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirebileceği, her yaştan kitlenin ilgisini çekebilecek etkinliklerle yedi gün aktif olmasının yanı sıra değerli sanatçıların ve toplulukların sanatsal faaliyetlerini İstanbullularla buluşturabildiği multidisipliner bir alan haline geldi.
“Kutlamaya değer” mottosu ile İstanbullularla ve kültür-sanat sektörü ile buluşturmanın heyecanını yaşadığımız, şehrin yeni açık hava etkinlik mekânı Festival Park Kadıköy ise açılış kutlamalarına özel olarak mekânı tanıtmak ve bilinirliğini artırmak adına kısa süreliğine ücretsiz etkinlikler gerçekleştirdiğimiz fakat artık sektör paydaşlarına kiralanarak biletli etkinliklerin gerçekleştiği bir mekân oldu.
- Salgının etkisi nasıl oldu?
Sağlık krizi ardından başlayan ekonomik zorluklar sektörün hem üreten hem katılan kesimini etkiledi bildiğiniz üzere. Gelişmiş ülkelerde kültür-sanat aktiviteleri bireyde temel ihtiyaç olarak konumlanırken ülkemizde lüks olarak algılanmaya başladı. Özellikle gençler, bu süreçten en çok etkilenen grup oldu.
2022 yılı içerisinde açtığımız her mekânla ya da yaptığımız her etkinlikle İstanbul’un her ilçesinde, şu anki ekonomide lüks olarak görünen kültür-sanat aktivitelerini her kesim için erişilebilir kılmaya çalışarak önce kültür, sanatın değdiği insan sayısını maksimuma çıkararak sektöre katılımı artırmayı amaçlıyoruz. Biliyoruz ki İstanbullunun ilgisi arttıkça etkinlik ve proje sayısı artacak, etkinlik ve proje sayısı arttıkça farklı disiplinlerdeki sanatçıları destekleyebileceğimiz oyun alanımız artacak, oyun alanımız arttıkça da yatırımlarımız artacak. Daha barışçıl daha mutlu bir şehir için kültür-sanat şart.
PAYDAŞA DESTEK
- Kültür AŞ sadece etkinlikler düzenlemiyor, birçok etkinliğe de destek oluyor. Bu konudaki vizyon ve misyonunuzu öğrenebilir miyiz?
Etkinliklerle ön plana çıkmış olsak da İBB Kültür AŞ farklı faaliyet alanlarıyla İstanbullulara hizmet veren bir kurum. Müzelerden kültür merkezlerine, İstanbul Kitapçısı şubelerinden açık hava reklam alanlarına, etkinlik merkezlerinden yayımcılık faaliyetlerine kadar geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz.
Tüm bunların yanı sıra kültür-sanatın kalbinin attığı şehrimizde, her kesimden, her yaştan İstanbulluyu kendini bulabileceği ve keyif alabileceği etkinliklerle buluşturuyor; kültürel mekânlarımızda farklı disiplinlerden sanatsal aktiviteleri bir araya getirerek hem sektördeki paydaşlarımıza destek oluyor hem de özgür sanat ruhunun gelişmesine katkı sağlıyoruz.
BAĞCILAR’DAN ESENLER’E
- Etkinlikler İstanbul’da daha önce İBB’nin pek gitmediği ilçelerde de yapılmaya başlandı. Yurttaşlardan bu konuda nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Bu soruya doğrudan bir etkinlik serisi üzerinden cevap vermek isterim: İstanbul Kavuştayı. “Meydanlar müzikle buluşuyor” mottosuyla mart ayı boyunca İstanbul’un kültür-sanat erişimi bazı bölgelere kıyasla daha kısıtlı olan 10 farklı ilçesinde sevilen ve popüler isimlerle ücretsiz konserler gerçekleştirdik. 20 bine yakın insan Bağcılar Meydanı’nda Ceza konseri dinledi. Esenler’de 15-25 yaş arası on binlerce genç sevilen grup Madrigal’le buluştu. Avcılar Sahil’de binlerce kişi Gaye Su Akyol’un şarkılarına eşlik etti, Esenyurt Meydanı’nı Pinhani konserine gelen on binlerin telefon flaşları aydınlattı.
Kültür-sanatı merkezden genele yayan, herkes için erişilebilir hale getirmeyi amaçlayan ve tersine kültür-sanat trafiği yaratan İstanbul Kavuştayı konser serisi ile binlerce vatandaş kendi ilçelerinde sevilen sanatçıları dinleme şansı yakaladı.
Öyle fotoğraflar ve videolar var ki yaptığımız işin gurur ve mutluluğunu her geriye dönüp baktığımızda tekrar tekrar yaşıyoruz. Hem etkinliğe katılanlardan hem de gelen taleplerden görüyoruz ki bu şehrin bu ilçelerinin daha çok kültür-sanat aktivitesine ihtiyacı var.
Bu sebeple bu yaz ve sonbahar döneminde de aynı konsepti farklı sanatçılarla aynı ve farklı ilçelerde yapmaya devam edeceğiz.
‘RADAR İSTANBUL’U 80 BİN KİŞİ İNDİRDİ’
- Radar İstanbul uygulaması oldukça başarılı, dijitalleşme konusunda başka plan ve projeleriniz var mı?
İstanbulluların şehirde var olan kültür-sanat etkinliklerini keşfedebileceği, harita özelliği ile en yakınındaki etkinlikleri görebileceği mobil uygulama Radar İstanbul’u, ücretsiz olarak İstanbulluların kullanımına sunduk.
Kültür AŞ olarak kendi özkaynaklarımızla geliştirdiğimiz Radar İstanbul, kullanıcılarına sahne sanatlarından müzelere, müzikten spora farklı ilgi alanlarına yönelik güncel etkinlik programlarını inceleme olanağı sağlıyor. Kamu yararı gözetilerek geliştirdiğimiz uygulamamız Radar İstanbul’u bugüne kadar 80 bine yakın kişi mobil cihazına indirerek kullanmaya başladı. Bu kadar kısa sürede bu sayıya ulaşmak benim ve ekibim için gerçekten büyük mutluluk.
Yerebatan Sarnıcı’nda da günümüz teknolojilerini kullandığımız dijital içeriklerin beğeni topladığını ve toplayacağını düşünüyoruz. Bir de kalıcı bir “dijital sanatlar” müzesi hayalimiz var.
‘MESELEYİ TEPEDEN İNMECİ OLMAYAN POLİTİKALAR BELİRLEYECEK’ KÜLTÜREL İKTİDAR KONUSU...
- Kültürel iktidar konusu hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Kültürel iktidar” kavramı yeni bir şey olmamakla birlikte ülkedeki muktedir gücün, özellikle de son yedi sekiz senedir, bir serzeniş edasıyla dile getirmesi sonrasında gündemimize oturdu. Meseleyi hakkıyla anlayabilmek ve konuşabilmek için modernizm, postmodernizm ve hatta premodernizm perspektiflerine de göz atmamız gerekir ki kısıtlı yerimizde bu pek mümkün değil. Ama çok özetle söylemek gerekirse kültürel iktidar ve bu alanda hegemonya: yargı, polis vs. gibi araçlar kullanılarak tesis edilemediğinden ve ancak yönetilenlerin rızasıyla oluşturulabileceğinden, iktidarlar kendilerini zaman zaman bu alanda başarısız ve hatta çaresiz görebilmekteler. Bu “sorunsal” sadece son 20 senelik iktidarın meselesi de değildir ülkemizde. Kültürel iktidar toplum nezdinde karşılığı bulunan bir mesele midir sorusuna verebileceğim cevap pek de olumlu değil maalesef. Bu sebeple ileride olası bir iktidar/yönetim değişikliği olduğunda kültürel iktidar da otomatikman sağlanmış olacaktır görüşüne uzağım. Önümüzde çok uzun ve meşakkatli bir yolculuk var. Bu yolculuğun nerede, nasıl sonuçlanacağını tepeden inmeci olmayan, sahici kültür politikaları belirleyecektir.
‘BU ŞEHİR UÇAR’
- Görevinizle ilgili nasıl bir hayaliniz var? Bunun için ne kadar bir süre lazım?
Zorlu PSM’de altı sene genel müdürlük görevini üstlendim. Her sene üzerine koyarak ilerledik. Görevi bıraktığımda PSM çok iyi bir yere gelmişti... Artık tüm enerjimi ve konsantrasyonumu dünyanın en güzel şehrini kültür-sanat alanında dünyada hak ettiği yere taşıyabilmek için kullanıyorum. Hayalim bu eşsiz şehri kültür-sanat-müzik alanında dünyanın bir numarası yapabilecek kadroları yetiştirebilmek ve vizyon projelerini hayata geçirecek ekibin bir parçası olabilmek. Uygun şart ve imkânı bulabildiğim an yapabileceklerimle ilgili kendime güvenim sonsuz. Sağlam bir ekip ve takım çalışmasıyla da -amiyane tabirle- İstanbul uçar. En büyük şansımız ise Ekrem İmamoğlu gibi kültür-sanatın hemen her alanına ilgi duyan, etkinliklere, kitaplara ciddi zaman ayıran, vizyoner bir başkana sahip olmamız.
‘ALIŞILAGELMİŞİN DIŞINDAYIZ’
- Göreve geldiğinizden bu yana çok fazla röportaj vermeden işinize odaklandınız. Bu sürede iştirakte neler oldu?
Göreve başlayalı tam 1.5 sene oldu. Bu sürenin ilk yarısı maalesef pandemiyle ve kısıtlamalarla geçti. İBB Kültür AŞ öncesinde bir kamu tecrübem olmadığı için çok farklı dinamiklere sahip belediye dünyasına alışmam biraz zaman aldı. Önceki dönemde Kültür AŞ daha çok kendisine tanımlanan işleri sahada gerçekleştiren adeta bir taşeron şirket konumundayken son 1.5 senede kültür-sanat alanında strateji oluşturan, biricik (uniq) içerik geliştiren, sektördeki kamu dışı paydaşlarla belediye arasında yeni ve güçlü bağlar oluşturan, alışagelmiş “klasik” belediye etkinlikleri anlayışının ötesine geçen formatta seriler düzenleyen, gençleri hedef kitlenin merkezine yerleştiren, İBB’nin çok farklı birimlerine ve diğer iştirak şirketlerine içerik üreten, onlara sahada destek veren, yabancı ülkelerin resmi ve özel kültür kurumları ile ortak projeler geliştiren gerçek anlamda bir kültür-sanat kurumuna dönüştü.
‘KAPSAYICILIK EN ÖNEMLİ ÖLÇÜTLERDEN’
Murat Abbas: Kapsayıcılık bizim açımızdan değerlendirme kriterlerinde önemli ölçütlerden biri. Mümkün mertebe tekil disiplinde kalmadan, kültür sanatın farklı alanlarına elimizdeki sınırlı kaynakları dağıtarak geniş çerçevede destek olmaya çalışıyoruz. Bu değerlemeleri yaparken tabii ki İstanbulluların ihtiyaçlarını merkeze alarak ilerliyoruz.