Yavaş'tan 'Ankapark' çıkışı: 16 milyar TL'yi toprağa gömdüler, bunun hesabı 15 Mayıs’tan sonra sorulacak!
Kılıçdaroğlu ile Burdur'da yurttaşa seslenen Mansur Yavaş, Ankapark üzerinden eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek'e yüklendi. Yavaş, "Ankapark gibi ucube, çöp proje çıkardılar. 16 milyarı toprağa gömdüler. Bunun hesabı 15 Mayıs’tan sonra sorulacak" dedi.
ANKAAnkara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte bugün Eskişehir’in ardından Burdur’a geldi.
Yavaş, burada şunları söyledi:
“ESKİ DÖNEMİN 5 KATRİLYON BORCUNU ÖDEDİK”
“Sevgili Burdurlular, belediye başkanımız burada iki dönemdir belediye başkanı. Bizler, 2019 yılında iş başına gelirken yaşadıklarımızın bir kısmını anlatabilirsem şu anda yaşadığımız ortamın birebir aynısı olduğunu göreceksiniz. Bizi, küçük bir beldenin belediye başkanı, ne bilir Ankara’yı yönetmeyi diye eleştirdiler. İş başına geldik, eski dönemin 5 katrilyon borcunu ödedik. Ayrıca, metro için bizden haksız yere 1,6 milyar lira para kestiler. Normalde 4 yılda ödememiz gereken para, 100 milyon lirayken 1,6 milyon lirayı kestiler. Nasıl oldu? Bizden önceki belediye, başka şeylere para ayırdığı için, belediyenin asli görevlerini yapmadığı için metroyu kendi yapamıyor ve Ulaştırma Bakanlığı’na devrediyor. Ulaştırma Bakanlığı, Çayyolu yolu metrosunu yapıyor, belediyeye devrediyor ve bir sözleşme yapıyor. Bilet gelirinin yüzde 15’i ile bize geri ödeyeceksin. Eğer, biz seçilmeseydik bu değişmezdi, biz seçildik 8 Nisan’da koltuğa oturduk, 28 Nisan’da bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile metroların gelirleri belediyelerden yüzde 5’i bütçelerden kesilme suretiyle tahsil edilecek. Biz bu şartlarda 1,7 milyar lira kestikleri için 4 senede ödemiş olacağız. Buna rağmen belediyemiz yaptığı şeffaf ihaleler ile 3500 tane ihalemiz, Youtube’da yüzlerce yıl kalacak, canlı yapılan ihaleler.
“ŞİMDİ 14 MAYIS’TA SIRA TÜRKİYE’DE”
Hem Amerika’da Fitch denilen kuruluş, zaman zaman biliyorsunuz ülke notları veriyor, büyükşehirlere de not veriyor. Şu anda Ankara Büyükşehir Belediyesi, kredibilitesi en yüksek belediye olarak bildirildi. Onu da geçtik, pandemi döneminde yaptığımız çalışmalar, şeffaf uygulamalar, belediyelerin kaynaklarına doğru yaptığımız harcamalardan dolayı İngiltere’den bir kuruluş Dünya Başkent Belediyeleri, başkan olarak Ankara’yı seçti. Şimdi de diyorlar ki, üç koyun güdemezler, bunlar yapamaz, bunlar beceremez; 20 yıldır başkasını görmediniz ki… Ankara halkı bize fırsat verdi, kendimizi gösterelim, şeffaf yönetimin nasıl olduğunu gösterdik. İşte, şimdi 14 Mayıs’ta sıra Türkiye’de. İnşallah, Türkiye’de de bu değişim gerçekleşecek, bizden başka kimse bir şey yapamaz diyen zihniyet gidecek, çok daha şeffaf, insanları ayırmayan bir yönetim gelecek. Seçildik, rozetimizi çıkardık. Hiç kimseyi ayırmadan çalıştık. Kim olursa olsun orası bize oy verdi vermedi, böyle bir ayrımı hiçbir zaman yapmadık. Ankara’nın civarında ve içinde nerenin ne ihtiyacı varsa, önceliğimiz orası oldu. Doğru yerlere para harcadık. Cebimizden bir kuruş para vermeyeceğimiz yere belediyenin parasını da harcamadık. Çünkü, belediyeler kamu; sizlerden topladığı parayı harcar. Babasının malını harcamaz, dolayısıyla harcadığının hesabını da vermek zorundadır.
“BU DÜZENİN DEVAM ETMESİNİ İSTİYORLAR”
Ekrem Başkan İstanbul’da seçilmişti, biz seçilmezsek ülkenin bekası gider diyorlardı bize. Seçildiğimizin haftası götürdük, onların söktüğü T.C. tabelalarını yerine astık. Arabalardan çakarları kaldırdık, ayrıcalıklı hiçbir şeyimiz yok. Ankara’nın hiçbir yerinde benim fotoğrafımı bile göremezsiniz. Dolayısıyla baktılar ki, böyle bir yönetim var. İstanbul’a gidince, artık beka dediğin zaman kimse buna inanmayacak; ‘İstanbul düşerse, Mekke düşer; İstanbul düşerse, Kudüs düşer; İstanbul düşerse, büyük İsrail kurulur’, sanki İstanbul Belediye seçimi değil de dünya savaşına girdik. Sonuç itibarıyla Ekrem Başkan, o iptal edilen seçimin cevabını 805 bin farkla verdi. Ne Mekke düştü, ne Kudüs düştü. Ne büyük İsrail kuruldu ama kendiler gittiler Mursi ile tokalaştılar, Sisi ile tokalaşıyorlar şu anda. Siz giderseniz, çok güzel olacak, hiçbir şey olmayacak. Ankara’da neden bizim kazanmamızı istemediler? Çünkü, kendi bakanlarının söylemi ile Ankara parsel parsel satılıyordu. İmar rantlarının üzerinde oturuyorlardı. Çocuklarına spor kulübü alıyorlardı, bu şatafatlı hayattan vazgeçmek istemiyorlardı. Şimdi de aynı. Şimdi de çakarlı araçlarla milletvekili çocukları hava atacak, birtakım imtiyazlara sahip olacak, üç beş maaş alacak, onların çocukları üniversiteyi bitirdiği zaman, buradaki gencin hayal kurmasını dahi engel olacak şekilde torpille işe girecek ve alın teri ile okuyan gençler de elenecek. Bu düzenin devam etmesini istiyorlar. Açıkçası bırakmamak istemelerinin en büyük sebeplerinden birisi de bu.
“ÖVÜNDÜĞÜMÜZ BİR TESİSİ SEÇİM OTOBÜSÜ OLARAK KULLANIYORLAR”
Şimdi, TOGG’u, Anadolu gemisini, İHA’ları, SİHA’ları öne çıkararak, sanki gelen hükümet bunları yok edecek bir hava vermeye çalışıyorlar. Bu devlet bin yıldır bu coğrafyalarda kurulan bir devlet, onların devamıdır. Dolayısıyla hem dışişlerimizin müktesebatı vardır, hem de bir devlet geleneğimiz vardır. 1980’li yıllarda Roketsan’ı kurdular, Aselsan’ı kurdular, Havelsan’ı kurdular… Ne oldu? Onlar görevlerini yaptılar bu ülke için, kendilerinden sonra gelenlere emanet edip gittiler. Bu TOGG’u yapanlardan Allah razı olsun. İHA’ları, SİHA’ları yapanlardan Allah razı olsun…. Biz bunları inkar etmiyoruz ve gelirsek mutlaka daha iyisini de yapacağız. Daha da geliştireceğiz. Ancak, sanki partinin malıymış gibi, babasının parası ile yapmış gibi bunları seçim ortamında kullanıyorlar. Bu yanlış. Şimdiye kadar bunları hiç kimse yapmadı. Anadolu gemisi çıktı şimdi Ege’yi dolaşıyor, adeta savunma için yapılmış, övündüğümüz bir tesisi seçim otobüsü olarak kullanıyorlar. Başladılar şimdi de ‘Bebek katili serbest bırakacaklar, PKK’lı suç işlemiş katilleri serbest bırakacaklar’, kim neyi bırakıyor Allah aşkına… Kimden ne haber aldınız siz? Ekrem başkana seçimde gücünün yetmediğini anlayınca Osman Öcalan’ı televizyona çıkaran kim? Apo denilen katilden mektup getiren kim? Şimdi, Kandil’in söylemlerini televizyonlarda, mitinglerde veriyorlar. Hiç unutmayın, bunlarda iktidarın işine yarayan konuşmaları yapanlar da aynı mihraktır. Bizim bunlarla işimiz olmaz, herkes hizasını çekecek, suç işleyen herkes cezasını çekecek. Biz, onu da reddediyoruz. Ama onların söylemini bizim aleyhimizde kullanmasını da biz reddediyoruz.
“ONLAR GİBİ MEVSİMLİK VATANSEVER DEĞİLİZ”
En az onlar kadar milliyetçiyiz, en az onlar kadar vatanperveriz, en az onlar kadar Müslümanız. Bize hiç kimse Müslümanlık, vatanperverlik taslamasın. Çözüm süreci sırasında yaşananları hatırlıyorsunuz, o zaman da ağzını açanlara ‘Siz kandan besleniyorsunuz, konuşmayın, bu PKK bizim düşmanımız değil’ gibi birçok sözleri var, onları ben yakında internetten sizlere yayınlayacağım. O zaman bunlara karşı çıkanlara vatan haini diyorlardı, bunlar vatansever oluyorlardı. Biz, onlar gibi zaman zaman vatansever, mevsimlik vatansever değiliz; o zaman ne söylüyorsak şimdi de aynısını söylüyoruz. Boş lafa karnımız tok…
“3 BİN AİLENİN ÇOCUKLARINI ÜŞÜTMEDİK”
Yardımları kesecek dediler, yardım dedikleri birer koli. Bunu alıp götürüyorlar, ev ev dağıtıyorlardı 158 bin aileye… Göstere göstere dağıtıyorlardı… Biz geldik hemen Başkentkart çıkardık bir tane, karta para yüklüyoruz. Gidiyor, bakkalından çocuğunun ihtiyacını satın alıyor. Böyle tasarruf ede ede açık ihale yapa yapa geçen yıl 500 lira olmak üzere, bu yıl da 500 lira olmak üzere üç ay doğalgaz ödemesi verdik. 3 bin ailenin çocuklarını üşütmedik.
“ANKARA’NIN BOŞA HARCAYACAK PARASI YOK”
Eskiden Ankara’nın her yerinde tarım vardı, hayvancılık vardı. Fakat, iktidarın bu yanlış politikaları nedeni ile kimi gitti hayvanlarını kesti, kimi para kazanamıyorum diye tarımı bıraktı. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 35 bin çiftçiye 4 yıl içerisinde 600 milyon liranın üzerinde yardım yaptık. Tohumlarını verdik, fidelerini verdik, yetmedi belediyemizce ürettiğimiz sıvı gübreleri verdik, ayrıca traktörü olan herkese mazot yardımı da yaptık. Bu şekilde yaptığımız destekler sayesinde 4 yılda çiftçilerin 35 bin çiftçinin cebine 4 buçuk milyar lira parayı koyduk. Projen ne dedikleri zaman söylüyordum, çılgın projem yok. Ankara’nın boşa harcayacak parası yok. Ankara halkının neye ihtiyaçları varsa oraya yatıracağız dedik, bu şekilde Ankara halkının gelirinin artırılması için çalışmalar yaptık. Şu anda birde güneş enerjisi vermek içinde uğraşıyoruz. Yetmedi, açtığımız seralarda, Kahramanmaraş depreminde biz görevliydik… Kahramanmaraş’a da şu anda 500 ton civarında sıvı gübre gönderdik ki onlar da orada üretimine devam etsin. Önümüzdeki günlerde oraya da fide göndermek suretiyle Kahramanmaraş’ın da ayağa kalkması için çalışmalarımızı yapıyoruz.
“BUNUN HESABI 15 MAYIS’TAN SONRA SORULACAK”
Dolayısıyla şu anda, 6 liderin yan yana gelip Milli Mutabakat Metni olarak imzaladıkları metinde, tarım ve hayvancılıkta ne gibi bir destekte bulunulacağı aynen yazılı. Bundan sonra gelecek olan hükümet, halkın parasını boşa götürmeden, açık ve şeffaf ihaleler yapmak sureti ile acil ihtiyacı karşılamak sureti ile çalışacak. Bakın bir kişi karar verdi ne oldu Ankara’da? Hepiniz bunu televizyonlarda gördünüz, Ankapark gibi ucube, çöp proje çıkardılar. 16 milyar lira parayı toprağa gömdüler. 16 milyar liraya Burdur ölçekli 16 Ankara ayağa kalkardı… Bunun hesabı 15 Mayıs’tan sonra sorulacak, 100 kadar dosyayı götürdüm, savcılığa verdim. İnşallah 15 Mayıs’tan sonra adliyede faaliyete geçecek. Milletin parasını bu şekilde boşa harcayan kim varsa cezasını çekecek.”