Uzmanlar, Hamas'la ilgili iddiaları değerlendirdi

Bağcıoğlu, Türkiye’nin dünya kamuoyunda “öncelikli” olarak değerlendirilişinin nedeninin “iktidarın Hamas ile yakın ilişki içinde olması” olduğunu söyledi.

Doğa Öztürk

Dış basında yer bulan ‘Hamas’ın siyasi ofisi Türkiye’ye taşınabilir. Halid Meşal Türkiye ile temasa geçti’ iddialarını Cumhuriyet’e değerlendiren CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Türkiye’nin dünya kamuoyunda ‘öncelikli’ olarak değerlendirilişinin nedeninin ‘iktidarın Hamas ile yakın ilişki içinde olması’ olduğunu söyledi. Çok sayıda Batı ülkesinin Hamas’ı terör örgütü olarak gördüğünü anımsatan Bağcıoğlu, “Böylesi bir durumda bazı devletlerin terör örgütü PKK/YPG’ye ev sahipliği yapmasına emsal gösterileceği olasılık dahilindedir. Ayrıca kritik silah sistemlerine ambargo bahanesi arayan bazı ülkeler de bunu kullanmaya çalışacaktır. Biz Gazze’de ve Lübnan’da yaşanan masum insanların hayatını kaybettiği katliamların insanlık dramının bir an önce sona ermesini istiyoruz. Ancak bunu yaparken ülkemizin de yıpratılmasını ve insanlarımızın mağdur edilmesini istemiyoruz. Günümüzde uluslararası ortam tuzaklarla doludur. Her adıma ayrı ayrı dikkat edilmesi gereklidir” dedi.

‘FARKLI OFİSLER AÇILABİLİR’

Türkiye’nin eski NATO daimi temsilcisi Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan ise Hamas’ın son yaşanan suikastelerin ardından siyasi kanadı için çoklu liderlik sistemi benimseyebileceğini söyledi. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’ne göre Hamas’ın siyasi kanadı şu an geçici olarak ‘kolektif liderlik modeli’ ile yönetiliyor. Arap basınının; Hamas liderlerinin Türkiye ile birlikte Rusya, İran, Moritanya, Irak ve Lübnan’ı da düşündüğüne işaret ettiğini belirten Ceylan, “Güvenlik nedeniyle belki de Doha’daki gibi merkezi bir yapıdan ziyade farklı ofisler açacaklar. Türkiye, Suriye krizine müdahil olduğundan bu yana hem söylemine hem eylemine mezhepçi bir yaklaşım hakim oldu. Bunu yönetim çevreleri kabul etmiyorlar, onlar Ortadoğu bağlamında ‘büyük oyun’ oynadıklarını değerlendiriyorlar. Ancak aslında bu izledikleri, mezhepçi politika. Suriye toplumunun belli bir kesimini kollayan, içinde aşırıcı unsurların bulunduğu gruplarla dirsek temasına devam etmenin Türkiye’ye faturası büyük oldu. Aynı çizgiyi tamamen Hamas yanlısı bir görüntü vermekle devam ettirmek, bizim dış politikamızın genel menfaatleri açısından doğru bir adım değil. Zaten Gazze krizi ile başlayan süreçte Türkiye, tarafını kaybetmiş bir aktör olarak değerlendiriliyor” dedi. 

‘FİLİSTİN HALKI AYRI‘

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın TBMM ziyaretini anımsatan Ceylan, Filistin toplumunun Hamas’tan ibaret olmadığını vurguladı. Ceylan, “Sanki Suriye kriziyle başlayan o süreçten hiç ders alınmamış gibi bu sefer yine tek yanlı, Hamas yanlısı bir tutum izleniyor. Filistin halkının maruz kaldığı acılar ve İsrail’in yaptığı vahşet ayrı. Ancak Filistin toplumunun tümünü Hamas’a indirgemek de doğru bir yaklaşım değil. O zaman nasıl arabuluculuk yapacaksın? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti sadece Hamas’ın mı arabuluculuğunu yapacak? Bu tür bir yaklaşım, Arap dünyası içindeki imaj açısından da olumsuz bir tablo ortaya çıkartır. Bu tür rollere soyunmak hatalı olur. Türkiye’ye ilave faturalar çıkartabilir” değerlendirmesinde bulundu. 

‘MEZHEBİ ÇERÇEVEYE SIĞDIRILAMAZ’

Dış basında Türkiye ile konuya ilişkin temasa geçtiğine işaret edilen örgütün üst düzey yöneticisi Meşal’in Türkiye’yi sık sık ziyaret ettiğini kaydeden Ceylan, yapılması gerekenin Hamas liderlerinin Arap ülkelerinde ofis açmalarına yönlendirilmesi olduğunu ifade etti. Ceylan, “Ofis açılmaması demek de Türkiye’nin Hamas’a ilişkin tutumunun değiştiği anlamına gelmiyor ancak bu bizi başka türlü güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıya bırakabilir. İdeolojik ve mezhebi yaklaşımlarla bir yere varamayız. Türkiye dış politikası asla mezhebi çerçeveye sığdırılamaz, sığdırılmaması lazım. Bu yapıldığı sürece Türkiye’nin başına belalar çıkıyor sonra ilişkiler tamamlanmaya çalışılıyor” diye konuştu.