TPD Başkanı Yıldırım’dan şiddet olaylarının ‘psikiyatrize’ edilmesine tepki

İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i katlettikten sonra intihar eden Semih Çelik’in psikolojik sorunları olduğu açıklamaları “ruh sağlığı” hizmetlerine ilişkin tartışmalı söylemleri de beraberinde getirdi.

Merve Kılıç

Türkiye'de son haftalarda kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet haberleri gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Son olarak İstanbul'un Fatih ilçesinde iki kadının bir erkek tarafından canice öldürülmesi, failin psikolojik rahatsızlıklarına ilişkin tartışmalı söylemleri de beraberinde getirdi. Bazı köşe yazarları suçların ruh sağlığı hizmetlerindeki eksikliklerden kaynaklandığını iddia etti. Sayıştay raporlarına yansıyan ve gazetemizin de gündeme getirdiği Ankara Etlik Şehir Hastanesi Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri (YGAP) servisinde görevli şirket tarafından sunulması gereken güvenlik hizmetinin sunulmaması nedeniyle ilgili serviste sağlık hizmeti verilememesi de yeniden tartışma konusu oldu. Ancak psikiyatristler, “Psikiyatrik hizmetler yetersiz, şiddet olayları bundan kaynaklanıyor” demenin çok yanlış bir söylem olduğuna dikkat çekiyor. “Failler eksik tedavi oluyor, bu yüzden insan öldürüyor” gibi söylemlerin çok riskli olduğuna işaret eden Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Başkanı Ejder Akgün Yıldırım, “Ağır bedelleri olabilecek ifadeler olduğunu düşünüyoruz. Son 1 ay içerisinde eşini öldürenlerin tamamına yakını ruhsal açıdan sağlıklı insanlar. Suça ve şiddete eğilimli olmak, bir kötülük durumudur” dedi.

‘TÜRKİYE’DE CEZASIZLIK VAR’

Yıldırım, “Toplumda insanlar; bu kötülükle baş etmek için buna ad koymak, ‘Aslında ruhsal sorunu varmış da o yüzden yapmış, normalde yapılmaz’ diye dünyayı kendilerine güvenli hale getirmek istiyorlar. Ya bundan dem vururlar, ya da ‘Şu kıyafeti giymeseydi. Orada olmasaydı. Burada dolaşmasaydı’ derler” ifadelerini kullandı. Toplumun kaygısının son olaylarda “suç psikiyatrik eksiklikten kaynaklanıyor”a doğru gittiğini kaydeden Yıldırım, “Bu çok riskli bir söylem. Çünkü dünyanın en mükemmel psikiyatrik tedavilerini de uygulasanız zaman zaman bu, yaşanabilir. Ama en önemlisi, Türkiye’de şu an bir cezasızlık süreci var. İnfaz yasasından, toplumun genelinden,  kültürden kaynaklanan bir durum var. Bunları böyle  alalım. Şu an ‘psikiyatrik hizmetlerde yetersizlik var da ondan kaynaklanıyor’ dersek toplumdaki bu algıyı güçlendirmiş oluruz” diye konuştu.

‘TEDAVİ OLACAKLARA ZARAR VERİR’

Söz konusu söylemlerin ağır bedelleri olabileceğinin altını çizen Yıldırım, “Bunun bedeli bizim hastalarımızın, iş yerlerinden okullara kadar ciddi anlamda dışlanması olur. Bugün insanlar bu kaygılarla gelip tedavi oluyorlar. Basit bir ruhsal sorunu olan bile ‘Aman bana bir şey yazmayın, kim bilir benim başıma ilerde ne gelir?’ diye korkmaya başladı. Bu birçok insanın acı çekip, tedaviye ulaşamamasına neden olur” ifadelerini kullandı. Yıldırım, “Toplumu rahatlatan açıklamalar bunlar. Bir anlamlandırma çabası var. Bir doktor kalktı ‘Gebelikte şeker yükleme testi yaptırmayın’ dedi. Kaç tane çocuk diyabetik doğdu, kaç bebek riske girdi? Bu tip açıklamalar, tedavilere fayda sağlamayacağı gibi tedavi olacaklara zarar oluşturabilir” dedi.

‘RUHSAL HASTALIKLAR, BİRİLERİ SUÇ İŞLEDİĞİ İÇİN OLUR’

Ruh sağlığı hizmetlerinin amacının suçların engellenmesi olmadığının altını çizen Yıldırım, “Ruh sağlığı hizmetini suç engelleyici bir bakışla görüyorlar. En hatalı yaklaşım bu. Tam tersi ruhsal hastalıklar, birileri suç işlediği için olur. Suç davranışı, birçok insanda ıstıraba ve ruhsal hastalığa neden olabiliyor. Kaynağı yanlış yerde arıyoruz. Son dönemdeki olayları psikiyatrize etmek suça meşruiyet katar” değerlendirmesinde bulundu.