TBMM Can Atalay ‘kararının arkasında’

Edinilen bilgiye göre TBMM Başkanlığı, “Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın” arkasında.

Selda Güneysu

Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili olarak gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Atalay’ın TBMM’de milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın “yok hükmünde olduğu” belirtildi. AYM’nin gerekçeli kararı sonrasında gözler TBMM’ye çevrilirken, karar sonrasında siyasette CHP’li Enis Berberoğlu kararı anımsatılarak, “Atalay ile ilgili benzer bir durumun gerçekleşebileceği” değerlendirmeleri yapılıyor. 4 Haziran 2020’de, hakkındaki kesinleşmiş yargı kararı gerekçe gösterilerek, milletvekilliği düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu, AYM’nin “hak ihlali” kararının TBMM Genel Kurulu’nda okunması sonrasında yeniden milletvekili sıfatı kazanmıştı. Siyasette Berberoğlu kararı tartışılıyor ancak edinilen bilgiye göre TBMM Başkanlığı, “Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın” arkasında... Atalay’ın Gezi davasında 18 yıl hapis cezası aldığı anımsatılarak, bu kararın “Berberoğlu ile ilgili verilen yargı kararından farklı olduğu” değerlendiriliyor. Berberoğlu ile ilgili o dönem 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, “yeniden yargılamanın kabulü, infazın durdurulması, hükümlülüğün sona erdirilmesi” yönünde kararı bulunduğu belirtilerek, Atalay ile ilgili kararın ise “kesinleştiği” ifade ediliyor. 

‘ANAYASA GEREĞİ MÜMKÜN DEĞİL’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Mehmet Uçum da AYM’nin Atalay ile ilgili gerekçeli kararı sonrasında, AYM’nin çoğunluğunun önceki ihlal kararlarını gerekçe göstererek ilgili milletvekilinin hükümlü olduğu dosya kararının kesinleşmediği sonucuna ulaşmasının “pozitif hukuku tanımamak” demek olduğu açıklamasını yaptı. Uçum, “AYM çoğunluğu ısrarla adli yargının en üst karar organı olan Yargıtay’ca verilen ve aşamalardan geçmiş kararı kesinleştiren onama kararını keyfi olarak reddetmektedir. AYM çoğunluğunun TBMM’nin milletvekilliğinin düşmesine ilişkin tamamlama merasimini göz ardı etmesi anayasanın 85. maddesine açıkça aykırıdır. Çünkü 85. madde gereğince ‘Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme … halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle olur’ hükmü, AYM’nin denetimi dışındadır. Bu merasim tamamlanmış ve milletvekilliği düşmüştür. Bu merasimin (isterse eylemli iç tüzük değişikliği gibi uydurma bir gerekçeyle başvuru olsun) AYM tarafından denetimi anayasa gereği asla mümkün değildir” ifadelerini kullandı. 

‘AYM’NİN GEREKÇESİ BAĞLAYICI DEĞİL’

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ise osyal medya hesabından yaptığı açıklamada, AYM’nin, Yargıtay 3. Ceza Dairesi incelemesinden geçerek kesinleşmiş mahkumiyet kararına rağmen milletvekilliğinin düşürülmesi için “Ortada kesin hüküm yoktur” tespiti ve buna bağlı gerekçesinin doğru olmadığını belirtti. Yargıtay’ın adliye mahkemelerince verilen karar ve hükümlerin son inceleme mercii olduğunu anımsatan Yıldız, şunları kaydetti:

“Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesinleşmiş mahkeme kararının genel kurula bildirilmesi ile olur. TBMM’nin kesinleşmiş mahkumiyet kararının okunmasına bağlı işlemi sadece ilan edici nitelikte olup, Meclis kararı veya tasarrufu değildir. Anayasa 84/2 maddesi uyarınca kararın genel kurulda okunmasına bağlı olarak milletvekilliğinin düşürülmesi bireysel başvuruya konu edilecek bir işlem değildir. Anayasanın 84/2 fıkrası hükmü uyarınca kesin hüküm giyme veya kısıtlanma sebebine dayanan ve bu konudaki kesinleşmiş mahkeme kararının genel kurula bildirilmesi suretiyle gerçekleşen milletvekilliğinin düşmesi hali, AYM’nin inceleme yetkisinin dışındadır. AYM kararlarının gerekçesi bağlayıcı değildir. Çünkü AYM’nin anayasayı yorum tekeli yoktur. Gerekçenin bağlayıcı olmasını savunmak, hukukun doğal gelişimine karşı savaş açmaktır. Baltayla kurşun kalem ucu sivriltmeye çalışarak komik durumlara düşmeyin.”