Suç örgütüyle hareket ettiği iddia edilen iki jandarmanın davası görüldü

Dorukhan Büyükışık’ın davası kapsamında konuşan baba emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, “Narlıdere İlçe Emniyet müdürünün de delilleri karartan polislere eşlik ettiğini tespit ettik” diye konuştu.

Aytunç Ürkmez

İzmir’in Narlıdere ilçesinde, 13 Mayıs 2018 gecesi spor yapmak amacıyla evinden çıkan ve ertesi sabah kentin önemli ailelerinden Tanyerler’e ait inşaat alanında cansız bedeni bulunan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık (26) cinayeti davasının Ankara ayağı dün görüldü. Ankara Jandarma Kriminal Laboratuvarı Amirliği’nde o dönem görev alan jandarma astsubaylar Ozan Karataş ile Osman Bilgi’nin 2022’de hazırladıkları bilirkişi raporuna ilişkin “gerçeğe aykırı bilirkişi veya tercümanlık yapma” suçundan Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davaya dün devam edildi.

Duruşmaya şikâyetçi Ethem Büyükışık ile avukatı İlter Aksoylu ve sanıklar Ozan Karataş, Osman Bilgi ile avukatları Ergin Kılıç katıldı. 

İlk olarak sanık Karataş savunma yaptı. Karataş, Kasım 2022’de kendilerine incelenmesi için bir CD’nin gönderildiğini ifade ederek  “Polis memurlarının isteği doğrultusunda rapor hazırladığımız ifade edildi. Ama bu kanıtlanmadı. ‘Biz bu şahısları ömrü hayatımızda görmedik. Bize gelen sadece CD’ dedim sayın savcımıza. Bu sırada savcımız kayıtları dinledi ve ‘Ben bir şey anlamadım bilirkişiye göndereceğim’ dedi. Biz bilirkişiye gittiğini düşünürken bir anda iddianame hazırlandı ve tüm TV kanallarında yayımlandı. Bu dayanılacak bir suçlama değildi ve savcı ile görüştüm. Savcıya, ‘Elinizde hangi maddi delil vardı da hazırladınız?’ diye sordum. O da, ‘Yapmam gerekiyordu, yaptım” dedi” iddiasında bulundu. Karataş, beraatını istedi. Diğer sanık Bilgi de Karataş’ın ifadelerine katıldığını belirterek “Bizim yazdığımız rapor önünüzdedir. En büyük delil odur. Dakikasını belirterek yazmışız. Delil kararttığımız doğru değil” dedi.

DELİL KARARTMA 

“Narlıdere İlçe Emniyet Müdürü’nün de delilleri karartan polislere eşlik ettiğini tespit ettik” diyen Büyükışık, şu ifadeleri kullandı: “Bunların HTS baz kayıtlarını incelediğimizde durum daha da felaket. İsmail Köksal’ın ifadesine itimat edilmiş ama onun da yalanları ortaya çıktı. En az dokuz polis hakkında iddianame hazırlanıyor. Ancak en az 35 polis memurunun bu işte olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bir suç örgütü olduğu kanısındayız.”

Sanık avukatı Ergin Kılıç, müvekkillerinin organize suç örgütü üyesiymiş gibi gösterilmesini kabul etmediklerini belirterek dosyanın İTÜ’ye gönderilmesini eleştirdi. Kılıç, İTÜ’den gelecek bilirkişi raporunu kabul etmeyeceklerini belirtti. 

Büyükışık’ın avukatı İlter Aksoylu ise yasaca herhangi bir devlet üniversitesinden alınan bilirkişi raporlarının, resmi bir bilirkişi raporu sayılacağını vurgulayarak  “Olay yerinde değilim diyen polisler orada çıkıyor. Ben inşaat sahibini tanımam diyen şube müdürü her gün görüşüyor. Aklımıza uyuşturucu kaçakçılığının yapıldığı geliyor açıkçası. Sanıklar burada örgüt üyesi olarak yargılanmıyorlar. Bilirkişi raporunu eksik hazırladılar. Davayı mahkemenin bunu çıkarması için açtık” dedi. Hâkim bilirkişi raporunun beklenmesine karar vererek, davayı 10 Şubat’a erteledi.