AKP ile Saray arasında ‘Sorumlu kim’ tartışması
Yerel seçimlerdeki yenilginin ardından pek çok kez “değişim” mesajı veren Recep Tayyip Erdoğan’ın, değişime nereden başlayacağı ile ilgili AKP ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasında tartışmaların yaşandığı ileri sürülüyor. AKP’de, Erdoğan’ın “kibir” uyarısı ve “Kimse kendisini layüsel (hesap sorulamaz’ olarak görmemeli” sözü anımsatılarak, “değişimin Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan başlaması gerektiği, sarayda Cumhurbaşkanlığı bünyesinde başta ekonomi, yerel yönetimler, sosyal politikalar olmak üzere pek çok kurul kurulduğu” serzenişinin yapıldığı kaydediliyor. Saray kanadından ise AKP’ye yönelik “Değişim parti yönetiminde olmalı. Aday belirleme sürecinden teşkilatların seçim kampanya sürecine değin pek çok stratejinin belirlenmesinde parti yönetimi etkili oldu. Aday belirleme süreci iyi yönetilemedi. Teşkilatlar da seçim döneminde verimli çalışma yürütemedi” eleştirilerinin yapıldığı ileri sürülüyor.
Selda GüneysuCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlerdeki yenilginin ardından hem partisinin salı günkü grup toplantısında hem de son Mermez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında “değişim” mesajı verdi. Seçimlerin hemen ardından yaptığı partisinin merkez yürütme kurulu (MYK) toplantısı sonrasında da partililerine “kibir” uyarısında bulunan Erdoğan’ın kısa süre içinde parti içinden başlamak üzere kadrolarda değişime gideceği konuşuluyor. Kulislerde, partinin olağan kurultay kararı almasından önce yaşanacak değişimin “sınırlı olacağı” da değerlendirilirken, bu kapsamda milletvekillerinin sahadaki performansları da değerlendirmeye alınacak. Seçim yenilgisi ile ilgili henüz bir “değişim” olmamasına karşın parti yönetimi ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasında “Değişim nereden başlamalı” tartışmalarının yapıldığı ileri sürülüyor. Partide, “değişimin sadece parti ile sınırlı kalmaması, bir değişim olacaksa ‘a’dan ‘z’ye yapılmasının elzem olduğu, bu nedenle de değişimin öncelikle Cumhurbaşkanlı Sarayı’ndan başlaması gerektiği” konuşuluyor. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde ekonomiden dış politikaya, hukuktan kültür sanata, eğitime ve bilim teknolojiye, sosyal politikalara, yerel yönetimlere değin pek çok kurul oluşturulduğu anımsatılırken, “Seçim yenilgisinden baştan aşağıya herkes sorumlu. Kurullar kuruldu ancak toplumun sorunları iyi tespit edilemedi. Örneğin seçim yenilgisinin en önemli nedenlerinden biri olan ekonomi. Sorun iyi tespit edildi mi? Nasıl çalışmalar yürütüldü? Çalışmaların sonuçları neler oldu? Seçim yenilgisini sadece parti yönetimine bağlamak doğru olmaz. Bu baştan ayağa değerlendirilmesi gereken bir süreç. ‘Değişim’ olacaksa parti yönetimi ile sınırlı kalmamalı. Herkes sürecin hesabını vermeli. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi kimse kendisini ‘layüsel (hesap sorulamaz)’ olarak görmemeli” değerlendirmeleri yapılıyor.
'PARTİ SORUMLU...'
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği değişimin, “parti yönetiminden başlaması gerektiğinin savunulduğu” ifade ediliyor. Saray kanadından ise AKP’ye yönelik en belirgin eleştirinin “aday belirleme süreci ve yürütülen seçim kampanyalarına” ilişkin olduğu iddia ediliyor. Saray kanadından da AKP’ye yönelik şu eleştirilerin yapıldığı öne sürülüyor:
“Değişim parti yönetiminden başlamalı. Yerel seçimler ile genel seçimler arasındaki dinamikler farklı. Yerel seçimlerin baş aktörü adaylar. Bazı iller var ki bu illerde seçim yenilgisini ‘ekonomi, yaşam tarzı’ gibi nedenlerle açıklamak mümkün değil” yorumlarının yapıldığı ve Ankara’daki seçimin de örnek verildiği iddia ediliyor. Ankara’da yeniden belediye başkanı seçilen Mansur Yavaş’ın kentte “düzgün, çalışkan adam” imajını oluşturduğu, Cumhur İttifakı’nın ortak adayı Turgut Altınok’un da mal varlığı tartışmaları sonrasında seçim yarışında farkın arttığının dillendirildiği belirtilirken, “Aday belirlenirken Altınok’un mal varlığı araştırıldı mı? Kamuoyunda tepki toplayacağı hesaplandı mı? Farklı bir isim aday yapılabilir miydi? Parti yönetimi aday belirleme sürecini il il, ilçe ilçe değerlendirmeli ve halkın benimsediği, kendisini yakın hissettiği adaylar üzerinde çalışmalar yürütmeliydi. Ayrıca teşkilatlar, seçim kampanya sürecini iyi yönetemedi. Yetersiz kalındı. Bir değişim olacaksa partiden başlamalı.”