Son dakika... Ankara'da mahşeri kalabalık! Millet İttifakı liderleri yüz binlere seslendi!

Son dakika haberi... Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimine 2 gün kala Millet İttifakı liderleri Ankara’da yurttaşlarla buluştu. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, miting alanını dolduran yüz binlerce yurttaşın "Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu" sloganlarıyla karşılandı.

ANKA

14 Mayıs seçimlerine saatler kala Millet İttifakı final mitinginin adresi Ankara Tandoğan Meydanı oldu.

Yurttaşlar saatler öncesinden miting alanındaki yerini aldı.

İlk olarak kürsüye çıkarak konuşma yapan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş şunları söyledi:

“2019 yılında bugün yaşadıklarımızın hemen hemen hepsini yaşadık. Anketlerde geri kaldıklarını görünce her türlü iftirayı attılar. Ankara halkı bunlara inanmadı. Dolayısıyla Ankara’da ayrıştırıcı siyaset ortadan kalktı. İnsanlar 25 yıl aynı yönetimi görünce onların ayrıştırıcı siyaseti görünce başka yönetimi denemedi ama 25 yıl sonra bir deneme yaptı ve Ankara halkı belediyeciliğin ne olduğunu gördü.

Pandemi döneminde 40 bin öğrenciye 10’ar GB internet verdik. Sayın Cumhurbaşkanı da 21 yıldır verilmeyen interneti seçimden sonra vereceğini söylüyor. Yine birer aylık doğal gaz ücretleriyle sadece mutfakta harcanan gazın ücretini bir yıl ayrılmayacak. Bu seçim zamanı yapılıyor. Halbuki bu kardeşiniz geçen yıl ve bu yıl tam 200 bin aileye doğal gaz yardımı yaptı.

"BU İŞ GERÇEKTEN BİTMİŞ"

Ankara’da bir jeliboncu kafa var. Ta 1994 yılında bile aday olabilmek için rakibine kumpas kurduğu iddiaları var. Bu kafa kendi partisinden olan kişiye bile tuzak girdi. Fakat o tuzak kurduğu şahısla şimdi yan yana çalışmak zorunda kalıyor. FETÖ döneminde başlayan kaset komploları yine bir şekilde konuşuluyor, Muharrem İnce ile ilgili aynı şeyleri ortaya çıkardılar. Ama bunun başlangıcı nerede? Yıllardır Ankara’da sahte broşür dağıtılıyor. Ha birinin özel hayatını kaydedip siyaseten kullanmışsınız, ha genel başkanımızla ilgisi olmayan montaj videolarını sahnede göstermişsiniz. Ne farkı var?

“OSMAN ÖCALAN’I TELEVİZYONLARA ÇIKARDILAR”

Artık yeter bu ülkede nefret siyaseti ortadan kalkacak. Aynısını söylüyorlar, 2019 seçimlerinde ‘bunlar seçimleri kazanırsa devletin bekası tehlikeye girer’ dediler. Öyle bir şey olmadı. Kazandık. Açılım döneminde PKK’nın dayatmasıyla ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazılarını kaldırdılar, Andımız’ı kaldırdılar, tabelalardaki T.C. yazısını kaldırdılar. Ve biz seçimi kazanır kazanmaz geldik T.C. tabelalarını layık olduğu yere astık. Arkasından İstanbul seçimini iptal ettiler. Ama baktılar ki Millet İttifakı’nın hiçbir belediyesinde ayrımcılık, başka yollara başvurdular. Ekrem Bey’e oy vermeyin dediler ama İstanbul halkı dik durdu. 33 askerimizin şehit edilmesi emrini veren Osman Öcalan’ı televizyonlara çıkardılar. Ekrem Bey’e oy vermeyin diye. O da yetmedi bebek katilinin mektubunu televizyonda okuttular. İktidarda kalmak için ‘gerekirse papaz cübbesi giyerim’ diyen bunlar değil miydi?”

Yavaş’tan sonra sahneye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:

"Yüz yıllık cumhuriyetimizin başkenti merhaba. İkinci ev sahibi olarak karşınızdayım. 3 aydır iktidarın görmezden geldiği bir gündem var. Ülkemizin en can alıcı gündemi. 6 Şubat depremlerinden bu yana 3 ay 6 gün geçti. Daha gün doğmadan ülkemizin her yerine ateş düştü. O evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor, biliyorum. Sayılarla söyleyince sanki anlamını yitiriyor ama resmi sayılara göre 10 binlerce insanımızı kaybettik. Her can birinin annesi, babası, kardeşi, oğlu, yeğeni, kuzeni, dedesi...

Taş olsa dayanmaz derler ya işte öyle bir acıyla kavrulduk. Allah bir daha böyle acılar göstermesin milletimize. Depremin ilk 14 gününün 9 günü deprem bölgesindeydim. Bizzat şahit oldum. Sesini duyuramayanların sesi olduk. Gittiğim her yerde bana ilk 48, 72 saat devlet yoktu dediler. Enkazları kendi ellerimizle kaldırdık dediler. 

Yangında yangın söndürme uçağı yok, deprem oldu ilk 72 saat yardım ulaştırılamadı. O gün bugündür soruyorum. O 48 saatte o 72 saatte ne oldu bir anlatın hele? Silahlı Kuvvetler personeli, madenciler neden harekete geçmedi diye soruyorum, cevap yok. İşin özünde tek kişilik sistemin yürümemesi var. Her şeyi tek kişiye bağlamanın sorunlarını yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır tüm sistemi Erdoğan tek başına kendisine bağladı. Talimat almadan kimse hareket edemiyor. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangın söndürüldü diyorlar. 

Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sisteme son vermek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getirmek, hedefimiz bu. Şu sistemi değiştirmemiz lazım dedik, 84 maddelik anayasa metni hazırladık. Hükümetin her alanda yapılacaklarını hazırladık. 20 bakanın 5 yıl boyunca ne yapacakları hazır. İşi bilen kadrolarımızla hazırız. Biz hazırız ama pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz. 

Pazar günü sıradan bir seçim değil aslında referandum. Önünüzde 2 tercih olacak. Pazar günü pusulayı önünüze aldığınızda 2 seçenekten hangisini tercih edeceksiniz? Otoriterlik mi demokrasi mi? Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi?"

Mitingde konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kürsüye 1993 yılında Şırnak'ta roket saldırısı sırasında gözlerini kaybeden İYİ Parti kurucusu Gazi Hüseyin Özlük ile çıktı. 

"Bugün burada sizlerle olmaktan duyduğum gururu heyecanı şerefi belirtmek isterim. Bugün yanımda 1993 senesinde Şırnak kırsalında bir roket saldırısında gözlerini kaybetmiş 94 yılından beri beraber yol arkadaşlığı yaptığımız bir gazimiz var. Parti kurucumuz Hüseyin Özlük kardeşim. Çok ağır hakaretler edildi bize." diyen Akşener, sözü Özlük'e devretti.

Hüseyin Özlük şunları söyledi:

"Kahramanlarımıza sadece Millet İttifakı'na destek verdiğimiz için terörist diye yaftalandık. Bize bunu diyenler Oslu'da masaya oturup 10 maddeyi imzaladıklarını sonra çadır mahkemelerinde teröristleri görecekler. Bayrağımızın o mahkemelerden indirildiğini görecekler. İmralı'da 3 artı 1 ev tahsis edileni görecekler. Televizyon tahsis edileni görecekler. Aynaya baktıklarında Gaffar Okkan'ı görecekler. Bizden terörist olmaz. Bizden Ankara olur, İstanbul olur, Hakkari olur, Türkiye olur."

Özlük'ün ardından Akşener sözlerine şöyle devam etti:

“Umarım sağ ellerinde Hizbullah, sol ellerinde PKK olanlar duymuşlardır Hüseyin’i. Çok rezil bir dille, iğrenç sözler dizisiyle bir seçime gidiyoruz. Terörist oldunuz, işgalci oldunuz. Her türlü hakareti, iftirayı siz de gördünüz, biz de gördük. Ama bugün gördüm ki Recep Bey vedalaşıyor. Dolayısıyla 14 Mayıs akşamına iki gün kaldı. 13. Cumhurbaşkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak ve kendisini alkışlarımızla Çankaya’ya götüreceğiz, Recep Bey ve arkadaşlarını da emekli edeceğiz.”

“Pazar günü Anneler Günü. Bütün Cumhuriyet Halk Partili aileden birer tane hediye istiyorum, bir tanecik oy istiyorum.”

“CUMHURBAŞKANI 21 YILDIR MAKAMINI İŞGAL EDİYOR”

Akşener’in ardından sahneye çıkan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu şunları söyledi:

“Bir devrim yaşayacağız diye ümit ediyorum. İnşallah sandıkta manevi bir patlama meydana gelecek. Tek adam dönemi bitecek. Sayın Cumhurbaşkanımız 21 yıldır makamını işgal ediyor. Ama problemlere çözüm artık üretemiyor. Onun için bir değişikliğe ihtiyacımız var. Biz yaşanabilir bir Türkiye istiyoruz. Herkesin mesut olduğu, inandığı gibi yaşayabildiği, kendisini emniyette hissettiği bir ülke istiyoruz.

Sadece gösterişle, insanlara hakaret ederek, insanları küfürle itham ederek, insanları yanlış yönlendirerek Türkiye’ye huzur barış gelmez. Önce lisanına sahip olacaksın, davranışına sahip olacaksın.”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kürsüde yüz binlere seslenerek şu ifadeleri kullandı: 

"Rekor kırdı Ankara bu akşam, Tandoğan'da müthiş bir akşam, bereketi, bolluğu, insanı, güzelliği, Mansur Başkanımın evi ne güzel, düğün gibi. Sevgili çocuklar, gençler, hanımefendiler, beyefendiler ne güzel sizinle buluşmak Ankara'da. Kurtuluş Savaşı'nın kalbi, Millî Mücadele’nin başkenti, Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti güzel Ankara selam olsun sana. Bir başka Atatürk şehrinden, Samsun'dan geldim. 19 Mayıs ruhuyla gençlik aşısıyla selamlıyorum sizi. Dedim ki Samsun'da burada erken bir 19 Mayıs kutlaması yapıyoruz, birazdan Ankara'da erken bir Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağız, pazar günü milletçe demokrasi bayramı kutlayacağız. Ankara Millî Mücadele'dir, Ankara Cumhuriyet’tir, Ankara Anadolu'nun umudu memleketimin Türkiye'min ışığıdır.

(‘Ceketi çıkar’ tezahüratları üzerine) Bakın şimdi anlaşalım, bu akşam sağlığım daha önemli. Ama size söz. 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu gömleğini kıvırmış, ceketini çıkarmış, Çankaya'ya yürüyecek. Ülkemizin dört bir yanında yakılan meşaleler, bu cennet vatanın göbeği, atamızın emaneti Ankara'da birleşir burada. Hazır mıyız Ankara? Pazar gününe hazır mıyız? Heyecanımız yüksek gençliğimiz var, yolumuz uzun pazar günü bu iş bitecek. İşte memleketin her yerinde yakılan o güzel meşaleler Ankara'da Meclis’te birleşir, geleceğimizi aydınlatır demokrasinin teminatıdır. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu yerdir.

"CUMHURİYET'İN BAŞKENTİNİ PARSEL PARSEL SATMAYA KALKANLAR"

Son yıllarda Ankara'nın ışığını kısmak isteyenler oldu. O milletin meclisini yok sayıp devleti tek bir şahsa bir saraya bağlamak isteyenler oldu. Vatandaşa kendi kişisel iktidarlarını dayatmak isteyenler oldu. Cumhuriyet'in başkentini parsel parsel satmaya kalkanlar oldu. Ankaralı kardeşim buna izin vermez, 31 Mart'ta izin vermedi Mansur Başkan’ı seçti 14 Mayıs'ta da izin vermeyecek. Bu pazar Ankara'nın sandıklarında baharlar açacak. Demokrasi, özgürlük, adalet çiçekleri açacak o güzel canım ay yıldızlı bayraklarımız gibi sallayın bayrakları. Ankara'nın sandıklarında bu çiçekler gibi Atatürk çiçekleri açacak. Bir süredir Anadolu'nun dört bir yanında milletimizle bir gerçeği paylaşıyorum. Cümlelerin bitmedi ama her yerde tembihlemiştim burada da tembihliyeyim mi? Kimseye söylemek yok tamam mı Ankara söz mü? Ya bundan sonra söyleseniz de olur, söylemeseniz de…Kazanıyoruz, Millet kazanıyor, Milletçe kazanıyoruz. Birliğimizi, kardeşliğimizi kazanıyoruz. Geleceğimizi kazanıyoruz, ülkemizi, devletimizi Cumhuriyetimizi kazanıyoruz. Bir avuç insan dışında hiç kimsenin kaybetmediği bir seçim bu.

"BU ÜLKEDE BEN DEVRİ BİTECEK BİZ DÖNEMİ BAŞLAYACAK"

Çünkü sandıktan adalet çıkacak, sandıktan eşitlik çıkacak, huzur, refah, mutluluk çıkacak söz veriyoruz. Pazartesi sabahı bize yapılanları biz hiç kimseye yapmayacağız. Kendimizi nasıl görüyorsak herkesi öyle göreceğiz. Kendimiz için ne istiyorsak herkes için aynısını göreceğiz. Bu ülkede ben devri bitecek biz dönemi başlayacak. Ne demişti Atatürk? Dinlenmeden, dinlenmemek üzere, yürümeye karar verenler asla yorulmaz, yorulmayacağız. Son dakikaya kadar bir fazla kişiyi ikna etmek için çalışacağız. 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu hep birlikte seçeceğiz. Üç kişinin ikisi Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verebilir. O oy vermeyen bir kişinin gönlüne gireceğiz kalbini buz kaplamışsa onu kırmayacağız, onu sevgimizle eriteceğiz o güzel kalplerimizle eriteceğiz. Bu seçimde sen de kazanacaksın kardeşim diyeceğiz oy verse de vermese kazanacak. Herkesin oy kullanmasını sağlayacağız, sandıkta görev alacağız. Sandıklara sahip çıkacağız, sandığa giren oyların aynı şekilde ve hep birlikte çıkmasını sağlayacağız.

KAMU GÖREVLİLERİNE SESLENDİ

Hazır mıyız Ankara? Devletimizin kalbinden, Ankara'dan bir sesleniş yapmak istiyorum. Tüm kamu görevlilerine seslenmek istiyorum. Değerli sandık görevlileri, değerli sandık başkanları, hakimler, yüksek seçim kurulu başkanları, üyeleri, emniyet güçleri, valiler, kendisini sadece hukuka ve bu yüce millete karşı sorumlu hisseden, devletimin tüm bürokratları, sizlere bu milletin namus ve şerefini kendi namus ve şerefiniz bilmek ve korumakla mükellefsiniz bunu size hatırlatıyoruz. Devletimiz, demokrasimiz ve vatandaşımızın huzuru size emanettir. Hukuk dışına bir milim bile çıkmayacağınıza kanun dışına tek bir nefes bile almayacağınıza inanıyorum. İnanıyorum ve bunu lütfen yerine getirin. Kıymet bulacağınız tek yeri unutmayın. Ey görevliler kıymet bulacağınız tek yer tek kişinin olduğu yer değil, milletin gönlündeki yeriniz unutmayın bunu. O yeri muhafaza edin, millet sizinledir merak etmeyin.

"BUGÜN ÇIKIP SAĞDA SOLDA HALA İFTİRA ATAN BİR AKIL VAR, HALA KİŞİLERİN AİLESİNİ SÜRECE KATAN BİR AKIL VAR"

Sevgili Ankaralılar ilk turda, bakın ikinci turda şöyle yaparım böyle yaparım diyerek milleti yormanın, seçim üstüne seçim yapmanın lüzumu yok. Ne yapacağız? Bugünün işini yarına bırakmayacağız. Hep birlikte ilk turda bitireceğiz, işimiz var, çok çalışacağız. Devlette dirlik, millette birlik, ülkeye hep birlikte kardeşlik getireceğiz. İşimiz var, birleşe birleşe kazanacağız. Herkese özgürlük ve zenginlik getireceğiz. Cumhuriyeti demokrasiyle, devleti adaletle taçlandıracağız bunu unutmayın. Bugün çıkıp sağda solda hala iftira atan bir akıl var hala kişilerin ailesini sürece katan bir akıl var. Oy için her yol mubahtır diyen bir akıl var. Bir havalimanı ihalesinin bile hesabını veremeyeceği için başladılar gene sağa sola saldırmaya. Bu millet senden korkar mı? Bu millet senden korkmaz. Bu millet bir tek Allah'tan korkar. Başka kimseden korkmaz. Onun için neymiş efendim? Atı alan Üsküdar'ı geçermiş. Hani dediler ya daha önce, o iş bitti. Üsküdar da bizim at da bizim. Göreceksiniz 15 Mayıs'ta güneş bir başka doğacak. Mustafa Kemal Ankara'ya adım attığında Dikmen sırtlarında doğan güneş gibi pırıl pırıl doğacak. Demokrasi gibi ışık saçacak, özgürlük gibi ışık saçacak. Gecemizi, geleceğimizi çocuklarımızı, gençlerimizi aydınlatacak. Hazır mıyız Ankara? Bütün Türkiye, başkentin sesini duy. Ankara, her şey çok güzel olacak. Kazanıyoruz millet, kazanıyoruz.”

İmamoğlu’nun ardından sahneye çıkan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal şunları söyledi:

“Saraylar saltanatlar çöker, kan susar bir gün. Zulüm biter, menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da güler. Bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler kalır.

Bir yeni dönemi açıyoruz. Belki de Türk demokrasisinin en zor sınavıyla karşı karşıyayız. Birileri insanımızın arasına duvarlar örmek istiyor ama nafile çabalar. Milletin önüne duvarlar örülmez, milletin iradesi yıkar da geçer.”

"ASLA TERÖRE İZİN VERMEYECEĞİZ"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“Hacı Bayram Veli Anadolu hikmetini, Gazi Meclisi’nin, istiklal ve milli irade bilincini, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet mirasını bünyesinde barındıran yiğit Ankaralı hemşehrilerim, yiğit seymenler, ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarım hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Demokrasi şölenine iki gün kaldı. Bu son mitingimizde altı genel başkan olarak size bir mesaj veriyoruz. Başta 13. Cumhurbaşkanı adayımız demiyoruz. 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimiz toplumsal barış mesajı veriyoruz.

“BİZ BU ÜLKEDE NEFES ALIP VERDİKÇE YABANCI İSTİLACILAR BU ÜLKEYE GELEMEYECEK”

Ülkemiz bir karakış yaşadı. Bu iktidar ülkeyi; yasaklara, yoksulluğa, yolsuzluğa boğdu. Biz o kara kıştan bu ülkeyi çıkarıp yeni baharlara taşıyacağız. Ülkeye, millete söyleyecek sözü olmayan iktidar 1,5 yıldır farklı geleneklerden gelip milletimizden bir umut olan bizlere saldırıyor. Söyleyecek sözleri kalmadı. Birkaç maddede onlara cevap vermek zorundayız ta ki kara propagandaları sussun. Diyorlar ki, Erdoğan Bahçeli, Binali Yıldırım, Önder Aksakal yabancı istilacılara 14 Mayıs’ta ülkeyi teslim etmeyeceklermiş. Biri daha da ileri gitti küffara teslim etmeyecekmiş. Bre gafiller… Size Ankara’dan sesleniyorum, bütün mazlum milletlerin antiemperyalist, sömürge karşıtı mücadelesine ışık tutan Gazi Mustafa Kemal’in Ankara’sından sesleniyorum. Biz bu ülkede nefes alıp verdikçe yabancı istilacılar bu ülkeye gelemeyecek ama yabancı bankalarda hesap tutan devlet adamları… Ama başka bir devlet başkanından ‘aptal olma’ diyen cumhurbaşkanları da bir daha iktidara gelemeyecek.

“FETÖ OKULLARINDA OKUYAN DAMADINIZ BERAT ALBAYRAK’I BAKAN YAPMADINIZ MI?”

Yahu Allah aşkına 15 Temmuz gecesi 251 şehidimizin kanı yerdeyken sizler 15 Temmuz’un faili olan bir paşanın kardeşini Hollanda’ya büyükelçi atamadınız mı? Sizler 15 Temmuz’un şehitlerinin kanı yerdeyken faili diye suçladığınız Birleşik Arap Emirlikleri’ne üç beş milyar dolar için el avuç açmadınız mı? Sizler; okuyan fakir, fukara çocuklarının yedi sülalesini cezalandırırken bu FETÖ okullarında okuyan damadınız Berat Albayrak’ı bakan yapmadınız mı? Bu ülkeye bir daha ne herhangi bir terör örgütü musallat olacak ne de devletimize herhangi bir durup zümre nüfus olacak.

"SİZDEN KORKAN NAMERTTİR"

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘başörtüsü özgürlüğü yasal çerçeveye kavuşsun’ dediğinde Erdoğan sulandırmaya çalıştı ve çıkmadı. Ama bugün tekrar konuştuk kendisiyle inşallah başörtüsü ve kadınların kıyafet özgürlüğü başta olmak üzere bütün özgürlükler korunacak. Yasaklar kalkacak.

Son olarak, bunlar yetmeyince Bahçeli bize mermi gösterdi… İşte buradayız. Bağrımız açık buradayız. Türkiye’nin birliğini savunduğunu iddia eden ama Hakkari’ye adım atmamış olan Bahçeli. Şırnak’a gitmemiş olan Bahçeli. Diyarbakır’a gitmemiş olan Bahçeli. Sizden korkan namerttir. Sizin merminiz karşısında susacak olursak bu Cumhuriyet’i kuran iradeye de Gazi Meclis’e de ihanet ederiz. Susmayacağız, durmayacağız. Sizin otoriter yolsuzluk düzeninizle mücadele devam edeceğiz. Biliniz ki müsterih olunuz değerli halkımız. Bu ülke, bu memleket, bu millet sahipsiz değil. Demokrasimiz asla sahipsiz değil.”

Son olarak sahneye çıkan Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüz binlere şöyle seslendi:

“Hazır mısınız? Değişime hazır mısınız? Birlikte değişime hazır mısınız? Bu ülkeye demokrasiyi getirmeye hazır mısınız? Bu ülkeye barışı getirmeye hazır mısınız? Bu ülkede huzur içinde birlikte yaşamayı getirmeye hazır mısınız? Söz veriyorum, ben de hazırım. Bu ülke için çalışacağım, bu ülkenin insanı için. Demokrasiyi getireceğiz. Güzel ülkemizi, gerçekten ve gerçekten de bütün dünyaya, demokrasiyi demokratik yollarla getiren bir ülke olarak tanıtacağız. Çünkü bu ülkenin gençleri ve kadınları, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştirecekler. Gençleri ve kadınları yürekten kutluyorum.

“BÜTÜN TÜRKİYE’Yİ, MUSTAFA KEMAL’İN TÜRKİYE’Sİ YAPACAĞIZ”

Yağmurumuz yağıyor. Güzel bir yağmur. Şöyle ifade edeyim; Mustafa Kemal’in başkentindeyiz. Şimdi bütün Türkiye’yi, Mustafa Kemal’in Türkiye’si yapacağız. Huzuru ve barışı sağlayacağız. Sandığa gidecek miyiz? Bayram havası içinde gidecek miyiz? Bir yakınımızı, akrabamızı alıp, ‘Beraber sandığa gidip Türkiye’nin kaderini değiştirelim’ diyecek miyiz? Söz mü?

“BÜTÜN SANDIKLARDA MÜŞAHİTLERİMİZ VAR, TEMSİLCİLERİMİZ VAR”

Pazar günü beraber olacağız, beraber gideceğiz. Bir şey daha isteyeyim; sakın ola ki ‘Ya ben sandığa gideceğim ama ya bu oylar çalınırsa’… Tam bir buçuk yıldır sandık güvenliği için çalışıyoruz. Bütün sandıklarda müşahitlerimiz var, temsilcilerimiz var. Sizden şimdi bir şey istiyorum. Bahar havası içinde sandığa gidin. Bahar havası içinde oy kullanmaya gidin. Bir şenlik havası olsun.

“SİNAN ATEŞ’İN KATİLLERİNİ BULACAĞIM VE ONLARIN KULAKLARINDAN YAKALAYIP ADALETE TESLİM EDECEĞİM”

Bir şeye daha söz vereyim ben size. Sinan Ateş’in katillerini bulacağım ve onların kulaklarından yakalayıp adalete teslim edeceğim. Benim saraylarda oturmak gibi bir alışkanlığım yok. Saray maray bize vız gelir. Size söz veriyorum; Ankara’nın Seğmenleriyle beraber, onların şarkı ve türküleriyle beraber Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya Köşkü’ne gideceğiz. Çankaya Köşkü, halkın köşküdür. Dolayısıyla sizler gibi yaşayacağım, sizler gibi dertleneceğim. Varsa bir yerde sorun, soruna kilitleneceğim ve mutlaka çözeceğim.

“EN GEÇ 2 YIL İÇİNDE BÜTÜN SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ KENDİ ÜLKELERİNE YOLLAYACAĞIZ”

Bir şey daha… Sınırları yol geçen hanına döndürdüler. Orayı da düzelteceğiz. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine yollayacağız. Türkiye’yi Beşli Çetelerden kurtaracağım. Benim cumhurbaşkanı olmamam için her oyunu denediler, her iftirayı attılar. Onlar saraya güveniyor, Bay Kemal halka güveniyor. Ben, size güveniyorum. Sizin için çalışacağım. Bu ülkeye barışı, huzuru getireceğim. Bu ülkenin sorunlarına talibim, saraylarına değil. O nedenle söyledim. Allah nasip ederse hep beraber Kızılay’dan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün köşküne çıkacağız.

“450 KİLOMETREYİ YÜRÜDÜYSEM O BİR BAŞLANGIÇTI”

Bu ülkeye adaleti getireceğim, söz verdim. 450 kilometreyi yürüdüysem o bir başlangıçtı. Ayın 15’inde önemli bir aşmayı daha kat etmiş olacağız. Bu ülkenin bütün coğrafyasına adaleti, hakkı ve hukuku götüreceğim. En ufak bir endişeniz olmasın.

“BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR VE BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE YAŞAYACAĞIZ”

Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşayacağız. Bu ülkede haramilere yer yok. Beşli Çetelere yer yok. Uyuşturucu çetelerine yer yok. Kökünü kazıyacağım tamamının. Vallahi de billahi de her şey çok güzel olacak. Sizin için çalışacağım, sizin için mücadele edeceğim. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye; hiç kimsenin elektriğinin, doğal gazının, suyunun kesilmediği bir Türkiye göreceksiniz. Şaha kalan bir Türkiye göreceksiniz.”