Son Dakika... Kritik dava öncesi Ekrem İmamoğlu'ndan açıklama: 'Türk yargısına güvenmek istiyorum'
Hakkında 4 yıl 1 aya kadar hapsi istenen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün görülecek duruşma öncesinde canlı yayında açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, "Böyle bir yargılama olamaz. Trajikomik bir durum. Siz 16 milyon insanı cezalandırmak için yaptığınız hamlenin farkında değil misiniz?" sorusunu yöneltti.
cumhuriyet.com.trİstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında eski Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davaya bugün devam edilecek.
4 yıl 1 aya kadar hapsi istenen İmamoğlu, bir yıldan fazla ceza alması ve kararın kesinleşmesi durumunda siyasi yasaklı hale gelebilir. İmamoğlu, kritik dava öncesinde FOX TV'de İlker Karagöz'ün sunduğu Çalar Saat'in konuğu oldu. İmamoğlu yaptığı açıklamada, zararının da faydasının da kendisini zerre kadar ilgilendirmediğini söyledi.
“Bu mahkemeden utanç duyuyorum” ifadelerini kullanan İmamoğlu, "Bu davanın Ekrem İmamoğlu'na zararı ne? Beni zerre ilgilendirmiyor. Çünkü herhangi bir korku, kaygı hissetmiyorum" dedi.
İmamoğlu ayrıca ‘ahmak’ ifadesini YSK üyeleri için kullanmadığını, İçişleri Bakanı Soylu’ya yanıt verdiğini söyledi.
İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Vatandaşlarımızla epeyce dertleştim, sizin vasıtanızla da paylaşmayı istiyorum. Bu davanın Ekrem İmamoğlu'na zararı ne, faydası ne? Beni zerre ilgilendirmiyor. Ne faydası ne zararı. Bu davanın sonucu ne olursa size ne olacak? diye soruyorlar. Hiç ilgilenmedim. Hukukçularımızla oturduk genel kapsamda bir şeyler konuştuk ama şu ceza verilirse böyle olursa vs. Çünkü bununla ilgili tek bir endişe, korku, kaygı hissetmiyorum ama şu mahkemeden utanç duyuyorum. Böyle bir yargılama olamaz. Trajikomik bir durum. Siz 16 milyon insanı cezalandırmak için yaptığınız hamlenin farkında değil misiniz?
31 Mart seçimi niçin iptal edildi? Bangır bangır çıkıp 'hırsızlar', 'çaldılar' demediler mi? Sayın Binali Yıldırım, Sayın Cumhurbaşkanı, muhtelif bakanlar. Daha ötesi benimle bu davanın öznesi olan Sayın Bakan, 700 terörist demedi mi televizyonda? Bırakın teröristi dedi FETÖ terör örgütüyle ilişkilendirdi. Peki ne oldu 31 Mart seçimleri iptal edildi. İstanbul'un 3 ayı çalındı.
Seçimin iptal edilmesine dönük karar veren YSK üyelerine sesleniyorum, niye düşünmüyorsunuz? 31 Mart seçimlerini iptal ederken siyasetin baskısı altında kalarak, en üst mevkiden birçok siyasi kişiliğe kadar sizi zora sokacak bir biçime sokacak kadar 'hırsızlar', 'teröristler' diyerek zorla o günün mevzusu haline gelen insanların yargılanmasından tümüyle beraat 'hiçbir suçu yoktur, terörist değildir' diye çıkan karardan sonra üzüntülü müsünüz, vicdan sızınız var mı? Ne kadar kötü bir karar vermişiz diyor musunuz? Ben bu sözü şu an YSK üyelerine söyledim. Ama o davada bahsi geçen sözü YSK üyelerine söylemedim.
O gün ret oyu veren YSK üyelerine sesleniyorum. Hala kalkıp 'bir hata yaptık' demiyorsanız, şimdi de Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasaklı olmasına göz mü yumacaksınız? Bu konuda hiç mi ses çıkartmayacaksınız? Ben yüce Türk yargısına güvenmek istiyorum.
(Seçilme hakkınız elinizden alınırsa) Bundan da ülkemiz kaybeder. Ekrem İmamoğlu kaybetmez. Fazla değil 6-7 ay sonra bunlar gidiyor. Bu ülke adalete susamış. Bu dava tamamen siyasi. Siyasi yasaklı yapmak, kayyum atamak gibi 'belediyeyi nasıl ele geçiririm...' Öyle insanlar var ki elini böyle ovuşturup, onu görevden alsalar da biz buraya konsak. Nereye konuyorsun, kimin malına konuyorsun. İstanbul 16 milyonun bunun hala öğrenemediniz mi? Böyle bir hatanın bedeli bu ülkede 8 milyondur. Onun için ayağınızı denk alın, adil olun adaleti etkilemeyin, yargı için birilerinden talimat gelmesini beklemeyin, buna aracı olmayın.
CANLI YAYINDA SORDU
Ben sorularımı soruyorum muhattapları cevaplarını versin. Benim yargılandığım 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin hakimi, bu mahkemeye atanalı daha bir yıl olmuş. Teamüllere göre, bu hakim en az 2 yıl daha burada görev yapması gerekirken Karadeniz'e gönderildi üstelik, eşinin bir özel durumu olmasına rağmen ve bu atamaya karşı çıkmışken niçin böyle bir tercih kullanıldı?
Acaba Anadolu Başsavcılığı'nda, Anadolu Adliyesi'nde, hakimin ve bu 7. Asliye'nin olduğu binada üst yargı mensuplarından birisi hakime; 'bak en az 2 yıl veya daha fazlası ceza ver, seni istediğin yerde ağır ceza reisi yapalım' demiş midir? Bir başka mahkeme başkanının sürgününü örnek göstererek hakim tehdit edilmiş midir? 'Eğer söyleneni yaparsan da ödüllendirileceksin' denmiş midir?"