Son Dakika... Türk halkının yüreği yanarken Erdoğan: 'Maşallah bu ne coşku, bu ne heyecan!'

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14 Ekim'deki maden faciasının ardından partisinin ilk grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Bartın Amasra'da 41 madencinin yaşamını yitirdiği iş katliamına ilişkin yine 'kader' savunusu yaptı. Türk halkının yüreği yanarken, evlerden feryat sesleri yükselirken partisinin grup toplantısını tezahüratlar eşliğinde coşkuyla gerçekleştiren Erdoğan, "Maşallah bu ne coşku, bu ne heyecan" diyerek taraftarlarından alkış aldı.

cumhuriyet.com.tr

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bartın'daki maden faciasının ardından ilk kez gerçekleşen grup toplantısı 'coşkulu' geçti. 41 maden işçimizin yaşamını yitirdiği gündemde, Erdoğan'ın açıklama yaptığı sırada taraftarlardan sesler yükselmeye başladı. Erdoğan ise kendisini alkışlayan sıralara dönerek, "Maşallah bu ne coşku, bu ne heyecan" ifadelerini kullandı.

Öte yandan CHP dünkü grup toplantısında yaşamını yitiren madenciler için saygı duruşunda bulunurken, İYİ Parti'nin bugünkü grup toplantısı ise 41 baretle açıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de kürsüye baretle çıktı.

CHP dünkü grup toplantısında yaşamını yitiren işçiler için saygı duruşu yaparken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise bugünkü grup toplantısına baretle çıktı.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle:

''Bartın Amasra'daki maden ocağında yaşanan elim bir kaza, hepimizin yüreğini dağlamıştır. Son 20 yılda bu ocakta yaşanan kazalarda hayatını kaybeden madenci sayımız 6'dır. Kurum bünyesinde 30 tahlisiye görevlisi (can kurtarma görevlisi) mevcuttur. Amasra kömür ocağımız son sistem teknolojiye sahip bir işletme olarak öne çıkmaktadır. Son zamanda yaptığımız düzenlemeler doğrultusunda diğer ocaklarımızda olduğu gibi, 50 kalemi bulan iyileştirmeler gerçekleştirilmiştir.

Metan, tüm dünyada madencilerin korkulu rüyasıdır. Madendeki gaz izleme sensörleri 24 saat süreyle çalışmakta, oran belli bir değerin üzerine çıktığında sesli ve ışıklı alarm vermektedir. Metan seviyesi yüzde 1 oranında çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 2 oranına çıktığında personel tahliye edilmektedir.

Amasra'daki kaza öncesi kayıtlara göre saat 18.05'te havadaki metan gazının 1.5 seviyesine çıkması üzerine elektrik kesilmiştir. Maalesef 18.09'dan sonrasına ilişkin kayıt mevcut değildir. Sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz. Patlamayla ilgili kesin rapor çıkana kadar söylenen her şey spekülasyon olarak kalacaktır. Bize düşen, bu rapor önümüze gelene kadar yapabileceklerimize bakmaktır. 

Kazadan sonraki 18 saat içerisinde de arama kurtarma faaliyetleri tamamlanmıştır. Ocağın 16-24 vardiyasındaki 110 çalışandan 41 kardeşimiz maalesef hayatını kaybetmiştir. Yaralılarımızdan durumu ağır olan 6'sı İstanbul Çam Sakura Hastanesi'nde tedavi edilmektedir. Cumartesi günü Amasra'ya giderek hem olayla ilgili yerinde bilgi aldım, hem de bazı şehitlerimizin cenaze törenlerine katıldım. Diğer meftalara da bakan arkadaşlarım cenaze törenlerine katılarak ailelerini ziyaret ettiler. Ertesi gün İstanbul'daki yaralılarımızı bizzat ziyaret ettim. Bazılarının durumunun iyiye gittiğini biliyorum. Sağlık Bakanlığımıza bu hastalarımızın bütün yakınlarından 50 civarında insan Çam Sakura'daydı. Onlara da adeta üst düzey otel hizmeti verdiler. 

Denetimlerin en yoğun uygulandığı yerlerden biri, Amasra'daki maden ocağımızdır. Afet öncesi yapılan denetimleri mercek altına aldık. Kazanın meydana geldiği ocak son olarak ağustos ayında denetlenmiştir. 

'NE YAPTIĞIMIZDAN HABERLERİ YOK'

İktidara gelirlerse çocuklarını, hepsinin haklarını vereceklermiş. Ne yaptığımızdan haberleri yok. Soma'da yaptığımız gibi... Biz başbakanlığım döneminde 1500 aileden onların çocuklarını hamdolsun işe yerleştirdik. Sen nereden geliyorsun ya? Geriden geliyor. Nal toplamaya alışmış. Hala nal toplamaya devam ediyor. Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin bile ulaşamaz bunu böyle bilesin. 

Hiçbir madenci yakınımızın en küçük mağduriyet yaşamaması için süreci yakından takip ediyoruz. İhmali görülen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından da milletimiz emin olsun. 

Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de kazalar yaşanmakta ve bunlarda insanlar hayatlarını kaybedebilmektedir. Amerika'dan Hollanda'ya, Çin'e, Rusya'ya her yerde yaşanabilmektedir. Bazılarında mesela bakıyorsunuz 1099 ölüm, Çin'de 2388 ölüm, Almanya'da 405 ölümün yaşandığı kazaları da görüyoruz. Ülkemizde de 1930 yılından bugüne 2014 vatandaşımız maalesef maden kazalarında şehit olmuştur. Bu rakamlara bilhassa 2000'ler öncesinde kıyı köşedeki birçok ruhsatsız ocaklarda yaşanan kazalar dahil değil. Yakın tarihe baktığımızda 1983'te Zonguldak'ta 103 ölüm, 1990'da Amasya'da 59 ölüm, 1992'de Zonguldak'ta 263 ölüm, 2003'te Yozgat'ta 38 ölüm, 2014'te Manisa'da 301 ölüm yaşanan kazalar görüyoruz. 

'KADERE İNANAN İNSANLARIZ'

Biz aynı zamanda burası inanlar için çok çok önemli. Kadere inanan insanlarız. Özellikle kaza ve kadere inanan insanlarız. Elbette suçlu varsa yakasına yapışacağız. Elbette şehitlerimizin geride kalanlarına tüm imkanlarımızla sahip çıkacağız. Yeri geldiği zaman bu ülkenin yüzde 99'u müslümandır diyor muyuz? Diyoruz.

İÇ TÜZÜK SÜRATLE DEĞİŞMELİDİR

Bay Kemal önce adamlarına sahip çık. Meclis'in kürsüsünde orada telefon kırmaya yeltenmesin. Bu adaba terstir. Meclis'in edebine, adabına da terstir. Parlamento Meclis İç Tüzüğü'nü değiştirmelidir. Bu iç tüzükle bu işler yürümez. Daha çok kişiler daha önce olduğu gibi silahla da gelir orada adam öldürürler çekiçle gelir telefon kırar başkalarının kafasını da kırar. Bunlara eyvallah mı edeceğiz. Gereken neyse bu milletin parlamentosu bunlara da haddini bildirmelidir.

'YÜKSELEN ENFLASYON SEBEBİYLE...'

Bütçe açığımızı yüzde 3.5 hedefinin altında tutabileceğimiz anlaşılıyor.

Yükselen enflasyon sebebiyle sabit gelirli  vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi etmekte kararlıyız. Önümüzdeki yıl başında yeni bütçemizle birlikte daha ileri adımlar atarak telafi sözümüzü yerine getirmeyi sürdüreceğiz.

Bütçemizde yeterli kaynağı ayırdık. Bu yılda bütçede aslan payını eğitime ayırdık. Yatırımı, istihdamı, üretim, teşvik için reel sektöre sağlayacağımız desteklere de 145 milyar liradan fazla kaynak tahsis ediyoruz. Her kesime 2023 hedeflerimize uygun kaynakları ayırdığımız bir bütçe hazırladık. 

SANSÜR YASASI

TBMM geçtiğimiz hafta tarihi öneme haiz olduğuna inandığım bir kanunu kabul etti. Sosyal medya düzenlemesi denilen bu kanun, dünyanın pek çok yerinde zaten vardır, uygulanmaktadır.

Bu kanun keyfe keder bir düzenleme değil, artık daha fazla geciktirilmesi mümkün olmayan acil bir ihtiyaçtır. Tabii her iyi, güzel doğru şey gibi bu düzenlemeye de karşı çıkanlar var. Başta ana muhalefet.

Bizim amacımız fiziki alanda olduğu gibi sosyal medyada da vatandaşlarımızın güvenliğini temin etmektir. Bizlere düşen bu görevi yerine getirdiğimiz için adeta ağızlarından köpükler saçarak höykürenler sosyal medya mecralarındaki kaostan, linç kültüründen beslenenlerdir.

Her yaştan, her kesimden vatandaşlarımızı sosyal medyadaki kokuşmuşluğa, yalana, iftiraya, şantaja, tehdit ve tehlikelere korumak için kimseden izin alacak değiliz."

Amerika da Almanya da benzerleri zaten var olan düzenlemeyi Türkiye'ye çok gören zihniyet beşinci kol elemanıdır. Ülkemizin her türlü çıkarını, mahremini hedef alan yalan ve iftira kampanyaları da bir çeşit terör saldırısıdır. Gazeteci diye çıkardıkları eli silahlı terörist çıkan bir anlayış elbette hakikat ışığının güçlenmesini istemez. Tepe tepe kullandıları bir çöplüğün ıslah edilmesine yönelik adımların atılmasıdır. Hukukun sosyal medya mecralarında da geçerli olması herkesin menfaatinedir.

'BURADAN DA İNŞALLAH BİR ŞEYLER GELECEK'

Bu zat seçimlere ayların kaldığı dönemde ABD'ye gitti. Benzin istasyonuna girmiş, hamburgerci varmış, 8 saat orada geçmiş. Bu görüntüleri vermek için ta oralara kadar gitmeye gerek yoktu. Ülkemizde de benzer görüntüleri verebilirdi. Bu gezinin bir de karanlık tarafları var. Bu zatın ABD'de görüştüğü FETÖ iltisaklı kişilerle muhasebeyi yapmak da 6'lı masadaki ortaklarının görevidir diye düşünüyorum. Bir de vermediği görüntüler var. New York'a gidip Türkevi'ni ziyaret etme ihtiyacı duymayacaksın. Türken Foundation'ın orada yaptırdığı bina ile ilgili benim çocuklarıma laf atıyor. Attığın yalanlarda açtığım davaların hepsini kazandım, kazanıyorum. Bununla ilgili davayı avukatlarım açacaklar, buradan da inşallah bir şeyler gelecek. Akşam yalan, sabah yalan, hayatın böyle Washington'daki ziyaretleri arasında Büyükelçiliğimiz yer almıyor. Amerika'da Türkiye'yi temsil eden her yerden uzak durmuştur.

KILIÇDAROĞLU'NA ÇAĞRI

Buradan Kılıçdaroğlu’na açık bir çağrı yapmak istiyorum. Madem kendine bu kadar güveniyorsun, siyaset tarzının doğruluğundan bu kadar eminsin, ülkenin geleceğinden sorumluluk almak istiyorsa hodri meydan!

Gücün yetiyorsa, yüreğin varsa, kendi özgür iradenle hareket edebiliyorsan çık karşımıza birikimlerimizi, projelerimizi, heyecanlarımızı yarıştıralım. Aday olmak istiyor ama birilerinin şantajına, baskısına maruz kalıyor ve ilan edemiyorsan korkma."