Son dakika... Erdoğan'dan İstanbul Finans Merkezi açılışında 'soğan' çıkışı: 'Sen soğanı masaya koyup da dağıtabiliyor musun?'
Son dakika... İstanbul Finans Merkezi Açılış Töreni’nde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine muhalefeti ve ekonomik krizi hatırlatan profesörleri hedef aldı. Erdoğan, "IMF'den destek almadan bu işi yürütemezmişiz. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış, yoo. Biz gayet yolumuza devam ediyoruz" dedi. Öte yandan kilosu 30 TL'ye dayanan soğana da değinen Erdoğan, yine profesörleri hedef alarak, "'Millet yol mu yiyecek' lafa bak... Sen soğanı masaya koyup da dağıtabiliyor musun?" diye sordu.
cumhuriyet.com.trCumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Buradaki konuşmasında yine seçim propagandasına devam eden Erdoğan, muhalefeti ve yoksulluğa vurgu yapan profesörleri hedef almayı sürdürdü.
"SAYISIZ ABUK SABUK VAAD"
"300 milyar dolar getireceğim" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yüklenen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Üzülecek söylemek isterim ki muhalefetin ülkemizi yönetecek hiçbir vizyonunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Geçmişte milletimizin neden yoksulluğa mahkum edildiğini de göstermiştir. Her şeyi bedava verme, Batılı tefecilerden 300 milyar dolar dilenme, IMF reçetelerine teslim olma gibi sayısız abuk sabuk vaadi burada konuşmaya değer bulmuyorum."
"EKONOMİDE SIKINTI VARMIŞ, YOO..."
"2013'e kadar ödemelerimizi bitirdik ve bizim IMF ile ilişkimiz kalmadı artık" diyen Erdoğan, "Şu anda CHP'nin sözcüsü olan zat, ortağı olan bir ara Hazine'nin başında olan zat, kapalı kapılarda IMF ile pazarlık yaptılar. IMF'den destek almadan bu işi yürütemezmişiz. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış, yoo. Biz gayet yolumuza devam ediyoruz" iddiasında bulundu.
"SEN SOĞANI MASAYA KOYUP DA DAĞITABİLİYOR MUSUN?"
Soğanın 30 TL'ye dayandığını hatırlatan siyasileri ve profesörleri de hedefine koyan Erdoğan, şu sözleri kullandı:
- "Millet yol mu yiyecek" lafa bak... "Soğandan, domatesten haber ver." Benim Anadolu köylüm onları gayet iyi biliyor. Sen soğanı masaya koyup dağıtabilir misin, onların lüksünü bozar! Ekonomi cahili eser ve hizmet düşmanı olmuştur bunlar.
- Yol, yenebilen, yenerek tüketilebilen bir meta değildir bunu bil Bay Profesör! Demek ki bunları size öğretmediler, yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, ülke kalkınır, istihdam oluşur!
ERDOĞAN, PROF. DR. ERSAN ŞEN'İ Mİ HEDEF ALDI? Erdoğan'ın 'Bay Profesör' diyerek hedef aldığı ismin, Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen olduğu iddiası gündeme geldi. Şen, geçen günlerde katılığı Habertürk canlı yayınında "Ben milletin kızdığı 'peynir ekmek, süt, et' diyorum; orası diyor ki, ‘yollar, köprüler, havalimanları’. Millet, havalimanı, köprü, yol mu yiyecek?" sözlerini kullanmıştı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:
* Artık son 3 gününün içinde olduğumuz Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizi ihmal etmeden yatırımlarımıza hız veriyoruz. Milletimizi hayalleriyle buluşturmayı sürdürüyoruz. Bugün de İstanbul Finans Merkezi'nin ilk etabının açılış heyecanını yaşıyoruz. Küresel finansın merkezi de daha batıdan doğuya doğru kayıyor. Jeopolitik konumumuz yeni fırsatlar açıyor. İstanbul'ın geçmişte olduğu gibi günümüzde de doğuyla batı arasındaki finansla bağı kurma ponatsiyeline sahip.
* "Merkez Bankası'nı İstanbul'a taşıyacağız" dedik önümüze çıktılar. "Ziraat Bankası'nı İstanbul'a taşıyacağız" dedik önümüze çıktılar. İktidara geldiğimizden birkaç yıl sonra bu müjdeyi vermiştik. Demiştik ki, bizler İstanbul’u dünyanın sayılı finans merkezi haline getireceğiz. Tarihte İstanbul nasıl finans merkeziyse günümüzde de öyle olacak. İstanbul Finans Merkezi vizyoner bir projedir. Ülkemizin lokomotif kuruluşlarını İstanbul'a taşımaya karar verdik. İstanbul Finans Merkezi yerli ve yabancı kuruluşların faaliyet göstermesiyle ülkemiz ekonomisine ciddi katkı sağlayacaktır.
* İstanbulumuzun Avrupa Yakası’ndan sonra Anadolu Yakası ayrı bir zenginliğe kavuşmuştur. Bu merkez üç kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. İstanbul Finans merkezi, uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak, yatırım çekmemizi de kolaylaştıracaktır. Türkiye yıllardır dışlandığı bir alanda artık ben de varım diyebilme iradesi ve cesareti göstermiştir.
14 MAYIS MESAJI
* Malumunuz ülkemiz 14 Mayıs tarihinde yapılacak bir seçim sürecinde bulunuyor. 27 gün sonra, hem kendimizin hem evlatlarımızın geleceği için çok kritik bir karar vereceğiz. İki farklı anlayış arasında mühim bir tercih yapacağız. Seçim dönemleri, siyasetçilerin ve partilerin kantara çıktığı günlerdir. Heybede ne varsa ortaya döküldüğü zamanlardır. Millet herkesin çapı hakkında bir kanaate varır.
* 2002 öncesi Türkiye’yi bilen insanlarımız, demokratik ve ekonomik kazanımlarında geriye gidişe müsaade etmeyecektir. Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan bir siyasetçi olarak, sandığın renginden en ufak bir şüphe duymuyorum. Üzülecek söylemek isterim ki muhalefetin ülkemizi yönetecek hiçbir vizyonunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Geçmişte milletimizin neden yoksulluğa mahkum edildiğini de göstermiştir. Her şeyi bedava verme, Batılı tefecilerden 300 milyar dolar dilenme, IMF reçetelerine teslim olma gibi sayısız abuk subuk vaadi burada konuşmaya değer bulmuyorum.
HEDEFİNDE YİNE KILIÇDAROĞLU VAR
* İngiltere'den 300 milyar dolar getirecekmiş demek ki tefecilerle anlaştı, tefecilerden söz aldı. SSK'yi batıran bu değil mi. Savaş Ay hayatta olsaydın da bunları milletimize yine gösterseydin? Bay bay Kemal diyor ki yap-işlet-devret nedir? Ya öğrenemediysen ben ne yapayım bir de seninle mi uğraşacağım? Aç öğren. Milletimiz de muhalefetin içine düştüğü trajikomik durumu kah gülerek kah üzülerek izliyor. Meydanlarda iki anahtar vaadiyle dolaşanların, kendini elindeki anahtarlardan da ettiğini unutmaz. Bu millet sabah akşam ahkam kesen IMF çantacılarının ülkeyi, geride bırakacak vaatlerini çok iyi bilir.
* Yedili masanın etrafında olanlar var ya onlardan bir tanesi de Davos'tayız. Davos'ta Kahn IMF'in başında, onla görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, ikide bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye'yi idare etmek adına konuşuyorlar, taksitlerinizi alıyor musunuz? Türkiye'yi idare etmek bana aittir.
"KAPALI KAPILARDA IMF İLE PAZARLIK YAPTILAR"
* 2013'e kadar ödemelerimizi bitirdik ve bizim IMF ile ilişkimiz kalmadı artık. Şu anda CHP'nin sözcüsü olan zat, ortağı olan bir ara Hazine'nin başında olan zat, kapalı kapılarda IMF ile pazarlık yaptılar. IMF'den destek almadan bu işi yürütemezmişiz. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış, yoo. Biz gayet yolumuza devam ediyoruz.
* MB'nin de döviz rezervi 22,5 milyar dolardı. Başbakanlık dönemimde 135 milyar dolara çıkardık. 2013'te IMF ile ilişiği kestik, merkezin döviz rezervi arttı, şu anda da ihtiyacımız yok. Ülke hazinesi tam takır olduğu için IMF'ten alınan borçlarla memur emekli maaşlarının ödendiğini bu millet unutmaz. SHP, CHP dönemleriydi, millete çok çile çektirdiler çok. Geçmişte SSK'yi nasıl batırdığını, millet bunların ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. 90'lardaki popülist söylemlerin ülkeyi nasıl çöküşe götürdüğünü bu millet unutmaz.
'SOĞAN' ÇIKIŞI
* Şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi ''Millet yol mu yiyecek'' demedi. Lafa bak. Önünde de 'Prof' yazıyor. Profesörler kızmasın, köprü, otoyol mu yiyecek. Soğandan patatesten haber ver. Sen ne soğanın tadını bilirsin ne de soğanı masaya koyup dağıtamazsın. Ekonomi cahili eser ve hizmet düşmanı olmuşlardır. Dünyayı az buçuk takip eden kimse böyle bir cümle kurmaz. Köprü, viyadük, havalimanları olmasaydı biz Türkiye'nin bir ucundan diğer ucuna nasıl giderdik.
* Beni üzen bir şey daha var. Her şeyden önce yol yenebilen meta değildir, bunu bilesin bay profesör. Yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Üretici mahsulünü satar, turist seyahat eder, nakliyeci malzeme taşır. Yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, istihdam oluşur. 85 milyon birbirine kavuşur, helal rızk götürür. Ekonominin, üretimin, sanayinin belkemiğidir. Yol medeniyettir diyoruz. 25 yıldır ülkemizin ulaşım altyapısına yatırım yapıyoruz. Beyefendiler şunu bilmesi lazım, bu domates de patates de bu yollardan gidiyor. Yollar olmasaydı tüketicinin olduğu yere ulaştıramazdık.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖVGÜSÜ
* 6 Şubat depreminde bütün ihtiyaçları deprem bölgelerine yollar olmasaydı nasıl ulaştıracaktır. Uçaklar, TIR'lar, otobüsler... Ücretsiz depremzedeleri uçakla taşıdık. Buradan akıl, izan sahibi tüm vatandaşlarıma soruyorum. Ülkemizi gergef gibi yollarla örmeseydik Türkiye'yi buralara getirebilir miydik? 251 milyar dolardan fazla yatırım çekebilir miydik? Her yıl ekonomimizi yüzde 5 büyütür, istihdamı 32 milyona çıkarabilir miydik. 51.5 milyon turist havalimanı yapmasaydık misafir edebilir miydik? Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Sadece İstanbul Havalimanı bile ulaştırma yatırımlarının katma değerini göstermeye yeterlidir. Dünyadaki nadir havalimanlarından birisi. Bay bay Kemal bunları takip edemez, hafızası bunlara yetmez. Benzer rakamları her yatırımda görmek mümkündür.
* Biz meseleye muhalefet gibi bunları israf olarak görseydik 2002'lerin Türkiye'sinden bir adım bile öteye gidemezdik. Eğitimde ilk okuldan lise sona kadar, en önemli adımlardan biri ne oldu, biz aramızda o dönemi yaşayanlar vardır. Tekstil kağıtlarıyla okuduk. Üst sınıflardaki ağabeyler bunları bize parayla da vermezlerdi. Bu çileyi yavrularımıza çektirmeyelim dedik. Kuşe kağıda kitapları sıralara koyduk ve yavrularımız sıraların üzerinde kitaplarını buldular. Bu işte bir anlayışın ifadesidir. Bu idrak olmamış olsaydı eğitimin kıymetini de bilmemiş olurdunuz. 78'ten 208'e kadar üniversite sayımızı artırdık. Göreve geldiğimizde bu bölge, çukur, çamur pisliklerle dolu olan bir yerdi. Ataşehir olmasına bakmayın, Ata'yla uzaktan yakından alakası yoktu buranın. Fikirtepe de berbat bir yerdi. Orada bir tane köşk vardı, köşk dışında rezaletti. Orayı kentsel dönüşümle aldık, bugünkü hale getirdik. Birer can pazarına dönmüş yollardan biz kurtardık.
* Ümraniye çöplüğü patladı, 39 vatandaşımız öldü. CHP bu demektir. Orayı yeşil, milli park haline biz getirdik. Tüm bunların yanında yol yaparak otoyol yaparak 31 havalimanı inşa ederek Bay Bay Kemal ve ortaklarının özel uçakla il il dolaşmasını kolaylaştırdık. Gelince uçakları satacakmış. Uçak kiralıyorsun, onunla gidiyorsun. Demek ki kiralayacak imkânları var. Onunla seyahatleri yapıyor. Bu millet kendi uçaklarını inşallah bunlara asla devretmeyecek.
* Sağlıkta muhteşem adımlar attık. Çam Sakura'dan sonra havalimanında Murat Dilmener hastanesini 45 günde yaptık. Sancaktepe'de aynı projeyi burada da uyguladık. 1006 yatak her iki tarafta da kovid döneminde yaptık, 45 günde yetiştirdik. İş bilenin kılıç kuşananın. Şu an itibarıyla büyük şehirlerimizden 19 tanesinde şehir hastaneleri yapıldı ve devam ediyoruz. Diğer büyük şehirleri bu hastanelerle donatacağız.