SOL Genç’li Ünsal: ‘Geleceğimizi elimizden alan bu sistemle uzlaşmayacağız’
Gençler, her geçen gün zorlaşan şartlar altında geyeceklerini kurmaya çalışıyorlar. İktidarın baskıcı ve yasakçı politikaları, atanan rektörler, niteliksizleştirilen üniversiteler, yetersiz eğitim, artan ekonomik kriz ve gelecek kaygısı... Cumhuriyet, gençlerle konuşarak onların sorunlarını ve taleplerini yayımlıyor.
Eylül BarutSOL Genç’ten üniversite öğrencisi Alp Yankı Ünsal, gençlerin yaşamlarına ve sorunlarına ilişkin gazetemiz Cumhuriyet’e konuştu. Verilen KYK’lerin yetersiz olduğunu vurgulayan Ünsal, “İktidar kendi yarattığı krizin faturasını halka ödetmeye çalışıyor ve bu durumdan en çok etkilenen kesimlerden biri de öğrenciler. 2 bin lira olan KYK bursu bırakın ayı idare etmeyi, bir ay boyunca sağlıklı beslenmeye bile yetmiyor. İktidar politikaları yüzünden gençler sadece hayatta kalmaya çalışıyor, sosyalleşemiyor ve yalnızlaşıyor. Artık gençler hem işçi hem öğrenci olarak yaşamaya mecbur bırakılıyor. SOL Genç, bu durumu ilk dönemin başından beri yürüttüğü “Okuyamıyorum çünkü çalışmak zorundayım” kampanyası ile duyurdu. Sabah okuluna gidip öğleden geceye kadar işte çalışan, ertesi sabah hemen yeniden okula giden bir öğrencinin derslerinde başarılı olmasını beklemek mümkün değil. Zaten işçi olmak için eğitim alan biz öğrencileri sömürü çarkına olabildiğince hızlı sokmaya gayret eden ve geleceğimizi elimizden alan bu sistemle uzlaşmayacağız” dedi.
‘KİNDAR VE DİNDAR’
İktidarın kültürel bir hegemonya kurmaya çalıştığını kaydeden Ünsal, “AKP iktidarı atanmış rektörleri ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Boğaziçi, Hacettepe, Ankara Üniversitesi gibi birçok üniversitemizin kültürünü yok ediyor, şenliklerimizi yasaklamaya çalışıyor. Ramazan aylarında bazı üniversiteler yemekhanelerindeki yemekleri kaldırıyor. Liselerde evrimi müfredattan kaldırarak, ÇEDES projesini yürürlüğe sokarak ‘kindar ve dindar’ bir nesil yetiştirme politikasını uygulanmaya çalışılıyor” diye konuştu. Gençlerin geçim sıkıntısı ve gelecek kaygısı ile boğuştuğunu öne süren Ünsal, “İktidar ve çevresi servetlerine servet katarken emekçi halkın çocuklarına açlık ve sefaleti dayatıyor. Okurken çalışmak zorunda kalan gençler umutsuzlaştırılmaya ve yalnızlaştırılmaya çalışılıyor. Hayatın her alanında olduğu gibi akademi de somut koşullardan bağımsız olarak şekillenmiyor. Özerk ve demokratik bir üniversiteden bahsedemedikçe iktidar ile uyumlu akademi kadroları ve politikları da var olmaya devam edecek ve bunun bir sonucu olarak niteliksizleşme de artacak” dedi.
‘TARİKATLARA MECBURLAR’
Kiralarda bulunan artış sınırının gerçek anlamıyla hiç uygulanmadığını belirten Ünsal, “AKP bu durumun etkin biçimde takipçisi olmadı. Eve çıkabilen gençler, kirayı bölüşmek için evlerin kapasitesinden çok daha fazla insanla aynı evi paylaşmak zorunda kalıyor. Eve çıkacak kadar şanslı olamayan gençler ise KYK yurtlarında, hapishaneden beter koşullarda yaşıyor. Çoğu zaman okulundan uzak yurtlara yerleştiriliyor, niteliksiz yemeklerle beslenmek zorunda bırakılıyor. Yurtların giriş çıkış saatleri hayatın olağan akışının dışında düzenleniyor. Bütün bu imkânların bile sağlanmadığı birçok genç tarikat yurtlarına mecbur bırakılıyor” ifadelerini kullandı.