Sinan Ateş suikastı davası bugün: Ayşe Ateş'e 5 polis ve çelik yelekli koruma

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara'da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün Sincan Cezaevi’nde görülüyor. Ayşe Ateş duruşmaya 5 polis ve çelik yelek ile geldi. Çevrede yüzlerce polis görev yapıyor. Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu, salonda Ayşe Ateş'in yanına oturdu. MHP avukatlarının davaya katılma talebi reddedildi.

Aytunç Ürkmez

Ankara’da suikast sonucu öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün Sincan Cezaevi’nde başladı.

Sanıklar 1,5 yıl sonra ilk kez hâkim karşısına çıkıyor.

Düzenlenen iddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirip, olayın ardından kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında eylem üzerinde ortak hâkimiyet ile müşterek fail olarak Sinan Ateş’e yönelik toplu halde, iştirak halinde ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Sanıklardan ‘‘silahlı eylemi organize ettiği’’ iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın ise ‘’suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme’’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çaglar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal’ın ‘’istirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, istirak halinde tasarlayarak kasten öldürme’’ suçundan hapis cezası isteniyor.

AYŞE ATEŞ'E ÇELİK YELEKLİ KORUMA

Davanın Ankara'da Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki ilk duruşmasına Ayşe Ateş duruşmaya 5 polis tarafından korunarak geldi.

Ayşe Ateş'e çelik yelek giydirildiği, Ateş'in yeleği duruşma salonunun önünde çıkarttığı öğrenildi. Çevrede yüzlerce polis görev yapıyor. 

Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda 5 gün sürmesi planlanan duruşmalar nedeniyle salon girişi ve içinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemleri alındı.

ÖZEL VE KILIÇDAROĞLU AYŞE ATEŞ'İN YANINA OTURDU

19 ay sonra görülen ilk duruşmayı siyasi liderler de takip ediyor.

Duruşma salonunda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da izleyici olarak yer aldı. Duruşmayı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ve bazı il baro başkanları da izliyor.

CHP lideri Özgür Özel ve CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ayşe Ateş'in yanına oturdu. 

ÖZEL'DEN FOTOĞRAFLI PAYLAŞIM

Duruşma salonundan Kılıçdaroğlu ve Ayşe Ateş ile fotoğraflı bir paylaşım yapan Özgür Özel, "Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş suikasti davasını Sincan'da takip ediyoruz. Adalet tecelli edene, suikast üzerindeki sis perdesi aralanana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Yanı başında olacağız demiştik, Ayşe Hanım adalet tecelli etmiştir diyene kadar yanı başındayız..." ifadelerini kullandı.

ÖZDAĞ: UMUDUMUZ SUÇLULARIN ADALETE TESLİM EDİLMESİDİR

Davayı takip eden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da bu alçakça cinayetin gerçekleşmesinden bu yana ülkede yaşananların hukuk devletini nasıl tasfiye edildiğinin açık kanıtı olduğunu söyledi. 

Özdağ, "Başından sonuna kadar yaşanan bütün gelişmeler hukukun üstünlüğü ilkesinin askıya alındığını göstermiş ve neticede Ayşe Ateş Hanımefendi davayla ilgili hiçbir görevi ve yetkisi olmayan altını çizerek söylüyorum; görevi ve yetkisi olmayan Cumhurbaşkanından yardım istemek zorunda kalmıştır. Bu durum bile olayın geldiği noktanın vahametini göstermek için yeterlidir. Umudumuz; bundan sonra mahkeme sürecinin, hiç olmazsa belirli temel ilkeler çerçevesinde anayasaya ve yasalara uygun yürümesi ve gerçek suçluların adalete teslim edilmesidir. Bu olmaz ise kamu vicdanında çok derin bir yara açılacak, hiçbirimiz can güvenliğimiz konusunda güven içerisinde olamadığımız, olamayacağımız gibi katillerin cezalandırılacağı hususunda da bir güvenceyle halk karşı karşıya olmayacaktır" dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN UYARI

Duruşmanın başında mahkeme başkanı, taraflara, "Herhangi bir sataşma, laf atma olmasın. Gerek sanıklar gerek müşteki tarafından. Bunlara gerek yok. Bırakın işimizi yapalım. Tahrik etmeye çalışanlar olabilir. Meseli şahsileştirmeyin. Aşağıda bir sanığımız varmış. salona gelmeden önce bazı sözleri olmuş, olabilir. Sabırlı olacaksınız, sakin olacaksınız, tahriklere kapılmayın" uyarısında bulundu.

DOĞUKAN ÇEP 'BAY KEMAL NEREDE?' DİYE BAĞIRDI

Davanın kilit isimlerinden Doğukan Çep salondan çıkarıldı. Çep, salonda 'Bay Kemal nerede?' diye bağırdı.

Mahkeme başkanının uyarılarının ardından Çep, duruşma salonuna getirildi.

MHP'NİN KATILIM TALEBİNE RET

Bu sırada, müşteki sıralarında söz alan MHP avukatları, davaya katılma talebinde bulundu. Savcı, "suçtan doğrudan zarar görmedikleri" gerekçesiyle katılma talebinin reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, "MHP'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı" gerekçesiyle katılma talebinin oy birliğiyle reddine karar verdi.

Daha sonra, mahkeme başkanınca iddianame özetinin okunmasının ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi.

TETİKÇİ ÖZYAĞCI: ‘BEN AYAKLARINA SIKTIM’

Cumhuriyet muhabiri Aytunç Ürkmez'in duruşma salonundan aktardıklarına göre; duruşma tetikçi Eray Özyağcı’nın ifadesiyle başladı. 

‘DEVLET BEY’İN TALİMATI VARSA SÖYLE’

Özyağcı, Sinan Ateş ile Doğukan Cep arasında parasal bir tartışma olduğunu belirterek, Doğukan Cep için olay günü Çukurambar’a gittiğini belirtti.

"REİSİ VURDUK SESLERİNİ DUYDUM"

Özyağcı, “Doğukan Abi bana mesaj atarak, ‘Sinan Ateş’in yanında iki kişi var. Sadece Sinan’ın iki ayağına ateş et kaç’ dedi. Ben sadece Sinan Ateş’in iki ayağına vurdum ve kaçtım. Yanındakiler ateş açtı kaçarken, ‘Reisi vurduk’ seslerini duydum” dedi. 

Çukurambar’a Vedat Balkaya ile gittiğini söyleyen Özyağcı, “Vedat’la motora binip Gölbaşına doğru gittim. Orada Mustafa Kemal diye bir arkadaşımın aracına bindim. Doğukan Abiyi aradım, ‘Abi ben sadece aykalarına sıktım. Kaçarken, Reisi vurduk diye sesler geldi’ dedim. Doğukan Çep tarafından Yunanistan’a kaçırılmak istendiğini ancak yakalandığını anlatan

Özyağcı, "Ankara Emniyet’i beni aldı. Ankara Emniyet amiri olayı anlatmamı istedi. Doğukan Abimi satmayacağım için hikâye anlatmaya başladım. Ben anlatsam da onlar kendilerine göre yazdı. Sonra savcının yanına çıkarıldım. Üç savcı karşımda oturuyordu. Olayı anlatırken bir savcı, ‘Eray hikâye anlatma. Biz bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den talimat aldıysan anlat’ dedi. Bana fotoğraflar gösterdiler bilmiyorum dedim. Bana, ‘Sen kime güveniyorsun. Seçimden sonra çok şey değişir. Ben bu davanın kalemşörüyüm. Senin en ağır cezayı almanı sağlayacağım” dedi. 

Özyağcı, savcılığın ardından cezaevine götürüldüğünü, araçların Ülkü Ocakları’na ait olduğunu basından öğrendiğini belirtti. Beraat talebinde bulunmadı.

“Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim ifade vermek istiyorum” diyerek söz alan Doğukan Çep’e Mahkeme Başkanı, ''Sıran gelince ifade vereceksin'' dedi.

'VURULACAĞINI BİLMİYORDUM'

Sanık Vedat Balkaya, daha önce verdiği ifadelerin doğru olmadığını söyledi.

Balkaya, “Benim bildiğim alacak-verecek meselesiydi. Adam vurulacağı bana belirtilmedi. Adam vurulacağı, öldürüleceğini bilsem, hapisten yeni çıkmış birisi olarak işe girmezdim. Olaydan sonra İstanbul’a gittim. Kocaeli Emniyet’i gözaltına aldı. Ormanlık bir alana götürüldüm, işkence gördüm. Ankara Emniyeti’nde de işkenceler sürdü. Ben bu işin aslını Kocaeli Emniyet’te öğrendim. Ben birinin vurulacağını bilmiyordum” diye konuştu.

Balkaya, iddianamedeki ifadelerinin polisin çarpıtması olduğunu ileri sürerek, duruşmadaki ifadelerinin doğru olduğunu belirtti.

Duruşmaya 11.20'ye kadar ara verildi.

ÖZGÜR ÖZEL DURUŞMA ARASINDA KONUŞTU: 'BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ'

CHP lideri Özgür Özel, Sincan Cezaevi önünde duruşma arasında açıklamalarda bulundu.

Özel şu ifadeleri kullandı:

"Herkesin gözünün önünde oldu. Naaş kaldırıldı ama cenaze ortada duruyor. Bu cinayet sahipsiz kalmayacak. Bu cineyetin üstündeki sis perdesi kaldırılacak. Bazı isimler hiç geçirilmedi. Bu kadar ucuz değil, bu kadar kolay değil... Bu cinayetin arkasında asıl ne olduğunu ortaya çıkaracağız."

DURUŞMA ARASINDA AYŞE ATEŞ'TEN YENİ AÇIKLAMA: 'BU CİNAYETİN KÖKLERİ...'

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşma arasında kişisel sosyal medya hesabından yeni bir paylaşımda bulundu. Ateş, "Anlaşılan o ki bu siyasi cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde" dedi.

Ayşe Ateş'in paylaşımı şu şekilde:

"Günlerdir MHP MYK üyeleri, Ülkü Ocakları yöneticileri, kiralık kalemler ve trol hesaplar tarafından ortaya sürülen ve dosyadaki delillerle uyuşmayan iddialar ve bugün de duruşma salonunda tutuklular tarafından bu iddialarla bire bir örtüşen ifadelerle topyekûn sergilenen kumpas tiyatrosu… Anlaşılan o ki bu siyasi cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde.

Berrak suyu bulandırmak, zaman kazanmak, mağduriyet devşirmek istediklerini biliyorduk. Ama ne gizlemeye çalıştıklarını, kimi, kimleri korumak için çabaladıklarını henüz tam olarak bilmiyoruz. Bu yüzden yargının önüne set çekilmemesi, 17 kişi hakkında yürütülen soruşturmanın bir an önce derinleştirilip tamamlanması ve bu siyasi cinayetin kime, nereye kadar uzanıyorsa uzanması tek temennimizdir. 

Sincan’dayız. Adil bir yargılama neticesinde bütün gerçekleri öğreneceğimize inanıyor, adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. Adaletsiz geçirecek bir güne daha tahammülümüz olmadığını da tekraren ifade ediyoruz."

ATEŞ DURUŞMA ÖNCESİ KONUŞTU: BU CİNAYETİN EMNİYET VE YARGI AYAĞI VARDIR

Duruşma öncesinde Ayşe Ateş canlı yayında şunları söyledi:

"Eksik delillerin tamamlanması yeni tam bir iddianamenin hazırlanması ve hızlı bir şekilde şüphelilerin ifadelerinin alınmasını istiyoruz. Bu bizim istediğimiz bir mahkeme değil eksik yarım bir mahkeme. Bizim istediğimiz eksik olan belgeler iddianameye eklenecek ondan sonra tam bir mahkeme görülecek. Bence asıl şüpheliler getir götür işlerini yapan kiralık katiller asıl azmettiriciler gizliliği olan diğer dosyada yeralıyor. Bizim için asıl olan o dosyada yeralanların ifadelerinin alınarak bu dosyaya eklenmesidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız görüşmede bize adaletin en hızlı şekilde geleceği sözünü verdi. Bu görüşmeden sonra bir gelişme olmadı ama bu mahkemeden sonra bir gelişme olmasını bekliyoruz. Bazı çevreler farklı şekilde yorumladı ama ben katılmıyorum sayın cumhurbaşkanının sözünü tutacağına inanıyorum. Ortada bir tane cinayet var iki ayrı dosya olması akıl ve mantık dışı.

Bu cinayetin emniyet ve yargı ayağı vardır hiç şüphem yok. Emniyet ve yargının aynı zamanda MHP ve Ülkü Ocaklarının içine sızmış suç örgütü vardır. Zaten bu dosya üzerindeki karanlık el bunlar bir sac ayağının parçaları. Bugünden sonra o karanlık bu dosyanın üzerinden çekilsin ve adil bir yargılama yapılsın. Bizim başka bir talebimiz yok. Ben sadece kocamın katilleri adil bir şekilde yargılansın istiyorum.

Bugün Mersin olayı ile birlikte değerlendirmesini isteyeceğim. Hepsinin kaynağı aynı hepsi aynı merkezden talimatı alıp bu suikastı gerçekleştirdiler. MHP'nin avukatları burada ne sıfatla bulunuyorlar. Bizim yanımızda olmadıkları aşikar. Bu boşluğu aziz milletimiz doldursun. Umarım sanıklar serbest kalmaz."

SİNAN ATEŞ KİMDİR, NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?

Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 1984'te Balıkesir'de doğdu.

Bursa'da büyüyen ve lise yıllarından itibaren Ülkü Ocakları içerisinde yer alan Ateş, 12 yıl MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın danışmanlığını yaptı.

Ateş, 2019'da Olcay Kılavuz'un yerine Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'na atandı, ertesi yıl Devlet Bahçeli tarafından görevden alındı, MHP ve Ülkü Ocakları içerisinde muhalif çizgisini sürdürdü.

Ateş, 30 Aralık 2022'de arkadaşı Selman Bozkurt ile Çankaya ilçesinde Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde bir binadan çıktıkları sırada silahlı saldırıya uğradı.

Saldırıda Ateş bacaklarına ve başına isabet eden kurşunla ağır yaralanırken, Selman Bozkurt omzundan yara aldı. Ateş daha sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. MHP ve Ülkü Ocakları, cinayet sonrası herhangi bir taziye mesajı yayımlamadı.

İDDİANAME NİÇİN ELEŞTİRİLDİ?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 145 sayfalık iddianame, Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in ve birçok siyasi partinin tepkisini çekti.

Ayşe Ateş, 5 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, "Olay gerçekleşir gerçekleşmez bu iddianameyi yazıp önümüze koyabilirlerdi. 1,5 yıl bekleyip çok basit, adi bir cinayet vakası gibi servis edilerek asıl faillerin alenen korunup kollandığı çok açık. Kocamı kimin öldürdüğü de, katilleri kimlerin koruduğu da gayet net" dedi ve ekledi:

"Ne diyeyim, yazıklar olsun. Bugün değilse yarın ama eninde sonunda hesap verecekler. Buna inanıyorum, bunun için de elimden gelen her şeyi yapacağıma kimsenin şüphesi olmasın."

Ayşe Ateş’in 17 sayfalık ifadesinde iddianameden sadece "Olay tarihinde öldürülen Sinan Ateş'in eşi olduğunu, olayın bütün yönleriyle araştırılmasını talep ettiği, eşinin öldürülmesi olayını gerçekleştiren tüm şüphelilerden davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır" şeklinde bahsedildi.

Ayşe Ateş ifadesinde pek çok MHP’liye ve Ülkü Ocakları üyesi kişilere işaret etmesine rağmen iddianamede MHP ve Ülkü Ocakları'ndan bahsedilmedi.

Yine iddianamede, cinayetin neden işlendiği ve azmettiricinin kimler olduğuna ilişkin bilgeler de yer almadı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, üç kez Ayşe Ateş'le görüştü.

Davanın takipçisi olacaklarını belirten Özel, "Sinan Ateş suikastı tam anlamıyla aydınlanana kadar peşini bırakmayacağız" dedi, iddianameyi de şu sözlerle eleştirdi:

"İddianame sis perdesini aralamak şöyle dursun, kamuoyunun bildiği pek çok gerçeği gizlemeye çalışıyor."

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da 11 Haziran'da Ayşe Ateş ile kızları Bengisu ve Banuçiçek'i Beştepe'de kabul etti.

Ateş görüşme sonrası, Erdoğan'ın kendisini ve kızlarını uzun süre dinlediğini söyledi, "Durumu anlattım, izah ettim, dosya hakkında konuştuk. Tek talebim yargılamanın bir an önce hızlı bir şekilde gerçekleşmesi ve adaletin yerini bulması. Kendisi de gerekenin hızlı bir şekilde yapılacağını söyledi" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise 25 Haziran'da partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bizi terbiye etmeye, manevramızı azaltmaya çalışıyorlar" dedi.

"Kimin kimlerle iş tutuştuğunu, hangi iftira düzeneklerinin hazırlandığını çok iyi bildiklerini" belirten Bahçeli, "Davamızı üç beş çapulcunun keyfine göre yargılatmayız" diye konuştu.

"MHP ve Ülkü Ocaklarını sorgulatmayacaklarını" vurgulayan Bahçeli, "Herkes eteğindeki taşı döksün de şahit olalım. Kim ne biliyorsa, hangi belge, bilgi ve bulguya sahipse, mahkemeye sunsun da ense tıraşını görelim" ifadelerini kullandı.