Pervin Buldan'ın Meral Akşener'e yönelik sözlerine İYİ Partili Kürşad Zorlu'dan yanıt

İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'a tepki göstererek "Eleştiriler karşısında; bir parti Genel Başkanı’na yakışmayacak çirkinlikte, terbiye sınırlarını aşan ve kutuplaştırıcı bir nefret dilini benimseyerek; asılsız suçlamalar ve hakaretlere başvurma yolunu tercih etmiştir" dedi. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz da, Pervin Buldan'ın Meral Akşener'e yönelik sözlerine sosyal medya hesabından yanıt verdi.

cumhuriyet.com.tr

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener için söylediği “Altılı Masa’daki bu kadın başkanın son grup toplantısında yapmış olduğu açıklamalar, bir kez daha Kürt düşmanlığını ortaya koyduğunu bizlere açık açık göstermiştir” sözlerine İYİ Parti’den tepki geldi. İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu, “Yürüttükleri siyasetteki tutarsızlıkları örtmek için yalan ve hamasete başvuranların son dönemde düştükleri zor durumu anlamakla birlikte, her sıkışan parti liderinin partimize ve Genel Başkan’ımıza saldırmasını asla kabul etmiyoruz” dedi.

Pervin Buldan, bugün Ardahan’da yaptığı esnaf ziyareti sırasında Meral Akşener için, “Altılı Masa’daki bu kadın başkanın son grup toplantısında yapmış olduğu açıklamalar, bir kez daha Kürt düşmanlığını ortaya koyduğunu bizlere açık açık göstermiştir” demişti.

İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu, Buldan yazılı bir açıklamayla yanıt verdi.

İYİ Partili Zorlu tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle:

  • Bugün bir siyasi partinin eş genel başkanı, Genel Başkan’ımız Sayın Meral Akşener’in 9 Kasım 2022 tarihli grup toplantımızdaki konuşmasında dile getirdiği eleştiriler karşısında, bir parti genel başkanına yakışmayacak çirkinlikte, terbiye sınırlarını aşan ve kutuplaştırıcı bir nefret dilini benimseyerek asılsız suçlamalar ve hakaretlere başvurma yolunu tercih etmiştir.

“HER SIKIŞAN PARTİ LİDERİNİN PARTİMİZE VE GENEL BAŞKAN’IMIZA SALDIRMASINI ASLA KABUL ETMİYORUZ”

  • Partimizin ve Genel Başkan’ımızın söz konusu konuşmasındaki tespit ve uyarıları son derece açık ve nettir. Kürtler, bu ülkenin, bu vatanın asli ve şerefli vatandaşlarıdır. Bu çerçevede, her türlü ayrımcılığı reddediyoruz. Ayrıca, yürüttükleri siyasetteki tutarsızlıkları örtmek için yalan ve hamasete başvuranların son dönemde düştükleri zor durumu anlamakla birlikte, her sıkışan parti liderinin partimize ve Genel Başkan’ımıza saldırmasını asla kabul etmiyoruz.

“SİYASET ADI ALTINDA İLKESİZ, SEVİYESİZ YAPILAN BU GÖLGE OYUNUNU MİLLETİMİZİN TAKDİRİNE HAVALE EDİYORUZ”

  • Siyaset adı altında ilkesiz, seviyesiz yapılan bu gölge oyununu milletimizin takdirine havale ediyoruz. İYİ Parti olarak, milletimizin her bir ferdinin hak ettiği mutlu, huzurlu, müreffeh ve özgür bir Türkiye'yi inşa edebilme hedefi için ilk günkü azmimizle çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.

İYİ PARTİLİ UĞUR POYRAZ: SUSURLUK KAZASI SONRASINDA BU SKANDALLA İLGİLİ SORUŞTURMAYI KİM AÇTI? 

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz da konuya ilişkin sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:

  • Pervin Buldan’ın ‘Ben, eşimi faili meçhul cinayetler döneminde kaybettim. Akşener o dönem hükümetteydi’ iftiralarının devamı niteliğindeki, bugün basına yansıyan yeni iftiralarına ilişkin basit sorular ve cevaplar aşağıdadır.

“SUSURLUK KAZASI SONRASINDA BU SKANDALLA İLGİLİ SORUŞTURMAYI KİM AÇTI? CEVAP: MERAL AKŞENER”

  • Pervin Buldan’ın eşi ne zaman öldürüldü? Cevap: 1994. Susurluk Kazası ne zaman oldu? Cevap: 3 Kasım 1996. Susurluk skandalında İçişleri Bakanı kimdi? Cevap: Mehmet Ağar. Meral Akşener ne zaman İçişleri Bakanı oldu? Cevap: 8 Kasım 1996. Susurluk Kazası sonrasında bu skandalla ilgili soruşturmayı kim açtı? Cevap: Meral Akşener. Susurluk skandalına ilişkin 29 soruşturmanın 27 tanesinde kimin imzası vardı? Cevap: Meral Akşener, Açılan soruşturmaları kim nihayete erdirir; İçişleri Bakanlığı mı, yargı mı? Cevap: Yargı.

“28 ŞUBAT’TA KİM TEHDİT EDİLDİ? CEVAP: MERAL AKŞENER”

  • 28 Şubat’ta kim tehdit edildi? Cevap: Meral Akşener. Kim tehdit etti? Cevap: Demokrasiye balans ayarı veren post-modern darbeci paşalar. 28 Şubat kararları kim imzaladıktan sonra dönemin Bakanlar Kurulu tarafından imzalandı? Cevap: Başbakan merhum Necmettin Erbakan. Mehmet Ağar kimin himayesinde ve oğlu Tolga Ağar hangi partiden milletvekili? Cevap: AK Parti. Çözüm Süreci hangi partiler tarafından tasarlanarak hayata geçirildi? Cevap: AKP ve HDP. Anayasa değişiklik teklifi için kim kimi ziyaret etti ve kim kimi ağırladı? Cevap: AKP ve HDP.

“İFTİRAYI SİYASETİNDE ALIŞKANLIK HALİNE GETİRENLER KİM”

  • Susurluk skandalına kim soruşturma açtı ve 28 Şubat’a kim direndi? Cevap: Meral Akşener. Türkleri ve Kürtleri maraba olarak görüp kendilerini de sahip olarak konumlayanlar kim? Cevap: Cumhur koalisyonu ve HDP. İftirayı siyasetinde alışkanlık haline getirenler kim? Cevap: Siyaseti milletin bekası değil kendi bekası için yapan herkes bu listeye girmeye hak kazanır. Milleti kutuplaştırmak kimin ekmeğine yağ sürüyorsa bu liste onların.

NE OLMUŞTU?

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin 9 Kasım’daki grup toplantısında AKP heyetinin anayasa değişikliği teklifi için TBMM'de HDP'yi ziyaret etmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştu.

Akşener, açıklamasında şunları söylemişti:

  • Eğer ki şimdiye kadar Sayın Erdoğan’a iktidarı müjdeleyen şey açılım süreci olsaydı; geçtim HDP’yi, bugün, PKK’yla müttefik olurdu. Biliyorsunuz, uzun zamandır AK Parti cenahı akıllarınca bizleri, HDP ile gizli ittifak kurmakla itham ediyordu. Bazı HDP’liler de bu açıklamaları tebessümle karşılayıp, bizi faşistlikle, faili meçhulcülükle suçlayacak kadar alçalıyordu. E tabi, Allah büyük. İYİ Parti’yi yaftalayanlarla İYİ Parti’yi izole etmeye çalışanlar, nihayet aynı kampta buluştu. Resim iyice netleşti, saflar belli oldu. AK Parti vekilleri, PKK’yla bir tuttukları HDP ile aynı masaya otururken utanmadılar. İşin ilginç tarafı, HDP vekilleri de genel başkanlarını tutukladığı, belediyelerine kayyum atadığı için, sabah akşam eleştirdikleri AK Parti ile aynı masaya oturmaktan zerre utanmadılar. Yaaa görüyor musunuz? Kadere bakın, kimler kimlerle yan yana geldi. Bu saatten sonra kimse, milletimize vatan-millet-beka tiratları atmaya kalkmasın. Hele demokrasi, barış ve müzakere hamasetine hiç başvurmasın. Bu makyavelist görüşme vesilesiyle artık takke düşmüş, kel görülmüştür. Bu kadar açık.

Ardahan'da partisinin "Halk Buluşması" etkinliğine katılan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise şu yanıtı vermişti:

  • O 6'lı masanın içerisinde bulunan o kadın başkan, her gün HDP'ye ve Kürtler'e hakaret etmeyi kendisine bir görev edinmiş. 'Kürt belki gün yüzü görür' diye nefret tohumları saçmaktan geri durmayan bir kadın başkan var.

  • Bu 6’lı masadaki kadın başkanın son grup toplantısında yapmış olduğu açıklamalar bir kez daha Kürt düşmanlığını ortaya koyduğunu bizlere açık açık göstermiştir. Kürt anasını görmesin, gelen ağaları, giden paşaları oldu. Biz bunu biliyoruz. Bize kumpanya kuruyor diye de iftira attılar. Oysa HDP’liler kumpanya bilmezler, HDP’lierin kumpanya bilmediğini cezaevlerinin HDP’lilerle dolu olduğunu göstererek ispat ederiz.

  • Ancak onlar kumpanyanın ne demek olduğunu Susurluk’tan bilirler onlar kumpanyanın ne demek olduğunu 28 Şubat’tan bilirler. Buradan ona vereceğimiz cevap şimdilik bununla sınırlı kalsın. Kürt düşmanlığı yaparak her gün birbiriyle yarışanlar şunu iyi bilsin ki kaybedecekler, kaybedecekler, kaybedecekler.