Muhalefet: 'Teğmenleri ihraç girişimi AKP’nin Cumhuriyetle bitmeyen hesaplaşmasının sonucu'

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında yeni mezun teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını attıktan sonra kılıçlı yemin etmesine ilişkin olarak başlatılan soruşturma kapsamında bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, teğmenlerin yüksek disiplin kuruluna sevk edildiğini açıkladı. Güler, Yüksek Disiplin Kurulu'nun 25 Kasım’da toplanacağını belirterek bir karara varacaklarını belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu da Kara Harp Okulu dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu’ya “TSK’dan ayırma cezası verilmesi amacıyla” Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkine ilişkin tebligat yapıldığını bildirdi.  

‘TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBAŞINI MÜKAFATLANDIRIYORSUNUZ'

Teğmenlerin disipline sevk edilmesini Cumhuriyet’e değerlendiren CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, “Bir yandan terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı Meclis’e davet edip, yıllarca onlara karşı mücadele etmiş Türk askerini sırf ‘Mustafa Kemal’in askeriyim’ dediği için disipline sevk etmek nasıl bir kafadır? İyi bir kafa olmadığı kesin” dedi. Cumhur İttifakı paydaşlarının terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ı Meclis’e konuşma yapmaya davet etmesini de eleştiren Adıgüzel, “Mustafa Kemal’in askerini cezalandırırken başkalarına askerlik eden terör örgütü elebaşısını mükafatlandırıyorsunuz. Herhangi bir suç teşkil etmeyen, milli duygularla söylenmiş, Atatürk’e bağlılık yemini şeklinde ifade edilmiş bir şeyden bir sonuç çıkarmak, bir yerlere mesaj vermek, bir siyaset üretme adına yapılmış bir harekettir. Eğer bu iş ihraca giderse Türk ordusunda, halkta ve devlette bir yara açacaktır. Devlet, yasa dışı unsurları meclise davet eden ama kendi askerini ötekileştiren, cezalandıran bir konuma gelecektir” ifadelerini kullandı. “Kime, ne mesaj vermeye çalışıyorsunuz?” sorusunu yönelten Adıgüzel, “Şimdi sırf bu teğmenleri ihraç etmek için ‘başka örgütlerin uzantısıymış’ gibi saçma sapan şeyler uydurmaya çalışıyorlar. Yıllardır bu askerler eğitim alırken sizin istihbaratınız neredeydi? Askerin içerisinde öyle bir yapılanma varsa bunu görememiş olmak sizin suçunuz değil mi? Demek ki siz bu işi kaçırmışsınız. Zaten öyle bir şey yok da bunu söylerken bile kendi suçunuzu ifşa ediyorsunuz” diye konuştu. 

‘CUMHURİYET DEĞERLERİNE KARŞI AŞAĞILAMA'

CHP TBMM İdare Amiri ve Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan da, söz konusu işlemin “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla yapıldığını” söyledi. Söz konusu ifadeleri çelişki olarak yorumlayan Bayraktutan, Erdoğan’ın 10 Kasım’da söylediği “Şayet, Gazi'nin ömrü ve sağlığı en azından bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye elverseydi, hiç şüphesiz 2. Cihan Harbi sonrası bambaşka bir Türkiye görecektik” sözlerini anımsattı. Bayraktutan, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Bunda samimiyetsizlik, cumhuriyet değerlerine karşı bir aşağılama vardır. Mustafa Kemal’e karşı içindeki kin ve nefreti dışarıya vurmanın en pratik ve gerçekçi örneklerinden bir tanesidir. Bu askerler kimin askeriyiz diyeceklerdi merak ediyorum. Başlı başına bir komedi. Sonucu ne olursa olsun büyük bir ayıp” dedi. 

‘İKTİDAR TÜRKİYE İÇİN MİLLİ GÜVENLİK PROBLEMİDİR'

İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikaları Başkanı Dr. Cenk Özatıcı ise, “Genç subayları bu ifadeleri üzerinden hedef almak ve onları ihraç etmek AKP iktidarının, Cumhuriyet’in kurucu iradesi ile bitmeyen hesaplaşmasının bir tezahürüdür. Bu iktidar ve onun yandaşları, geçmişten bugüne ister havuz medyası ile olsun ister sosyal medya trolleri ile ister açıktan olsun ister zımni yollarla her fırsatta  Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusunu hedef aldılar. Hazımsızlıklarının temel sebebi budur. Devlet içindeki tarikat ve cemaat yapılanmalarına, 15 Temmuz hain darbe girişimi tecrübesine rağmen alan açan; fakat Atatürkçü subayları ilk fırsatta tasfiye eden iktidar, Türkiye için gerçek milli güvenlik problemidir” değerlendirmesini yaptı. Öcalan’ın Meclis’e davet edilmesine yönelik iktadar eleştiriler de yönelten Özatıcı, “50 bin Türk vatandaşının katilinin, Gazi Mecliste konuşturulması hezeyanını ‘tarihi fırsat’ olarak gören Cumhur İttifakı, geldiğimiz noktada ‘Mustafa Kemal'in Askerleriyiz’ diyerek yemin eden genç subayları ihraç ediyorsa, yerlilik ve millilik iddialarının hiçbir hükmü kalmamıştır” dedi. 

‘BİR FETÖ GİDER BİR FETÖ GELİR’

Genç teğmenlerin bir çeyrek asırdır edilen bir yemin üzerinden hedef alınmasının yanlışlığını vurgulayan Özatıcı şu ifadeleri kullandı:

 “İktidar ideolojik saiklerle gerçek tehditleri göz ardı ediyor. Türkiye’nin güvenlik bürokrasisinde hala belirli tarikat ve cemaat yapılanmalarının etkin olduğu bu alanda bilgi sahibi olan herkesin malumudur. Unutmamalıyız ki AKP Sebep, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonuçtu. Çünkü 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde milliyetçi ve Atatürkçü subaylar FETÖ eliyle tasfiye edilirken AKP bu süreçleri siyasi olarak desteklemiştir. Maalesef iktidar hatalarından ders almamış olacak ki geldiğimiz noktada bu defa başka tarikat yapılanmalarının Silahlı Kuvvetler içinde etkili olmasına göz yumuyor. 15 Temmuz darbesinde ordu içerisindeki Atatürkçü subaylar dimdik durmuş, FETÖ’cü darbeye geçit vermemiştir. FETÖ ile mücadeleyi sadece Gülen cemaati ile sınırlayıp, diğer tarikat ve cemaatlerin yolunu açan iktidar, milli subayların darbeyi engelleyen rolünü unutursa, bir FETÖ gider, başka bir FETÖ gelir.”

‘DEVLET YAPIMIZ HEDEFTE’

CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamayla teğmenlerin disipline sevk edilmesine tepki gösterdi. Bağcıoğlu, “Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılıklarını yemin töreninde açıkça dile getiren genç teğmenlere yönelik başlatılan disiplin süreçleri, bu çabaların yeni ve tehlikeli bir halkasını oluşturmuştur. Bu tür girişimler, sadece bireyleri hedef alıyor gibi görünse de, özünde ülkemizin savunma gücünü, ordumuzun itibarını ve Atatürk ilke ve inkılaplarına dayalı devlet yapımızı hedef almaktadır” dedi.