Karamollaoğlu: 'Yunanistan'ı yarın iktidarın parçası olacağımızı düşünerek uyarıyorum...'

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ege'de askeri hareketliliğine devam eden Yunanistan'a sert mesajlar gönderdiği açıklamasında "Yunanistan’ı; yarın inşallah iktidarın bir parçası olacağımızı düşünerek uyarmayı bir görev addediyorum. Ateşle oynamayı bırakın" ifadelerini kullandı.

DHA

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, genel merkezde gündemde yer alan bazı konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Karamollaoğlu, Yunanistan'a tepki göstererek, "Buradan Yunanistan’ı; yarın inşallah iktidarın bir parçası olacağımızı düşünerek uyarmayı bir görev addediyorum. Ateşle oynamayı bırakın. Tarihten ders alın. Amerika ve Fransa gibi ülkelerin gazına gelmeyin. Tabii ki iktidarı da uyarmayı bir vazife olarak görüyorum. Yunanistan’ın bu boyunu aşan hareketlerine karşılık atılacak en akıllıca adım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) bir bağımsız devlet olarak dünyadaki bütün ülkeler tarafından kabul görmesini sağlamaktır. Bu yolda her türlü çaba gösterilmelidir. Türkiye Kıbrıs’tan asker çekmek bir yana tam tersine askeri varlığını daha da güçlendirmelidir" dedi.

"TEBRİK EDİLMESİ GEREKİR"

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumu borçlarından faiz kısmının tümüyle kaldırılması ve sadece ana paranın ödenmesi konusunda bir karar açıkladığını hatırlatarak, "Bu sevindirici bir karardır. Tebrik edilmesi gerekir. Bunu biz yıllarca söyledik; ama bugün gerçekleştirildi. Geç de olsa bundan memnun olduğumuzu öğrenciler adına bir görev addediyorum. Bu gençlerin borçları silindi; ancak bu gençlerin hala büyük bir kısmı bu borçları nasıl ödeyeceklerini bilemiyorlar. Kiminin işi yok, kiminin işi var, aldığı ücret geçimini bile sağlamaya yetmiyor" ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, açıklamasının devamında şunlara yer verdi:

"SİLAH TEK BAŞINA ÇÖZÜM DEĞİLDİR"

Karamollaoğlu, Tahran’daki 3’lü zirveye de değinerek, "Bu haftanın önemli dış politika başlıklarından birisi de dün Türkiye, İran ve Rusya arasında Tahran’da gerçekleştirilen zirvedir. Biz her zaman diyaloğu çatışmaya, uzlaşmayı dayatmaya tercih ettik. Tahran Zirvesi, İdlib başta olmak üzere Suriye krizinin sağduyu ve diyalog yoluyla çözülmesi için önemli bir fırsattır. Bu nedenle; Astana süreci kararlı bir şekilde sürdürülmelidir. Bölgesel ittifaklar daha da genişletilerek güçlendirmelidir. ABD’nin haksız ve dayatmacı yaptırımlarına karşı, İran ve Türkiye’nin öncülüğünde ortak bir refleksin geliştirilmesi sağlanmalıdır. Azami beklentilerin değil, asgari müştereklerin ortaya konacağı bir iş birliği zemini oluşturulmalıdır. Asgari müştereğimiz Kiev’den Şam’a, Arakan'dan Yemen'e ve özellikle Filistin'e uzanan bu coğrafyada akan kanın bir an evvel durdurulması ve istikrarın sağlanması olmalıdır. Çünkü silah tek başına çözüm değildir. Hiçbir gerekçe, masum bir insanın bir damla kanından daha önemli olamaz" dedi.

“GENÇLERİN BORCU SİLİNDİ AMA İKTİDARIN GENÇLERE OLAN BORCU HALEN DURUYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KYK borçlarından faizin kaldırıp yalnızca ana paranın tahsil edileceğini açıklaması her şeyden önce gençlerimiz için olumlu bir gelişmedir. Biz bu adımı doğru ve yerinde buluyoruz, geç de olsa öğrenciler adına memnun olduğumuzu ifade etmek isterim. Gençlerin borcu silindi ama iktidarın gençlere olan borcu halen duruyor. Bu iktidarın gençlere nitelikli bir eğitim, müreffeh bir gelecek, harçlıklarıyla ihtiyaçlarını kolayca karşılayabilecekleri bir ülke borcu var. Bu iktidarın gençlere üniversiteden mezun olduktan sonra yıllarca sınav kuyruklarında beklemek zorunda kalmadıkları bir hayat borcu var. Bu iktidarın, tıpkı enflasyonu ve hayat pahalılığını örnek verdiği ülkelerdeki yaşıtlarının sahip olduğu gibi gençlere mutlu bir hayat borcu var. İşte iktidarın önünde bir fırsat duruyor. Eğer Erdoğan iktidarı, çözmeye çalıştıkça daha da derine gömüldüğü bu ekonomik krizden kurtulmak ve ülkeye nefes aldırmak istiyorsa, tıpkı KYK konusunda olduğu gibi, ekonomi konusunda da önerilerimize kulak versin.

"ŞU ANDA 54.5 MİLYAR DOLAR EKSİ REZERV VAR. BUNA REZERV DENMEZ BORÇ VAR YANİ"

İktidar ortakları tarafından büyük vaatlerle getirilen Başkanlık Sistemi, maalesef ülkeye saadet değil felaket getirdi. “Verin yetkiyi görün etkiyi” dediler. Dolar düşecekti, enflasyon düşecekti, hayat pahalılığı azalacak, ekonomi düzelecekti. Türkiye uçacaktı. Peki ne oldu? Türkiye değil ama dolar uçtu. Başkanlık sisteminden önce 4,5 lira olan dolar bugün 17,5 lira oldu. Türkiye değil ama borçlar uçtu. Başkanlık sisteminden önce 1 trilyon dolar olan borç stoku 3 trilyon doları geçti. Merkez Bankası rezervleri eridi. 2018 yılında artı 21,6 milyar dolar seviyesindeki rezervi, Temmuz 2022 itibariyle eksi 54,5 milyar dolara inmiş durumdadır. 2018’de vatandaşın bankalara borcu 2,3 milyar lira iken bugün 6,9 milyar liraya yükseldi. Son 4 yılda yarım milyon esnaf kepenk kapatırken, 4 milyondan fazla insanımızın kredi borcu yasal takibe alınmış. Bu yüzden diyoruz ki, önümüzdeki seçim bir referandum olacaktır. Milleti ezen, fakirleştiren, yolsuzluğa ve yoksulluğa mahkum eden bu sisteme evet mi diyeceğiz yoksa yeter artık deyip bu talan düzenine son mu vereceğiz? İster vaktinde olsun ister baskın olsun, ister erken seçim olsun biz sadece iktidarı değil, esas bu düzeni, bu sistemi ve bu zihniyeti değiştireceğiz.”