İzmir'de CHP'li gençler hükümete karne verdi: 'İktidar bu sene de sınıfta kaldı'

CHP Konak İlçe Gençlik Kolları, yarın okullarda yapılacak karne dağıtımı öncesinde, “Gençler hükümete karne veriyor” sloganıyla düzenledikleri basın açıklamasında hükümete karne verdi.

ANKA

CHP Konak İlçe Gençlik Kolları üyeleri, bugün Alsancak’taki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanarak, karne şeklinde hazırladıkları pankartı açıp hükümetin yaptığı çalışmalara not verdiler. Basın açıklamasına, Ege Bölgesi’nden sorumlu CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Akın Geyik ve CHP Konak İlçe Başkanı Akın Küçükoğulları da katıldı.

"İKTİDAR BU SENE DE SINIFTA KALDI"

Basın açıklamasını, CHP Konak İlçe Gençlik Kolları Başkanı Okan Uslu yaptı. Uslu, “Çocuklarımızın karnelerini inceleyip notlarını eleştirmek yerine gelin hep birlikte İktidarın karnesine bakalım. Gördüğünüz üzere iktidar bu sene de sınıfta kaldı” dedi. 

"TOPLUMDA YAŞANAN SORUNLARIN TEMELİ YOKSULLUKTUR"

Toplumda yaşanan sorunların temelinde yoksulluk olduğunu söyleyen Uslu, “Şimdi işin pratiğine hep birlikte bir bakalım. En başta şuna değinmek istiyoruz. Çok iyi biliyoruz ki toplumdaki çoğu sorunun doğrudan etkileyeni, yoksulluktur. Eğer yoksulluk varsa bu, beraberinde birçok toplumsal sorun doğurmaktadır. Bugün AKP iktidarı, bilinçli tercihleriyle yağma ve rant düzenlerinin devamı için halkımızı yoksulluğa mahkum ederken çocuklarımızı da yoksullaştırıyor, geleceğe hazırlıkta hayati öneme sahip olan çocukluk dönemini adeta sabote etmiş oluyor. Bugün çocuklarımız, anne ve babalarının yoksullaştırılması sonucunda dengeli ve yeterli beslenme olanağını kaybetmiş durumdalar. Ekonomik sorunlardan kaynaklı evde anne ve babalarının yaşadığı huzursuzluk doğrudan kendilerine de sirayet ediyor. Sağlıksız konutlar, kötü barınma şartları, hatta aileleriyle birlikte evsiz olanlar ve daha nice olumsuzluklar” diye konuştu. 

"AKP İKTİDARI, 20 YILDIR EĞİTİMDE BÜYÜK BİR YIKIM YARATTI"

AKP’nin eğitim politikasını da eleştiren Uslu, “Devleti yönetenlerin asli görevlerinden biri de çocuklara nitelikli eğitim hizmeti sunmak. Ancak gelin görün ki en temel yaşamsal alanlardan olan eğitim de sağlık gibi alınıp satılabilir bir hale geldi. Parası olanlar kolejlerde, dershanelerde eğitim alma şansına sahipken yoksul ailelerin çocukları bu imkana sahip değil. Eğitimde belirli bir standart yakalanamadığı için de bu durum fırsat eşitsizliği anlamına geliyor. AKP iktidarı, 20 yıl gibi çok uzun bir süredir iktidarda ve eğitimde büyük bir yıkım yarattı. Eğitim-öğretimi dahi istismar edilebilecek bir alan olarak gören iktidar, okullarda ideolojik propaganda yapmaktan dahi çekinmiyor, eğitimi bile bir propaganda malzemesi olarak görebiliyor. Berrak beyinler esir alınmaya çalışılıyor. Bunun sonucunda doğal olarak nitelikli ve bilimsel eğitim ortamı da ortadan kalkmış oluyor” dedi.

"DEVLET; OKULLARI, YURTLARI TESLİM ETTİKLERİ CEMAATLERİ BURALARDAN TEMİZLEMELİDİR"

Eğitimde fırsat eşitliği sağlanması gerektiğini söyleyen Uslu, şöyle konuştu:

“Devlet; okulları, yurtları teslim ettikleri cemaatleri buralardan temizlemelidir. Anne ve babalar en ağır gayri insani çalışma koşullarında gece-gündüz çalışıp, dünyanın en yüksek vergilerini öderken çocukları devlet yurtlarında kalabilme imkanına sahip olmalıdır. Tertemiz beyinleri tarikat ve cemaatlerin karanlığına teslim etmek istemiyoruz. Daha fazla tecavüz ve intihar haberi okumak istemiyoruz. Sosyal ve laik olduğundan bahsedilen bir ülkede geleceğimiz olan çocukları, içli dışlı olduğunuz cemaatlerin eline bırakamazsınız, eğer bu bir program dahilinde ve bilinçli bir politikanız değilse. Çünkü biz, öyle olduğunu düşünüyoruz. Bu yanlıştan bir an önce dönün. Tarikatlar denetlenmediği için tarikat mensubu aileler tarafından okula gönderilmeyen çocuklar var. Medrese denilen karanlık yapılarda sözde eğitim alıyorlar. Tarikatlar denetlenmediği gibi, okul çağına gelmiş ancak herhangi bir okulda kaydı bulunmayan çocukların takibi de yapılmadığı için bu sorun da çözüme kavuşturulamıyor. Eğer bu denetleme mekanizmaları çalıştırılsaydı, fazla uzağa gitmeden önümüzde duran Hiranur Vakfı’ndaki vahşetin yaşanmasının önüne geçilmiş olunacaktı. Şunu açık olarak ifade ediyoruz; çocuklarımızın ve gençlerimizin bu karanlık yapılarda kaybolmasını asla kabul etmiyoruz. Hiçbir yurttaşın, tek bir çocuğumuzu dahi bunlara kurban vermeye tahammülü kalmamıştır.”