İstanbul'da 'kayyum' protestosu: 'Darbelere karşı yan yana olma zamanıdır'
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Hakkari Belediyesine kayyum atanmasına karşı Şişhane Meydanı’nda bir araya geldi, basın açıklaması yaptı. Açıklamada "Darbelere karşı yan yana olma zamanıdır" denildi.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Hakkari Belediyesi'ne kayyum atanmasına karşı Beyoğlu’nda bulunan Şişhane Meydanı’nda protesto etti.
“Hakkari için İstanbul ayakta” pankartının açıldığı eylem de sık
sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.
“Kayyuma geçit yok”, “İrademize sahip çıkıyoruz”, “Kayyumlar
gidecek biz kalacağız” dövizleri taşındığı eylem de alkışlarla, zılgıtlarla
kayyum protesto edildi.
Şişhane Meydanına girerken yurttaşlar “Kayyum defol defol
defol” yazılı tişörtler giydi.
Eyleme DEM Parti Milletvekilleri, Emek Partisi, Türkiye İşçi
Partisi, SODAP, SOL Parti, ESP, SMF, Halkevleri ve TÖP’ünde aralarında olduğu
çok sayıda siyasi parti temsilcisi, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve
halk katıldı.
“DARBELERE KARŞI YAN YANA GELME ZAMANIDIR”
Basın açıklamasında ilk sözü DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli aldı.
Temelli, “Hepimiz sokaklardayız, alanlardayız, darbeye
karşı direniyoruz. Çünkü biliyoruz ki kayyum darbedir. Çünkü biliyoruz ki
kayyumlardan medet umanlar darbecilerdir. Bu iktidar darbe mekaniğinin içinde
darbecilerle kol kola girerek kayyum darbelerine devam ediyor. Bu ülkede 25
yıldır tecrit var” dedi.
Tıpkı Kobane kumpas davası gibi kumpas davalarının yaratıldığını belirten Temelli şunları söyledi:
"Arkadaşlarımızı tutsak ederek Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş'ı ve birçok yoldaşımızı tutsak ederek aslında darbecilerin yapmak istediğini yapmaya devam ettiler. Yine bir kumpas davasıyla geldiler. Hakkari Belediye Eş Başkanımız hakkında hazırladıkları kumpas davasıyla onu görevinden alıp Hakkari'ye Colemerge kayyum atadılar. Kayyumcudurlar, darbecilerdir. O Cumhurbaşkanı diyor ki biz kanunları değil hukuku uygularız. Kanunları tanımayan, yasayı tanımayan, anayasayı tanımayan hatta 12 Eylül anayasasını bile ihlal edecek kadar bir hukuksuzluğu getiren Cumhurbaşkanı'nın hukuk dediği şey aslında büyük bir darbe hukukudur.
O yüzden
de diyoruz ki darbelere karşı işi büyütme zamanıdır. Yan yana gelme zamanıdır.
Omuz omuza verme zamanıdır. Darbeciler gidecek. Biz kalacağız. Biz kazanacağız.
Türkiye halkları kazanacak. Kürt halkı kazanacak. Bu Kürt düşmanlığına, Kürt'ü
yok sayan bu anlayışa son vermek için şimdi tüm Türkiye halkları, emekçiler,
kadınlar, bu ülkede soluksuz bırakılan. Yok sayılan herkesin yan yana gelme zamanıdır.
Işte bunu başaracağız. Ya Postal Cumhuriyeti ya Demokratik Cumhuriyet. Şimdi
Demokratik Cumhuriyet için mücadele zamanıdır."
“DEMOKRATİK HAKLARIMIZ İÇİN, ÖZGÜRLÜKLERİMİZ İÇİN YÜRÜMEYE
DEVAM EDECEĞİZ”
1 Mayıs Platformu adına Berkay Ustabaş konuştu. Ustabaş, “Bu
yıl 1 Mayıs'ta eşitlik, özgürlük, adalet için Saraçhane'deki faşizmin
barikatlarına dayandık. O barikatın üstüne yürüdük. Haklarımız için, en temel
haklarımız için, özgürlüklerimiz için o barikatı zorladık. O barikatın
arkasında özgürlükler olduğunu bilerek yürüdük. Biz o gün eşitlik için, adalet
için, kardeşlik için Taksim meydanına yürümek istedik ve şimdi yoldaşlarımız
gözaltılarla, baskınlarla tutsak edildi. Bizim için Saraçhane'ye kurulan
faşizmin barikatlarıyla Hakkari'yi atanan kayyum arasında hiçbir fark yok. Biz
Saraçhane barikatlarına nasıl yüklendiysek Hakkari'yi de Hakkari'deki
barikatlara da ömrü yükleneceğiz. Hakkari'yi de alacağız. Bir Mayıs'ı da
alacağız. Taksim'i de alacağız. Tutsak arkadaşlarımızı da alacağız. demokratik
haklarımız için, özgürlüklerimiz için durmadan yürümeye devam edeceğiz” dedi.
“İKTİDAR HUKUKSUZLUKTA SINIR TANIMIYOR”
İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı
KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Hüseyin Tosu okudu.
“Halkların seçilmişlerini tanımayanları biz de tanımıyoruz”
diyen Tosu, “Hakkari Belediyesi'ne kayyım atanarak Kürt halkının demokratik
iradesi bir kez daha gasbedildi, Mafya bağlantılarının yargı ve emniyet
üzerinden ortaya döküldüğü, MHP'nin merkezine kadar uzanan cinayetin
saklanamadığı, her tür kirli, karanlık ilişkiler üzerine kurulu tek adam
iktidarı, desteğini yitiren iktidarını ayakta tutmak için Kürt illerindeki
Belediyelere Kayyım atamak dahil her yola başvuruyor. Tek adam iktidarı,
sandıkta kaybettiği kentlerde, sahip olduğu devlet imkanlarını hukuksuzca
kullanarak irade gaspı yoluna gitme tutumunu Van’da hayata geçirmeyi
başaramayınca, bu kez Hakkâri Belediyesi’ne kayyum atayarak hukuksuzlukta sınır
tanımıyor” ifadelerini kullandı.
“TEK ADAM İKTİDARI HALK İRADESİNİ TANIMIYOR”
Tosu, önce tek başına iktidar olma gücünü, ardından da birinci parti konumunu yitiren tek adam, tek partinin kayyum kararının sadece Hakkâri halkının değil, tüm Türkiye halklarının iradesine yönelik bir saldırı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Hakkari halkının iradesi ile seçilen eş belediye başkanları Mehmet Sıddık Akış ve Viyan Tekçe'yi 10 yıldan beri süren bir dava gerekçe gösterilerek, göz altına alınıp kayyım atanması, ardından jet hızıyla 10 yıllık davanın savunma avukatlarını bile mahkemeye alınmadan 19 yıl 6 ay cezayla kayyımlarına gerekçe yaratmaya çalışmaları davanın da mahkemenin de siyasi bir tercih olduğunu göstermektedir. 31 Mart yerel seçimlerinde AKP-MHP/Cumhur ittifakı ağır bir yenilgi almış, ezilen tüm emekçi halklarımız bu iktidara artık yeter demiştir.
Bu yenilgiden ders almayan iktidar şiddet ve baskıyla, anayasa mahkemesi, AİHM kararlarına uymayan hukuksuzluklarıyla iktidarını sürdürmeye devam ediyor. Halk iradesini tanımıyor. Seçilmişleri usulsüzce görevden alıp kayyım atayarak yerel yönetimleri rantçı, hırsız atanmışlarıyla yöneterek halkların 31 Mart iradesini tanımadığını açıkça ilan ediyorlar. Halkın oyları ile seçilmiş belediye eş başkanı yerine kayyım atamak; Seçme ve seçilme hakkının temel bir yurttaşlık hakkı olmaktan çıkarıldığının açıkça ilanıdır."
“BU KARANLIĞA KARŞI SES OLALIM”
Verilen hukuksuz kararlar geri alınana kadar mücadeleyi sürdürecekleri söyleyen Tosu, “Hukukun ayaklar altına alındığı, halkların en demokratik hakkının tek adamın kararı ile yok sayıldığı, işçilerin açlıkla terbiye edilmeye çalışıldığı, emeklilerin ölüme mahkum edildiği, kadınların sokak ortasında katledildiği, yoksul çocuklarının cemaat yurtlarına mecbur bırakıldığı, dilimizin yok sayıldığı bir ülkede hiç birimizin yarını olmayacak bu karanlığa karşı ses olmak için Saraya karşı birleşmeye çağırıyoruz” diye konuştu.