İstanbul Barosu'ndan 'Can Atalay' çağrısı: AYM'nin kararı derhal uygulanmalı

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, "AYM’nin 'Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde' olduğuna ilişkin kararı derhal uygulanmalı" dedi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul'da yeni adli yılın açılışı nedeniyle Bakırköy Adliyesi'nde tören düzenlendi.

Törene İstanbul Valisi Davut Gül'ün yanı sıra il protokolü, İstanbul'daki adliyelerde görevli savcı ve hakimler katıldı.

Bakırköy'deki törenin ardından İstanbul Barosu 2024-2025 adli yılının ilk iş gününde İstanbul Adalet Sarayı'nda basın açıklaması düzenledi.

'ÜLKEMİZDE YARGIYA GÜVEN KALMAMIŞTIR'

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç yaptığı açıklamada, "Ülkemizde bugün yargı bağımsızlığı ve yargıya güven kalmamıştır. Yeni adli yıla girerken ne yazık ki yargının daha da bağımlı hale geldiği ve yargı makamlarının önemli konularda mevcut iktidardan bağımsız karar veremediği örneklerle dolu ve yargıya güveni temelinden sarsan, hukuk devletini derinden yaralayan, tutukluluğun gözdağı, cezalandırma ve baskı aracı olarak kullanıldığı dönemlerden geçiyoruz" dedi.

'CAN ATALAY SERBEST BIRAKILMALIDIR'

"Geçen adli yıl boyunca ülkemizde temel hak ihlalleri artarak devam etmiştir" diyen Saraç, "Yargılamalardaki temel hak ihlalleri konusunda karar veren Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmaması, yargı sistemine ve hukuk devletine büyük zarar vermiştir. AYM’nin 'Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde' olduğuna ilişkin kararı derhal uygulanmalı, meslektaşımız Hatay Milletvekili Av. Ş. Can Atalay serbest bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı davasında avukat Can Atalay'ı “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. 25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.

Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu. AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim'de hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım'da hem karara uymadı hem de Türkiye'de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.

“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi. AYM bir kez daha "hak ihlâli" kararı verdi, ayrıca yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması ve tahliyesinin sağlanması kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise AYM'nin Can Atalay hakkındaki kararını uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay'a gönderdi. Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay kararı 30 Ocak'ta TBMM Genel Kurulu'nda okundu, kararın okunmasıyla Atalay'ın vekilliği resmen düşürüldü.