İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: 'Çık özür dile'
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, montaj itirafında bulunan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Madem montaj olduğunu anladın, yine aldatıldın, çık milletten özür dile. Çık de ki ‘Ben, uydurma bir video yayınladım’ de. Onu da demiyor. Bunlar, en temel sınav olan insanlık sınavını bile veremediler" dedi.
ANKAİBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Bağcılar’daki Kirazlı Metro İstasyonu Meydanı’nda vatandaşlara seslendi. İmamoğlu, şunları söyledi:
Biraz, hayal kuralım. Öyle bir Türkiye hayal edelim ki hep birlikte, kavga istemiyoruz ve asla kavga etmiyoruz. Kardeşçe, huzur içinde, tüm ülke tek yürek olmuş, hep birlikte yaşıyoruz. Birbirimizin dertleriyle dertleniyoruz. Birbirimizin sevinciyle mutlu oluyoruz. Ayrımız gayrımız yok. Birbirimizi çok seviyoruz. Milletçe tek vücut olmuşuz. Ekonomi tepetaklak yuvarlanmıyor. Ekonomi, düzgün ve liyakatli insanların elinde ayağa kalkmış. Dünyayla yalandan değil, uydurma değil, gerçekten rekabet eden bir Türkiye var. Hayalimize devam edelim. Ülkenin yetkili ağızlarının, sırf bir başka partiye oy verdikleri için kendi vatandaşlarını ‘terörist’ ilan etmediği bir Türkiye var. Bunu hayal edelim. Farklılıklarıyla, güzel insanlarıyla, güzel milletinin o renkleriyle çok güzel, çok güçlü bir ülke var. Böyle olursak, soruyorum size, şu pırıl pırıl gençlerimizle, şu güzel insanlarımızla bu milleti kim tutabilir? Hiç kimse tutamaz. İstihdamda, üretimde, kalkınmada önümüzde kim durabilir? Kimse duramaz önümüzde. Hep birlikte bu hayali gerçek yapmaya hazır mıyız?
"DÖRT YIL ÖNCE, İSTANBUL'A İHANET EDENLERE HEP BİRLİKTE ‘DUR’ DEDİNİZ"
Tarihi bir seçimin arifesindeyiz. Önümüzde iki seçenek. Ya değişime oy vereceğiz ve ülkeyi saplandığı bu bataklıktan, ekonomi çöküşünden, işsizlikten, yoksulluktan, adaletsizlikten hep birlikte kurtaracağız ya da cennet vatanımızın, bu güzel milletimizin göz göre göre bir girdabın içinde oradan oraya ne yazık ki savrulmasını seyredeceğiz. Sizlere güvenimiz sonsuz. Bu ülkenin gidişatına seyirci kalmayacağınızı biliyoruz. Bakın, dört yıl önceyi hatırlayın. İstanbul'daki o kötü gidişe, İstanbul'a ihanet edenlere, İstanbul'u rant uğruna tepetaklak edenlere, orasını burasını çekiştirenlere siz, hep birlikte ‘dur’ dediniz. ‘Dur’ dediniz ve durdurdunuz. Çeyrek asır boyunca bu şehri yönetenlerin iş yapamaz hale geldiğini sizler gördünüz. Değişim istediniz. ‘Bunlarla yürümez’ dediniz. Bizim için, hatırlayın, sizlere ne yalanlar söyledi. Ne dediler? ‘Bu adam gelirse sosyal yardımlarınızı keserler’ dediler. Doğru mu? Bunu hem İstanbul için hem diğer şehirlerimiz için söylediler. Peki ne yaptı sizin bu kardeşiniz? Ekonomik zorlukların çok büyük olduğu dönemde sosyal yardımları tam 5 katına çıkarttık. Keşke ülkeyi yoksullaştırmasalardı, keşke ülkeyi kötüleştirmeseydiler de biz, yoksulluğa katkı sunmasaydık. Ama ekonomiyi batırdılar.
"GÖREVE GELDİKTEN BUGÜNE, ‘YAPAMAZSINIZ’ DEDİKLERİNİ TEK TEK YAPTIK"
Bakın, biz, dört yıl önce göreve geldikten bugüne, ‘Yapamazsınız’ dediklerini tek tek yaptık. Şimdi yine aynı karalamayı yapıyorlar. Ne diyorlar? Yine ‘Yapamazsınız’ diyorlar. Bal gibi yapacağız kardeşim, bal gibi yapacağız. Bu milleti biz ayağa kaldıracağız. Hatırlayın, ne dedik? ‘0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yapacağız’ dedik. Meydanlarını tek tek gezdi Sayın Cumhurbaşkanı, aday gibi bütün İstanbul'u dolaştı. Ne dedi? ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ dedi bana. Ben de ne dedim? ‘Milletin parasını millete veriyorum’ dedim. İstanbul'da nasıl 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ulaşımı ücretsiz yaptıysak bundan sonra da hizmetlerimizi öyle yapacağız. İstihdam ofisleriyle 110 bine yakın insana iş bulduysak yine öyle yapacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 11 tane öğrenci yurdu açmışsak öyle yapacağız. ‘Yapamaz’ dedikleri neleri yaptık? Çocuklarımıza adil fırsatlar yaratmak için yola çıktık. Bugün, artık neredeyse 6 bine yakın öğrencisi olan kreşlerimiz var. Bağcılar'da, dört yıl içerisinde İBB olarak, ‘O partiye ait, bu partiye ait’ demeden yoğun bir çalışma yürüttük. Bağcılar'da şimdi çok özel bir açılıştan geliyoruz. Artık çok güzel bir öğrenci yurdu açtık, tam 511 öğrenci kapasiteli. Hepimizin sevdiği, Allah rahmet eylesin, Cüneyt Arkın’ın adını koyduk. İçinde her şey var.
"BUNLARIN 10-15 YILDA YAPAMADIKLARINI, BU KARDEŞİNİZ SİZLERLE BERABER, 4 YILDA YAPACAK"
Göreceksiniz, bunların 10-15 yılda yapamadıklarını, bu kardeşiniz sizlerle beraber, ekibiyle beraber dört yılda yapacak. Biz, siyasi görüş gözetmeyiz. Vatandaş oymuş, buymuş, ondanmış, bundanmış, bakmayız. Size hizmet etmek için göreve geliriz. Yalnızca sizin faydanız için; güzel kızlar, yakışıklı delikanlılar, sizin için çalışırız. Ülkenin tüm yetkili kişileri böyle olmak zorunda. Sizler, vatandaşlar olarak devlet görevlilerine diyeceksiniz ki ‘Madem seni seçtim, siz bizim hizmetkarımızsınız’ diyeceksiniz. Evet, biz onun için göreve geliyoruz. Gördüm annemizi, gördüm. Onu içeri alırsınız ve ellerinden öpeceğim onu. Vatandaşım, ekmek alacaksa ‘Param yok, kahvaltıda çocuğumun önüne koyacağım bir şey yok’ diye düşünüyorsa bu, ülkeyi yönetenlerin suçudur kardeşim. Bunu söylemekten asla geri durmayın. Bunu değiştirmekten asla geri durmayın. Ey vatandaşım, söz sizde. Karar verme yetkisi sizde. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için değişimden asla korkmayın. Herkes, muhakkak kararlı olacak. Anlaştık mı?
"SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA VERİN OYLARI, BU İŞ BİTSİN"
Bu insanlar, son 1-1,5 aydır dillerindeki bütün kötülükleri kustular. Bize ‘terörist’ dediler. Kendilerine oy vermeyenlere ‘terörist’ dediler. Allah aşkına, bir ülkenin cumhurbaşkanı, milletine montajla, kumpasla, uydurma video gösterir mi? Madem montaj olduğunu anladın, yine aldatıldın, çık milletten özür dile. Çık de ki ‘Ben, uydurma bir video yayınladım’ de. Onu da demiyor. Özür dilemek erdemdir. Topluma öyle zarar verdiler ki. Ama bu kardeşimiz size söz veriyor. Bakın, biz, asla ve asla kötü dil kullanmayacağız. Ben, hepinize net olarak ifade edeyim; efendiliğiyle, bu milleti birbirinden ayırmayan yüreğiyle; hak, hukuk, adalet mücadelesiyle Millet İttifakı'nın bugünlere gelme sebebi olan cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na verin oyları, bu iş bitsin. Bu yeni dönem, bu oy kullanacağımız süreç, bir cumhurbaşkanı değiştirme süreci değil sadece. Bu süreç, bunların uydurduğu o kötü rejimin, o sistemin çöpe atılacağı bir seçim. O sistemi çöpe atacağız. Milletin sistemi, Cumhuriyet’in sistemi, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bu sistem gelecek. Kadınların hakkı için, gençlerin umutları için, çocuklarımızın geleceği için, milletimizin güzel geleceği için hep birlikte Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vereceğiz.
"EN TEMEL SINAV OLAN İNSANLIK SINAVINI BİLE VEREMEDİLER"
Bunlar, en temel sınav olan insanlık sınavını bile veremediler. Milleti bize karşı kışkırtmaya çalışıyorlar. Biz yılmayız. İnsanlarımızın bir kısmının aldatıldığını görüyorum. Onların kalplerine kötülük sokuyorlar. Bakın, onları da iyileştireceğiz. Onlar da bizim insanımız. Ben, vatandaşımıza kızmıyorum. Ben, onları bu hale getiren bu sisteme ve o bir avuç insana kızıyorum. Bizim hesabımız onlarla. Dolayısıyla milletimizi istedikleri kadar kandırmaya uğraşsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar, yalan söylemek, iftira atmak bizim kitabımızda yazmaz. Bizim kitabımızda particilik yapmak yok. Bizim kitabımızda ayrımcılık yok. Bizim kitabımızda insan olmak var, insan. İnsana saygı var. Vatandaşa saygı var. Vatandaşın derdiyle dertlenmeyenlerden asla olmayacağız. Milletin kaynaklarını bir avuç insan için değil, sizin için kullanacağız. Millet için kullanacağız. Makamların, mevkilerin gereği budur. 28 Mayıs, makamının gereğini yapmayanların biletini vatandaşların kestiği gün olacak. 28 Mayıs, toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına çözüm arayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun ülkeyi huzura kavuşturmak için yola çıktığı gün olacak. 28 Mayıs'ta, hayatınızı güzelleştirecek günleri başlatacaksınız. 28 Mayıs’ta, ekonomiyi düzelteceklere geçit verin. 28 Mayıs'ta, her şeyin çok güzel olacağı yarınlara oy verin.