İlk turda sandığa gitmeyenler kimler, partiler ikinci turda bu seçmenleri ikna edebilir mi?
14 Mayıs'taki seçimlerde Türkiye içinde yaklaşık 6 milyon 700 bin kişi sandığa gitmedi. Peki bu kişiler kim ve ikinci turda partiler bu seçmenleri ikna etmek için neler yapabilir? Onur Erem uzmanlara sordu.
BBC Türkçe14 Mayıs'taki seçimlerde Türkiye'de yaklaşık 6 milyon 700 bin kişi sandığa gitmedi.
Yurtiçi seçmenlerin sayısı 60 milyon 700 bin. Yani seçmenlerin yüzde 11'inden fazlası sandığa gitmemiş oldu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde resmi olmayan sonuçlara göre ilk turda oyların; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,52'sini, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,88'ini, ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan yüzde 5,17'sini, 11 Mayıs'ta adaylıktan çekilen Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ise yüzde 0,43'ünü aldı.
İkinci tura kalan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasındaki oy farkının yaklaşık 2,5 milyon olması nedeniyle sandığa gitmeyenlerin ikinci turda ne yapacakları büyük önem taşıyor.
CHP, ikinci tur stratejisinde, sandığa gitmeyen seçmenlere odaklanacağını açıkladı.
Peki sandığa katılımı artırmak mümkün mü? Sandığa gitmeyen seçmenler kimlerden oluşuyor? İkinci tur öncesi, ilk turda sandığa gitmeyen seçmenlerin dağılımını inceledik.
14 Mayıs seçimlerinde katılım oranı yüzde 88 oldu. Bu, hem Türkiye hem de dünya için yüksek sayılabilecek bir oran. Uluslararası demokrasi üzerine çalışmalar yürüten IDEA enstitüsüne göre dünya genelinde 2010'lu yıllarda seçimlere katılım oranı yüzde 66 civarındaydı.
Avrupa'daki katılım oranı da 1950'lerden itibaren düzenli bir şekilde gerileyerek aynı seviyeye düştü. Türkiye'deki katılım oranı ise yıllar içinde büyük farklılıklar gösterdi.
Mevcut oran, 1980'lerden bu yana görülen en yüksek katılım.
Öte yandan katılım oranı illere göre büyük fark gösteriyor.
Katılım oranının yüzde 85'in altında olduğu 19 il bulunuyor.
Bu illerin 14'ü, Kılıçdaroğlu'nun ilk turu önde bitirdiği iller. Bu 19 ilden Gümüşhane ve Hatay dışında kalan diğer 17'si HDP'nin yüksek oy aldığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Kürt nüfusunun yoğun olduğu illerden oluşuyor.
Bu kentlerde katılım oranı her zaman Türkiye genelinden daha düşüktü. Fakat bu seçimde Türkiye'de katılım artarken bu illerde düşmüş gözüküyor.
Örneğin 2018'e kıyasla Diyarbakır'da katılım yüzde 83,93'ten yüzde 81,70'e, Ağrı'da yüzde 78,97'den yüzde 72,8'e, Van'da ise yüzde 83,34'ten yüzde 78,62'ye düşmüş durumda.
PEKİ BU KENTLERDE KATILIM NEDEN DÜŞÜK?
Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu'na göre HDP bu seçimde seçmenini sandığa gitmek için yeterince motive edemedi.
Reha Ruhavioğlu, ikinci turda parlamento seçimleri yapılmayacağı için HDP'nin Türkiye genelinde çalışma yapmak yerine bu illerde katılım oranını artırmaya odaklanabileceğini belirtiyor.
Ruhavioğlu, bu illerde katılım oranı artırılırsa, ilk seçimde sandığa gitmemiş fakat ikinci turda gidecek seçmenin büyük kısmının Yeşil Sol Parti seçmeni olacağını ve Kılıçdaroğlu'na desteğin artacağını düşünüyor:
"HDP'nin bütün teşkilatlarıyla, özellikle de kırsalda çalışması gerekiyor.
"CHP ve muhalefetin geri kalan blokları Türkiye'nin geri kalanında kampanya yürütebilirler fakat geri kalan 16-18 şehirde HDP'nin çok iyi kampanyalar yapması gerekiyor.
"HDP'nin kendi adayının olmadığı için kendi tabanını sandığa götürmesi bir miktar daha zor, o yüzden bir önceki seçimden daha fazla performans göstermesi gerekiyor partinin."
'GENÇLERDE KILIÇDAROĞLU AVANTAJLI, O YÜZDEN GENÇLERE YÖNELMELERİ GEREK'
Ruhavioğlu sandığa daha az giden seçmen gruplarının gençler, kırsal bölgelerde yaşayanlar ve sosyo-ekonomik seviyesi düşük gruplar olduğunu söylüyor:
"Gençlerde Kılıçdaroğlu rakibine göre daha avantajlı, o yüzden gençlere yönelmeleri gerekiyor."
Öte yandan Recep Tayyip Erdoğan'ın ise sandığa gitmeyen seçmenlerin yanı sıra bölgede HDP'ye oy vermiş seçmenleri de kendisine çekmeye çalışabileceğini aktarıyor:
"Görünen o ki Erdoğan kendine oy vermeye yakın seçmeni daha fazla motive etmiş gözüküyor. AK Parti beklenenden daha büyük oy almış bu şehirlerde.
"Erdoğan'ın bu saatten sonra yapabileceği yeni hamle, sandığa gitmemiş seçmenleri sandığa çağırmaktan öte HDP'ye oy vermiş seçmeni kendisine oy vermeye ikna etmek.
"Meclis'in çoğunluğunun Cumhur İttifakı'nda olması nedeniyle Erdoğan'ın seçmenleri ikna etmesi daha kolay gözüküyor."
Oy kullanmayan sayısının yüksek olduğu iller
Yüzde olarak sandığa katılımın düşük olduğu iller Güneydoğu ve Doğu Anadolu illeri olsa da bu illerin nüfuslarının az olması, buralarda katılımın artması durumunda bile, ülke genelinde sayıca aynı oranda etki yapamayacakları anlamına geliyor.
Bu nedenle, sayıca en fazla seçmenin sandığa gitmediği illere de baktık.
Bu illerin başında, 1 milyondan fazla oy kullanmayan seçmenle İstanbul var. Bu illerde de Kılıçdaroğlu, rakibine kıyasla avantajlı gözüküyor. Zira 200 binden fazla kişinin oy kullanmadığı 7 kentin 5'i, Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu iller: İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır, Antalya ve Adana.
Türkiye'de daha önce hiç ikinci tur seçimi yapılmamıştı. Bu nedenle 28 Mayıs'taki seçimleri doğrudan kıyaslayabileceğimiz bir seçim yok. Buna benzer tek seçim, 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için tekrar seçim yapılmasıydı.
İlk seçimde yüzde 83,88 olan katılım oranı ikinci seçimde yüzde 84,44'e çıktı. AKP ikinci turda yaklaşık 200 bin seçmenini kendi adaylarına oy vermeye ikna edemezken CHP ise ilk turdaki oyunu 4,1 milyondan 4,7 milyona çıkardı.
14 Mayıs 2023 seçimde İstanbul'da sandığa gitme oranı yüzde 90,5 olsa da, sandığa gitmeyen seçmenlerin sayısı 1 milyonun üzerinde.
Bu, 42 ilde sandığa gitmeyen seçmen sayısının toplamına denk bir rakam.
Bu nedenle ikinci turu kazanmayı hedefleyen iki adayın da büyükşehirlerdeki, oran olarak düşük olsa da sayı olarak büyük sayıdaki sandığa gitmeyen seçmenleri kendi saflarına katmak için çalışması gerekiyor.
14 Mayıs'taki seçimde sandığa gitmeyenlere dair henüz yayımlanan bir araştırma olmadı.
Fakat sandık katılımı üzerine yürütülen uluslararası araştırmalarda genellikle gençlerin sandığa en az giden yaş grubu olduğu görülüyor.
O gün çalışmak zorunda olan kişilerin de sandığa erişimi zorlaşıyor.
SEÇİMİN ÖNEMİNE İKNA ETMEK KATILIMI ARTIRIYOR
Siyaset bilimci Prof. Ali Çarkoğlu, 1980'lerde katılım oranının yüzde 93'e çıktığını hatırlatıyor ve bunun mümkün olduğunu söylüyor.
Çarkoğlu, seçmenler seçimin önemi konusunda ne kadar ikna olursa, sandığa katılım oranının da benzer bir oranda arttığını vurguluyor.
Katılımı artırmanın bir diğer yolu da, seçmenler için oy kullanmanın maliyetini düşürmekten ve sandığa ulaşmalarını kolaylaştırmaktan geçiyor.
Çarkoğlu, "Büyükşehirlerde tek tek sandığa gitmeyen seçmenlerin kim olduğunu araştırmaları ve gidip onları ikna etmeye çalışmaları lazım" diyor.
'PARTİLERİN YEREL ÖRGÜTLERİ EV EV DOLAŞMALI'
Çarkoğlu'nun bir diğer tavsiyesi de partilerin sandığa gitmekte zorlanan yaşlılara yardım etmek için faaliyet yürütmesi:
"Bunlar mahalle örgütleri tarafından tespit edilebilir. Bu seçimde her partinin yerel örgütlerinin ev ev dolaşıp 'Sandığa gidecek misin, gitmene yardım edelim mi' diye sorması gerekiyor.
"Burada organizasyonu kuvvetli olan parti kazanır. Kuvvetli olan parti de AK Parti'dir açıkçası. Onlar ihtiyacı olan herkesi ellerinden tutup sandığa götürebilirler. Ama diğer partilerin bunları yapacak gücü var mı, emin değilim."