‘İlişkileri ABD belirleyecek’

Trump önceki gün Suriye’nin eski devlet başkanı Beşşar Esad’ın devrilmesini Türkiye’nin “dostça olmayan bir şekilde Suriye’de yönetimi ele geçirmesi” olarak nitelendirdi ve Ankara’nın eylemlerini “çok akıllıca” bulduğunu ifade etti.

Doğa Öztürk

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu başkanlığına yeniden seçilen Ursula von der Leyen, Ankara ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aksine Türkiye’yi ‘aday ülke’ olarak tanımlamaktan kaçındı. Ankara’nın ‘stratejik ortak’ olduğunu söyledi. Suriye’deki gelişmelere ilişkin ise işbirliği mesajı veren Leyen, “Türkiye’nin bölgeye istikrar gelmesi için çok büyük bir önemi var. Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerine cevap verilmesi gerekiyor” dedi. Ziyaretin sonuçlarını Cumhuriyet’e değerlendiren Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan, “Avrupa Birliği’nin, ‘Suriye’de istikrarlı bir geçiş olmazsa daha fazla Suriye’li mülteci AB’ye gitmek ister’ şeklinde bir endişesi var. Bölge bu kadar kaynarken, Türkiye’nin bölgedeki gücü Trump tarafından kabul edilmişken bile AB’nin Türkiye ile dış politika, savunma ve siyası alanda üst düzey işbirliği başlatmaması, AB’nin Türkiye’ye hala ‘öteki’ olarak baktığını gösteriyor. Üyelik sürecinin canlanması için gerekli koşullar belli. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi konularında adım atılmadan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmadan üyelik sürecinin canlaması olası değil” dedi.

 

Beşşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki son gelişmeleri görüşmek üzere dün Ankara’ya resmi ziyaret düzenleyen Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Saray’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Görüşmede Suriye’deki yeni yönetim, Türkiye’nin bölgede faaliyet gösteren terör örgütü YPG/PKK hassasiyeti, Suriyeli mültecilerin geleceği ve Türk-AB ilişkileri ele alındı. Batı’da Suriye iç savaşının kazananlarından biri olarak gösterilen Türkiye, yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparken Avrupa Birliği’nin gözünde Suriye konusundaki ‘kilit ülkelerden’ biri konumunda bulunuyor. Yaklaşık iki saat süren görüşmenin ardından Erdoğan ve Leyen, ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamaların merkezinde Suriye yer alırken Erdoğan’ın “13 yıllık insani buhran ve insanı çatışma döneminde AB ile birçok projeyi hayata geçirdik. Geri dönüşleri harekete geçirmek için yeni projeleri de bekliyoruz” çağrısına von der Leyen, “Türkiye göç yönetimi konusunda kilit bir ortağımız. Sınır yönetimi, göçmen kaçakçılığıyla mücadele için çalışmalarımızı sürdürmemiz gerek” sözleriyle yanıt verdi. 

‘İKI ÖRGÜTÜ DE BOZGUNA UĞRATTIK’

AB üyeliğinin Türkiye için stratejik hedef olmaya devam ettiğini söyleyen Erdoğan, Leyen ile Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasında hemfikir olduklarını aktardı. Türkiye-AB ortak çıkarlarının ‘bazı üyelerin kısır gündemlerine’ esir edilmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye, Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir. Türkiye her iki terör örgütünü de sahada bozguna uğratan tek ülkedir. Bölgemizin geleceğinde ne DEAŞ ne PKK ve türevlerine yer yoktur” dedi. Ayrıca Türkiye-AB arasında her zamankinden daha güçlü bir ilişkiye ihtiyaç olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin ‘aday ülke olarak bu ilkeye sahip’ olduğunu belirtti. 

İLAVE 1 MILYAR EURO 

Von der Leyen ise konuşması boyunca Türkiye’yi ‘aday ülke’ olarak tanımlamaktan kaçındı. Türkiye’yi ‘AB’nin büyük ticaret ve yatırım ortağı’ olarak tanımlayan Leyen, bunu geliştirmek istediğini ve bu çerçevede güncellenmiş Gümrük Birliği ile iletişimi başlatmak istediğini kaydetti. Leyen, Esad yönetiminin yıkılışının Suriye halkına ümit verdiğini belirterek Suriyeli mültecilere ilişkin, “öngörülebilirlik olmadığı için tüm geri dönüşlerin gönüllü bir şekilde olması gerekiyor. Türkiye’nin sürekli ve daima milyonlarca kişiye ev sahipliğini yaptığını biliyorum. 2011’den bu yana AB 10 milyar euroyu mültecilere ve ev sahiplerine sağladı. 2024 için ilave 1 milyar avrosağlanmış durumda. Türkiye göç yönetimi konusunda kilit bir ortağımız. Sınır yönetimi, göçmen kaçakçılığıyla mücadele için çalışmalarımızı sürdürmemiz gerek” diye konuştu.  

‘HTŞ ILE ANGAJMANI SÜRDÜRMELIYIZ’

Türkiye’nin Suriye’deki meşru güvenlik endişelerinin karşılanması gerektiğini de bildiren Leyen, “Türkiye’nin burada gerçekten çok önemli bir rolü var, bölgeye istikrar gelmesi için çok büyük bir önemi var. Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerine cevap verilmesi gerekiyor. Aynı zamanda tüm Suriyelilerin ve azınlıkların da güvenliğin sağlanması gerekiyor. En üst düzey seviyedeki diplomatımız Şam’a geri dönecek. Bütün adımları artırmalıyız, HTŞ ve diğer tüm temsilcilerle doğrudan angajmanımızı (bağlantıyı) sürdürmeliyiz. Suriye’nin erken bir şekilde ayağa kalkması için çalışmalarımızı sürdürmeliyiz” ifadelerini kullandı.

AB endişeli

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Erdoğan-Leyen zirvesini ve görüşmeden çıkan sonuçları Cumhuriyet’e değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin AB üyeliğinin yeniden canlandırılmasına yönelik ifadeler kullandığını, Leyen’in ise bu konuya değinmeyerek sadece ‘stratejik ortak’ dediğini belirten Arısan, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın da Türkiye’den sadece ‘stratejik ortak’ olarak bahsettiğini anımsattı. Arısan, “Avrupa Birliği’nin, ‘Suriye’de istikrarlı bir geçiş olmazsa daha fazla Suriye’li mülteci AB’ye gitmek ister’ şeklinde bir endişesi var. Hatta, yeni yönetimin HTŞ’nin Kürtlere tavrını tam olarak bilmiyoruz. Suriyeli Kürtlerin de AB’ye iltica taleplerinin artması beklenebilir. Böyle bir şeyden endişe ettikleri için hem yeni mülteci dalgası olursa bunu tutmak hem da halihazırda Türkiye’de bulunan Suriyelilerin şartlarını iyileştirmek için 1 milyar Avro daha verecekler” dedi. 

‘KOŞULLARA UYMADAN ÜYELIK OLASI DEĞIL’

AB’nin HTŞ’yi henüz meşrulaştırmadığının altını çizen Arısan, “HTŞ hala AB’nin terör listesinde ve yaptırımlar kaldırılmadı ancak yeni mülteci akını olmaması ve Suriye’nin barışçıl bir geçiş süreci geçirmesi ve sonrasında istikrarlı bir Suriye oluşturulması için destek vermeye çalışacaklar. Ancak HTŞ eski politikalarına devam ederse terör listelerinden çıkarmayacaklar” diye konuştu. Arısan, “Bölge bu kadar kaynarken, Türkiye’nin bölgedeki gücü Trump tarafından kabul edilmişken bile AB’nin Türkiye ile dış politika, savunma ve siyası alanda üst düzey işbirliği başlatmaması, AB’nin Türkiye’ye hâlâ ‘öteki’ olarak baktığını gösteriyor. Üyelik sürecinin canlanması için gerekli koşullar belli. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi konularında adım atılmadan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmadan üyelik sürecinin canlaması olası değil. İşbirliği için bile çeşitli koşullarla karşılaşıyoruz. Taraflar, Suriye’nin yeniden yapılandırılması konusunda işbirliğini gidecekler ve Suriye’den gelen halihazırdaki mültecilerin onurlu, gönüllü ve güvenli dönmeleri için işbirliği yapılacak” ifadelerini kullandı.