İlahiyatçı Şahin Filiz'den 'Türkçe ezan' saldırısında bulunanlara ders gibi yanıt: Cumhuriyet, Türkçeyle payidar
İlahiyatçı ve felsefeci Prof. Dr. Şahin Filiz, ezanın Türkçe okunmasının yıldönümünü andığı için gerici çevrelerin saldırısına uğradı. Filiz, “Dindar, kendi dili ve kültürüne düşman olamaz. Cumhuriyetimiz, ancak Türkçeyle ilelebet payidar kalabilir” diye konuştu.
Sefa UyarProf. Dr. Şahin Filiz, sosyal medya hesabından “Ezanın Türkçe okunuşunun 91. yılı kutlu olsun” paylaşımında bulundu. Bu paylaşımda, “Bu halk bu dini en saf şekliyle öğrensin mi diyorsunuz? Evet ise o zaman Türkçeleştireceksiniz bütün ibadet dilini” sözlerinin yer aldığı da bir video ekledi. Bu paylaşım sonrası Filiz, hem gericiler hem de iktidara yakın gazeteler tarafından hedef gösterildi.
Cumhuriyet’e konuşan Filiz, “Dindar, kendi dili ve kültürüne düşman olamaz” dedi. Ezanın, farz olan zamanlar için bir çağrı olduğunu, siyasilerin din meselesini temel ibadetler yerine ezan gibi sembolleşmiş uygulamalar üzerinden canlı tutmaya çalıştığını söyleyen Filiz, Cumhuriyet Devrimlerinin kökeninin Osmanlı’ya uzandığını, ezanın da ilk kez 2. Abdülhamit döneminde okunduğunu anımsattı.
Ezanın Türkçe okunması konusuna da değinen Filiz, “Kendisi farz olmayan bir çağrının dilinin Arapça olduğu savı, nasıl olur da ‘farz’, ‘din’ gibi görülebilir? Bu iddia sahipleri, iyi niyetle söylüyorlarsa, bu ham bir softalıktır. Bilerek söylüyorlarsa bu ideolojik cehalettir. Cemaatler, ideolojik cehaleti bu yollarla kökleştirme misyonu taşıyor” dedi. Filiz, ezanın Türkçe okunmasının, ibadetin Türkçeleşmesi isteğinin bir parçası olduğuna işaret etti.
(Şahin Filiz)
‘HARAM DEĞİLDİR’
Prof. Filiz, “Türkçe ibadet ve ezan, yalnız ibadet dilinin anlaşılmasından ibaret değil. Türk dili ve kültürünün varlığı, bekası ve geleceği ile ilgili can alıcı bir konudur. İbadet ve ezan, dindendir. Herhangi bir dille icrası ne haram ne yasak ne de vatan hainliğidir. Eğer İslam, Arapçadan başka bir dille düşünülüp yaşanamıyorsa, ortada sadece siyaset, tarikat ve ticaret dini vardır. Cumhuriyetimiz, Türk kültürünün ibadette ve hayatın her alanında ödünsüz uygulanmasına bağlı olarak ilelebet payidar kalabilir” ifadelerini kullandı.
‘KUL HAKKININ ÖNÜNDE DEĞİLDİR’
Prof. Filiz şu bilgileri verdi: “Ezanın dışarıda, yani kamuoyuna açık olarak okutulması uygulaması Halife Osman döneminde başlamıştır. Ezanı namazın, zekâtın, kul hakkının önüne geçirecek şekilde dinin kendisi gibi öne sürmek, İslamda dayanağı olmayan boş bir iddiadır. Ezanın hiçbir kısmı Kuran’da yer almaz. Ezan, Hz. Muhammed ve ondan sonraki ilk iki halife döneminde ‘iç ezan’, cami veya mescitte farz namaza çağrı için okunmuştur.”