HKP'den asbestli gemiyi sökecek şirketin önünde protesto: 'İnsanlık suçu işlemekteler' (28 Temmuz 2022)

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bünyesinde 600 tondan fazla asbest barındırdığı iddia edilen Brezilya donanmasına ait Nae Sao Paulo savaş gemisinin Aliağa’da sökümüne izin vermesini protesto etti.

cumhuriyet.com.tr

Aliağa’da geminin sökümünün yapılacağı şirketin önünde bir araya gelen HKP üyeleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve SÖK Denizcilik ve Ticaret Limited şirketine tepki gösterdi.

HKP üyeleri eylem sırasında, “Asbest kanser yapar, öldürür! Asbestli gemilerin sökümüne izin vermek halk düşmanlığıdır” yazılı pankart açtı.

HKP’liler adına basın açıklamasını HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak gerçekleştirdi. Çolak, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı onayı ile Aliağa’ya doğru yola çıkan asbest yüklü gemi derhal durdurulmalıdır. Aliağa’ya girişi yasaklanmalıdır” dedi.

“ASBESTLİ GEMİNİN ÜLKEMİZE GİRMESİ YASAKLANMALIDIR”

Çolak’ın açıklamasının satır başları şöyle:

“Meslek Hastalıkları Hastanesi bile bulunmayan Aliağa’da gemi sökümünde çalışan tüm işçiler kanser tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu tehlike bilindiği halde Asbest Söküm ve Atık Yönetimi Merkezi kurulması ve asbestli gemi sökümüne izin verilmesi halk düşmanlığıdır. Bu nedenle Nae Sao Paulo adlı bu geminin ülkemiz karasularına girmesi yasaklanmalıdır. Sök Denizcilik ve Ticaret Limited Şirketi tarafından satın alınan bu geminin sözleşmesi iptal edilmelidir.

“İNSAN SAĞLIĞINA KARŞI SUÇ İŞLEMEKTEDİRLER”

Gözlerini kâr hırsı bürümüş gemi söküm şirket sahiplerinin çalışma izinleri iptal edilmelidir. Parababaları kâr edecek diye çevreye, insan sağlığına verilen zararlara ve ölümlere yol açılamaz. Asbestin yol açtığı hastalıklar ölümcül hastalıklar olup gemi söküm tesislerinde çalışan işçi kardeşlerimiz her gün bu tehlikeye maruz kalmaktadırlar. Bakanlık bu tehlikeleri bildiği halde bu geminin sökümüne izin vermekte ve Parababalarının kâr hırsı için asbest yüklü bu geminin kara sularımıza girmesine onay vermektedir. Bu bir insanlık suçudur. Buna sessiz kalanlar, buna izin verenler, bu ihaleyi kazananlar ve geminin sökümü için hazırlık yapan firma sitesinde kalite belgeleri yayınlasa da çevreye, insan sağlığına karşı suç işlemektedirler.

“DENETİM YAPILMALI”

Sözde Türkiye’de asbest kullanımı 12 yıldır yasak ama gemi söküm tesislerinde asbestli gemi sökmek serbest. Özellikle gelişmiş ülkeler, ülkemizi çöplükleri gibi görüp, bu zehir gemilerini ülkemize yolluyorlar. Türkiye’nin de resmi kurumları gerekli izinleri vermekte sakınca görmüyor. Nitekim adının içinde ‘çevre’ sözcüğü olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 30 Mayıs 2022’de geminin İzmir Aliağa’da sökümü için Sök Denizcilik firmasına izin verdi. Geminin 600 ton asbest barındırdığı iddia ediliyor. Bu nedenle bu tesisler denetime açılmalı ve denetimler asbest uzmanı bağımsız kurumlarca yapılmalıdır.

“İŞÇİLER ÖLÜMCÜL HASTALIKLARA MARUZ KALIYORLAR”

Öte yandan, gemi söküm işinde çalışan işçiler ise tam bir köle gibi çalıştırılmaktadır. Patlama, yüksekten düşme, işçilerin üzerine ağır tonajlı metallerin düşmesi, vinç devrilmesi, yanma, kanser olma, kanda kurşun gibi riskler altında çalıştırılıyorlar. Patronlar, iş yasasından kaynaklanan yükümlülükleri dahi yerine getirmiyorlar. İşçiler, iş elbiselerini bile ya para vererek bitpazarından alıyorlar ya da başkalarının eski kıyafetlerini giyiyorlar. Görüldüğü gibi asbest kullanımını yasaklayan siyasi iktidar, gemi söküm tesislerinde asbestli gemi sökümüne izin veriyor. Parababalarının kâr hırsı için işçiler ölümcül hastalıklara maruz kalıyorlar. İşçi düşmanı bu tavır konusunda sessiz kalan AKP’giller insanlık suçu işlemektedirler. 

“İHALEYİ ALAN ŞİRKETLER SUÇ İŞLEMEKTEDİR”

Halkın Kurtuluş Partisi olarak bu işçi düşmanı, çevre düşmanı, doğa düşmanı uygulamalara karşı çıkmak görevimizdir. Bu konuda sessiz kalan, izin veren, ihaleyi alan şirketler suç işlemektedirler. Biz biliyoruz ki bu işçi düşmanı anlayışa karşı topyekûn mücadele şarttır. Sınıf sendikacılığını savunan işçi sendikaları, demokratik kitle örgütleri, mücadele içine girmek zorundadır. Halkın Kurtuluş Partisi bu görevin sorumluluğunun bilincindedir. Bu konuda duyarlıdır ve mücadele edecektir.”