HDP'li Garo Paylan: Milyonlarca yurttaşımız, tabut evlerde ölmeyi bekliyor

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, TBMM’ye ‘Deprem Güvenli Türkiye Yasa Teklifi’ verdi. Türkiye'de 4 milyon konutun boş olduğuna vurgu yapan Paylan, "Biz, bu 4 milyon boş evin 2 milyonunu kamu tarafından kiralarsak İzmir, İstanbul, Bingöl, Hakkari’deki tabut evlerde yaşayan yurttaşlarımızı bu evlere yerleştirebiliriz. O evleri de 1, 2, 3 üç yıl içinde dönüştürerek veya güçlendirerek yurttaşlarımızı deprem güvenli evlerde ve şehirlerde yaşatabiliriz" diye konuştu.

ANKA

HDP'li Garo Paylan, bugün TBMM düzenlediği basın toplantında, Meclis Başkanlığı'na sunduğu ‘Deprem Güvenli Türkiye’ adlı kanun teklifini anlattı. Paylan hem Kahramanmaraş merkezli depremin yıkıcı etkisi hem de yaşanabilecek depremlere karşı önlem için en az 2 trilyon TL kaynak ayrılması gerektiğini söyledi.

Deprem bütçesi oluşturulması gerektiğini ifade eden Paylan, "Bütçeden saraylara, yandaşlara, aşırı güvenlikçi politikalara, faize akan kaynakları durdurursak bu 2 trilyon TL’lik kaynağı oluşturabiliriz. Ayrıca AKP dönemindeki trilyonlarca rantı vergilendirirsek, yani çok evi, serveti olanlardan artan oranlı bir vergi alırsak bu deprem bütçesinin kaynaklarını yaratabiliriz" dedi. 

"TBMM BAŞKANLIĞI’NA DEPREM GÜVENLİ TÜRKİYE YASA TEKLİFİ’Nİ SUNDUM"

Paylan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

Bir deprem ülkesiyiz. Her 3, 5, 10, 20 yılda bir afet yaşıyoruz. Her afetten sonra da ‘Bir daha asla böyle bir yıkım yaşamayacağız’ diyoruz. Ama 3-5 ay geçiyor, her şeyi unutuyoruz ve yeniden yurttaşlarımızı enkaz altında bırakıyoruz. Onları tabut evlerde yaşatıyoruz. Şimdi, unutmamak için, sıcağı sıcağına TBMM, ‘Bir daha asla’ demek için Türkiye’yi deprem güvenli hale getirmelidir. Bunun için TBMM Başkanlığı’na Deprem Güvenli Türkiye yasa teklifini sundum.

"MİLYONLARCA YURTTAŞIMIZ, TABUT EVLERDE ÖLMEYİ BEKLİYOR"

Milyonlarca yurttaşımız, tabut evlerde ölmeyi bekliyor. İstanbul’da, İzmir’de, Bursa’da, Hakkari’de, Bingöl’de yurttaşlarımız tedirginlik içinde. Ne yapacağını bilemiyor. Yoksul yurttaşlarımız belediyeye başvursa, ‘Gel test yap’ dese, 2 ay sonra evinden çıkarılacak korkusuyla başvuruda bulunamıyorlar. Çünkü o evden çıkarıldığında yurttaşlarımızın girebileceği bir ev yok. Bunun için Türkiye Cumhuriyet olarak, TBMM olarak seferber olmalıyız ve Deprem Güvenli Türkiye Yasa Teklifi’ni çıkarmalıyız.

Yasa teklifime göre; öncelikle birinci derece deprem bölgelerinden başlayarak tüm Türkiye’de yapı stokunu bu yıl sonuna kadar denetlemeyi öneriyorum. Bunun da Türkiye Mimar ve Mühendisler Odası, Şehir Planlamacıları Odası, il, ilçe, büyükşehir belediyeleri ve Çevre Bakanlığı yetkililerince yapılmasını öneriyorum. Bu çerçevede bir üst kurulun kurulmasını ve bu üst kurulun birinci derece deprem bölgelerindeki bütün illerdeki yapı stokunu denetlemesini öneriyorum.

Bulunacak en çürük evlerden başlayarak bu evlerin boşaltılmasını ve bu evlerdeki yurttaşlarımızın kamu, devlet tarafından kiralanacak evlere yerleştirilmesini öneriyorum. Yurttaşlarımızın boşaltılan evlerinin ya güçlendirilmesini ya da yıkılıp yeniden yapılmasını, yaşanabilir şehirler anlamında yeniden yapılmasını öneriyorum.

"TÜRKİYE OLARAK SEFERBER OLMALIYIZ"

Diyeceksiniz ki bunun yapılması mümkün mü? Evet mümkün. 1999 depreminin üzerinden 24 yıl geçti. Çok az kentsel dönüşüm olabildi. Onlar da rantsal dönüşüm oldu. Zengin mahallelerde oldu. Parası olan evini dönüştürebildi. Ama orta kesim ve yoksullar, tabut evlerde yaşamaya devam ediyorlar. Bunun için Türkiye olarak seferber olmalıyız.

"TÜRKİYE ÇAPINDA DA 4 MİLYON BOŞ EV VAR"

Şu anda İstanbul’da 700 bin ev boş. Türkiye çapında da 4 milyon boş ev var. Biz, bu 4 milyon boş evin 2 milyonunu kamu tarafından kiralarsak İzmir, İstanbul, Bingöl, Hakkari’deki tabut evlerde yaşayan yurttaşlarımızı bu evlere yerleştirebiliriz. O evleri de 1, 2, 3 yıl içinde dönüştürerek veya güçlendirerek yurttaşlarımızı deprem güvenli evlerde ve şehirlerde yaşatabiliriz. İşte ‘Bir daha asla’ demenin yolu budur. Yoksa yarın başka bir cumhurbaşkanı da çıkar, ‘Kader planında bu var, ne yapalım' der ve geçer. Ama bu ülkenin vicdanlı milletvekilleri, buna ‘dur’ demek için şimdi sorumluluk almalıdır.

Tüm yapı stokunu denetlerler ve yurttaşlarımıza da şu güvence verilir; ‘Merak etme, seni aç, açıkta bırakmayacağız. Seni bizim kiralayacağımız konutlarda yaşatacağız bir, iki yıl ve o dönemde de binanızı güçlendireceğiz ya da yıkıp yeniden yapacağız. Sizi depreme güvenli konutlarda yaşatacağız’ demeliyiz. Bunu demek için bir, bu yasayı çıkarmaya ihtiyaç var; iki, kaynağa ihtiyaç var. Bunun için de deprem bütçesini çıkaralım diyorum.

"BU YARA, ÖYLE 5 MİLYAR, 10 MİLYARLA KAPANACAK BİR YARA DEĞİL"

Her akşam televizyonlar şov yapıyorlar; 100 milyon, 500 milyon topladık. Bu yara, öyle 5 milyar, 10 milyarla kapanacak bir yara değil. Hem mevcut depremin yaralarını sarmak için hem de ülkemizi deprem güvenli hale getirmek için en az 2 trilyon TL kaynağa ihtiyaç var. Bu kaynak nereden bulunacak? Bu kaynak ancak bütçe tercihler değiştirilerek oluşturulabilir. Bütçeden saraylara, yandaşlara, aşırı güvenlikçi politikalara, faize akan kaynakları durdurursak bu 2 trilyon TL’lik kaynağı oluşturabiliriz. Ayrıca AKP dönemindeki trilyonlarca rantı vergilendirirsek, yani çok evi, serveti olanlardan artan oranlı bir vergi alırsak bu deprem bütçesinin kaynaklarını yaratabiliriz.”

"50 BİNDEN FAZLA YURTTAŞIMIZ ÖLMÜŞKEN TEK BİR YÖNETİCİ, BAKAN, TEK BİR BÜROKRAT İSTİFA ETMİYOR"

Paylan, deprem sonrası hiçbir istifa olmaması, Yunanistan’da meydana gelen tren kazası sonrası Yunanistan Ulaştırma Bakanı’nın istifa etmesine ilişkin bir soru üzerine, “Demokratik ülkelerde siyasetçilerin hesap vermesi esastır. Hata yapan bir siyasetçi derhal istifa eder. Özellikle yurttaşların can kaybı konusunda, demokratik ülkelerde siyasetçiler derhal istifa ederler. Ben, iki gün önce söyledim; demokratik ülkelerde değil 40 bin kişi, 40 kişi ölse o ülkede ne bakan ne bürokrat kalır. Ne yazık ki acı bir örnek olarak Yunanistan’da bunu gördük. Bir tren kazasında 40 Yunanistan vatandaşı öldüğü için Yunanistan Ulaştırma Bakanı derhal istifa etti. Onurlu ve erdemli bir davranış gösterdi. İstifa etmek bir erdemdir. Demokratik ülkelerde bu erdem gösterilirken ülkemizde 50 binden fazla yurttaşımız ölmüşken tek bir yönetici, bakan, tek bir bürokrat istifa etmiyor” diye konuştu.