Güvenlik analisti Ataç TUSAŞ'a yapılan saldırıyı ve önlemleri değerlendirdi
Ataç, Irak ve Suriye’nin kuzey bölgelerindeki askeri konuşlanmanın zamanla “caydırıcılık yanılsamasına neden olabileceğini” dile getirdi.
Sertaç Eş“Türkiye'nin Irak’ın kuzeyi ve Suriye’nin kuzeyinde terör örgütüne yönelik saldırı ve yığınak sürecini ele almak gerekiyor. En klasik anlamda buna ‘caydırıcılık’ diyoruz. Caydırıcılık konusunda, Türkiye örneğinde, terör örgütüyle ilişkilendirmede dikkat edilmesi gereken bir durum var. O da caydırıcılığın zaman, mekân, coğrafi ilişkisi. Silahlı kuvvetleri sınır ötesi operasyonlarda bu üç sacayağında uzun süreli bir caydırıcılık etkisi üzerinde tutamazsınız. Zaman ilerledikçe askeri yığınakların caydırıcı değeri azalır ve bu caydırıcılık maliyetinin doğurduğu bir yanılmasa siyasete hâkim olur: Caydırıcılık yanılgısı. Bu durumda sistem büyük veya küçük her türlü sınamalara karşı aşırı hassas hale gelirler. Yani hasmınız bu tür silaha dayalı caydırıcılık hesaplarından korkmak yerine onların oluşturdukları tehdidi hesaba katmaya alışırlar ve bu yığınakların etrafından dolaşabileceklerine dair nasıl plan yapacaklarını öğrenirler. Askeri hazırlığın da bir maliyeti vardır, bu da hasımlarınızın tehditlerin inandırıcılığını sorgulamasına yol açabilir. Hasmınızın, silahlı kuvvetleri yığınaklanmış araç noktasında süresiz olarak tutulamayacağını bildiğini unutmamak gerekir. Nitekim Milli Savunma Bakanı Güler'in saldırı sonrasında "Bu PKK'li şerefsizlere hak ettikleri cezayı her seferinde veriyoruz fakat bunlar bir türlü akıllanmıyorlar" serzenişi tam da ifade ettiğimiz konuyla ilgilidir. Göz önünde bulundurulması gereken fırsat maliyetlerini çalışmak ise hassas bir planlama gerektirir.”