GİK öncesi Akşener’e çağrı: ‘Bile bile muhalif seçmene kaybettirmek…’

İYİ Parti’den istifa eden Bahadır Erdem, CHP lideri Özgür Özel’in ‘işbirliği’ teklifine cevap bulunacağı İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplantısı öncesi Genel Başkanı Meral Akşener’e sosyal medya hesabından çağrıda bulundu. Erdem, “Bugün sizin ve GİK üyelerinin önünde son bir fırsat var” dedi.

cumhuriyet.com.tr

Genel idare kurulunun (GİK) kararıyla yerel seçimlere 81 ilde kendi adaylarıyla girmeye hazırlanan İYİ Parti’de CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘işbirliği’ teklifine bugün düzenleyeceği toplantı ile karar verecek.

İYİ Parti’den istifa eden Prof. Dr. Bahadır Erdem, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla toplantı öncesi İYİ Parti lideri Meral Akşener’e bir çağrıda bulundu. Erdem’in yaptığı açıklama şu şekilde: 

“Bilindiği üzere İYİ Parti cesurlar hareketi olarak yola çıkmış, Türk siyasetinin sıkışmışlığı arasında ezilen milletimize bir nefes, bir yol olmak için kurulmuştur. Sn. Genel Başkan Meral Akşener ve değerli GİK üyeleri ve İYİ Parti teşkilatı ile birlikte, geçtiğimiz 3 yılda, ‘koltuk değil ayakkabı eskitiyoruz’ diyerek memleketimizi gezdiğimiz günlerde milletimize her dokunuşumuzun, hangi partili olursa olsun muhalif seçmene nasıl bir umut olduğunu hep birlikte gördük, şahitlik ettik. Ve bu vesile ile de milletimizin gönlünde yer sahibi olduk. Akabinde yaşanan seçim süreci maalesef başarı ile sonuçlanmamış olsa da unutulmamalı ki milletimizin hatırı sayılır oranda bir kısmı muhalefet partilerine oy vererek, onların haklarını savunma sorumluluğunu muhalefete teslim etmiştir. Bu sorumluluk vesilesi ile “gücü arttıkça daha da vurdum duymazlaşan” mevcut tek adam rejimi karşısında muhalif seçmenin tek umudu hala daha CHP ve İYİ Parti’nin mantık, akıl ve adil bir çerçevede yapacağı iş birliğine bağlıdır.

“ONAYLAR NİTELİKTE OLMADIĞI İÇİN…”

Sn. Genel Başkan Meral Akşener; Seçimden sonraki süreçte sizinle her yüz yüze görüşmemizde partiler arası iş birliğinin devamının kıymetini, özellikle İstanbul ve Ankara belediyelerinin muhalefette kalmasının seçmen nezdindeki moral ve bir sonraki seçimin motivasyonu için çok ama çok önemli olduğunu defaatle belirttim. Siz de her defasında beni dinlediniz ve düşüneceğinizi belirttiniz. Devam sürecindeki söylem ve eylemler bu düşüncemi onaylar nitelikte olmadığı için partiden ayrıldım.

“BİR PUAN BİLE KIYMETLİ HALE GELMİŞTİR”

Ve fakat bugün sizin ve GİK üyelerinin önünde son bir fırsat var. Alacağınız karar ile sadece İYİ Parti’nin ya da İYİ Parti seçmeninin kaderini belirlemeyeceksiniz. Tüm muhalefet seçmeninin önümüzdeki genel seçimlere kadar nasıl bir Türkiye’de yaşayacağı yani geleceği sizin elinizde. Maalesef kutuplaştırılan ülkemizde seçimlerde taraflar keskin bir şekilde ikiye bölünmüş dolayısıyla da kaybedilecek bir puan bile çok ama çok kıymetli hale gelmiştir. İYİ Parti Genel İdare Kurulu’ndan olası çıkabilecek 81 il ve ilçelerinde seçimlere müstakil girme kararı sonucunda mevcutta muhalefette olan bir çok il ve ilçe belediyesinin oy bölünmesi sonucunda AKP’ye bırakılma ihtimali oldukça güçlüdür. Bu çerçevede düşünecek olursak, bir hukuk hocası, bir aile babası, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve eski bir yol arkadaşınız olarak sizlerden ricam muhalefetin büyük çabalarla sahip olduğu ve çok kıymetli olan bu güç birliğinden yana tavır koymanızdır.

“BİLE BİLE MUHALİF SEÇMENE ŞEHRİNİ KAYBETTİRMEK…”

Tabi ki her daim söylediğim ve doğru bulduğum üzere İYİ Parti müstakil bir partidir ve kendi adaylarını çıkarma hakkına da sonuna kadar sahiptir. Bu vesile ile söz konusu çağrımın yanlış anlaşılmaması üzere altını çizerek şunu vurgulamak isterim. İş birliği ile her zaman kastettiğim paydaş partilerin akılcı ve adil bir işbirliğinde uzlaşmasıdır. Dolayısı ile en azından İstanbul ve Ankara gibi önemli büyükşehirlerde, oy bölünmesi sonucunda kaybedilmesi neredeyse kesin olan ilçeleri kapsayacak şekilde yapılacak bir iş birliği emin olun her kesimi tatmin edecek, böylece çözüm bulunmuş olacaktır. Muhalefet seçmenine ülkeden ümidi tümüyle kestirerek ve siyasetten nefret eder hale getirerek hiç bir partinin ülkenin gelecekteki ümidi haline gelmesi mümkün değildir. 

Bile bile muhalif seçmene şehrini kaybettirmek hiç bir siyasi partiye güç ya da itibar sağlamaz. Bugün için en önemlisi AKP ve ortaklarının ülkeyi içine soktuğu bu sıkışmış siyasi rejimde İstanbul, Ankara ve bir çok ili yeniden muhalefetin kazanmasını elbirliği ile çalışarak sağlamaktır. Son olarak tekrar vurgulamak isterim. Önümüzdeki yerel seçim sadece bir yerel seçim değildir. 27 Mart 1994’teki yerel seçimde yaşanan bölünmenin doğurduğu sonucun bugün ülkenin başına neler açtığı apaçık ortadayken umarım tekrar aynı hata yapılmaz.”