Gezi 11 yaşında...
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Aylin Topal, Gezi Parkı eylemlerinin Türk siyasetinde bir kırılma olduğunu belirterek, “Gezi sonrasında iklim, çevre ve gıda üzerinden yeni hassasiyetler etrafında kooperatifleşme süreci yaşanıyor” dedi.
Eylül Barutİstanbul’da bulunan Gezi Parkı’nda yapılacak topçu kışlası için ağaçların kesilmesine karşı duran bir grup aktivist parkta oturma eylemi başlattı. Eylem, bu gruba polisin sert müdahalelerde bulunması sonucunda iktidar karşıtı bir gösteri biçimini aldı. Yurdun dört bir yanında Gezi’ye destek için halk meydanlara indi.
Türk siyasi tarihinin en büyük halk hareketlerinden biri olan Gezi Parkı Direnişi, 11. yıldönümünde de aktif siyaseti etkilemeye devam ediyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü akademisyenlerinden Doç. Dr. Aylin Topal; Gezi’nin dünümüze, bugünümüze ve yarınımıza olan etkilerini gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendirdi.
‘OTORİTER REJİMİN STRATEJİLERİ’
Gezi Parkı’ndan sonra iktidarın halkı sokaktan uzaklaştırıcı politikalar izlediğinin altını çizen Topal, “Sindirme, korkutma gibi stratejiler halkı sokaktan evinin içine, hatta evinin içinden odasına ve kendi içine doğru kapattı. Bunlar otoriter rejimlerin sıklıkla kullandıkları stratejilerdir” dedi. CHP lideri Özgür Özel’in başlattığı tematik eylemlerin yerinde bir tepki olduğunu kaydeden Topal, “Demokrasinin temel ilkelerinden birisi eleştirme hakkıdır ve eleştirme hakkının yeri kamusal alanlardır. Kamusal alan ise birçok pratikte sokaktır, meydandır. Bu pratiğin iktidar tarafından sindirilme ve korkutulmayla bir alternatif olmaktan çıkarılması karşısında durulması gereken bir durumdur. Böyle bir rejim altında böyle bir pratiği suç haline getirmekten çıkarıp vatandaş hakkı olarak öne çıkarması oldukça demokratik ve yerinde bir tepkidir” diye konuştu.
‘MAHALLELERE ÇEKİLDİ’
Topal, “Gezi oldukça büyük ve çok aktörlü dönüşümleri getirdi. Kent meydanlarından polis baskısıyla veya yenilgi hissiyle mahallelere doğru dönen bir siyaset yapma biçimi kendini gösterdi. Mahallelerde, daha küçük parklarda gerçekleşen çeşitli forumlar serisi oldu. Birtakım yerel örgütlülük arayışı meydana geldi. Kooperatifleşme gibi bir örgütlenme biçimi denendi ancak başarılı olduğu sonucuna varmak zor” ifadelerini kullandı. Gezi sonrası siyasetin yeni bir ivme kazandığına dikkat çeken Topal, “O dönemde 3. havalimanı, 3. köprü, hatta Gezi’nin kendisi aslında doğaya dair bir saldırıya tepkiydi. Gezi sonrasında iklim, çevre ve gıda üzerinden yeni hassasiyetler etrafında kooperatifleşme süreci yaşanıyor. Bu süreç tabii ki birçok sıkıntıyı da barındırıyor” dedi.