Garo Paylan: Bu ülkenin barışına en büyük tehdit Süleyman Soylu'dur
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya, "Geçmişte de güvenlik toplantısında Hakan Fidan diyor ki 'Sınırın ötesine geçeriz, birkaç füze atarız, sınır ötesi harekatı gerekçelendiririz' diyor. Bugün de Sayın Soylu, 'Kobani'den emir geldi' diyerek sınır ötesi yeni bir harekatın gerekçesini yapmak istiyor. İşte toplumsal barışımıza en büyük tehdit budur. Yine Başbakan diyor ki 'Devletin uçağı ile bir ton uyuşturucu taşındı, benim Başbakanlık uçağımda’. Niye? 90'larda Susurluk Çetesi vardı, ‘vatan, millet’ diyerek uyuşturucu kaçıyorlardı. Bugün de ‘vatan, millet’ diyerek uyuşturucu kaçakçılığı yapılıyor. Devletin uçağıyla yapılıyor. Bu ülkenin barışına en büyük tehdit Süleyman Soylu'dur" dedi.
ANKATBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün İçişleri Bakanlığı ve ona bağlı kurumların bütçeleri görüşülüyor.
Komisyonda söz alan Garo Paylan, "Geçtiğimiz günlerde İstiklal Caddesi'nde gerçekleşen terör saldırısını kınıyorum ve lanetliyorum. Bize düşen yalnızca kınamak ve lanetlemek değil. Bu saldırı ile ilgili hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yaralananlara adalet borçluyuz. On yıllardır bu ülkede pek çok provokasyon oluyor. Türkiye'deki siyasetçiler yalnızca kınama ve lanetleme yapıyorlar. Olayın hakikatine gidilemiyor. O, Mehmet Ağar'ın bahsettiği tuğla maalesef çekilemiyor" diye konuştu.
"BÖYLE BİR İSTİHBARAT ELEMANI GÖRDÜNÜZ MÜ"
Paylan, terör saldırısı sonrası sosyal medyaya yönelik bant daraltma uygulamasını anımsattı ve "O gece bir kişi konuştu. Kim? Süleyman Soylu. Ne dedi? 'Bu olayı, Kobani'den talimat geldi, Afrin'den girdi; PKK'nın, PYD'nin yaptığını değerlendiriyoruz' dedi. Bir hüküm kurdu Soylu. Olaya bir bakalım. Bir kadın var, yüzü gözü morarmış, belli ki işkence görmüş gözaltında. Orada bir ifadesi alınmış. Bu ifade alınmadan ifadesini Soylu açıkladı. Dedi ki 'İtiraf etti, ben istihbarat elemanıyım dedi’. İstihbarat filmlerini izlemiş, kitaplarını okumuşsunuzdur. Siz, böyle bir istihbarat elemanı gördünüz mü? Şaşkın. Olayı yapıyor ve evine gidiyor. Evinde yakalanıyor. Böyle bir istihbarat elemanı gördünüz mü" diye sordu.
"SUSTURUR MUSUNUZ ŞU BAKANI LÜTFEN"
Sözlerinin sürekli Bakan Soylu tarafından kesilmesi üzerine Paylan, Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz'a, "Sayın Başkan, susturur musunuz şu Bakan’ı lütfen" dedi.
"SAYIN BAŞKAN, ŞU HADSİZ BAKAN’I SUSTURUR MUSUNUZ RİCA ETSEM"
Gelecek yıl yapılacak seçimleri hatırlatan Paylan "Seçimlere doğru gidilirken hep provokasyonlar olmuştur. 2013-2015'te çözüm süreci vardı" diye konuşurken Bakan Soylu, Paylan'ın sözlerini kesmeyi sürdürdü. Bunun üzerine Paylan, Komisyon Başkanı Yılmaz'a bir kez daha, "Sayın Başkan, şu hadsiz Bakan’ı susturur musunuz rica etsem... Sayın Başkan, susacak mı şu Bakan" diye konuştu.
"BU ÜLKENİN BARIŞINA EN BÜYÜK TEHDİT SİZSİNİZ"
Paylan, Soylu’ya, "Bu ülkenin barışına en büyük tehdit sizsiniz. Biz sorgulayacağız. Niye? 7 Haziran-1 Kasım sürecini hatırlayacağız. 7 Haziran'da AKP iktidardan düşmüştü" dedi. Soylu, bu sırada Paylan'ın sözünü bir kez daha kesti.
"SURUÇ'TA 33 GENCİMİZ, CEYLANPINAR'DA 2 POLİSİMİZ KATLEDİLDİ"
Çözüm süreci dönemine değinen Paylan, "Sonra FETÖ ile kavga başlamıştı. 7 Haziran'dan sonra bombalar patlamaya başladı. O dönemde biz bir darbe dinamiği gördük. Suruç'ta 33 gencimiz katledildi, Ceylanpınar'da 2 polisimiz katledildi. Bu olayda da aynen ‘PKK/PYD yaptı’ diye aynı haber yapıldı. Ahmet Davutoğlu'na istihbarat gitti. Ahmet Davutoğlu da emri verdi, uçaklar kalktı, bombalamalar başladı, çatışmalı süreç başladı. Dönemin başbakanı operasyon emrini verdi ama bugün ne diyor; 'Eski defterler açılırsa 7 Haziran-1 Kasım ile ilgili birçok insan, insan yüzüne çıkamaz’. Terörle mücadele konusunda defterler açılacak. O dönem hükümetteydi Süleyman Soylu" diye konuştu.
"SOYLU, DEMOKRAT PARTİ'DEN FETÖ İLE YAKIN OLMAKTAN DOLAYI İHRAÇ EDİLDİ"
Paylan, "Geçmişten ders çıkarmalıyız. 2007 yılında Hrant Dink cinayeti, rahip Santoro cinayeti, Zirve cinayeti, milliyetçi duygularla işlenmiş cinayetler olarak konuldu. Önce ‘Ergenekoncu’ denilenler, sonra ‘FETÖ'cü’ olarak yaftalandı. O günlerde Süleyman Soylu, Demokrat Parti'nin genel başkanıydı. Niye ihraç edildi oradan? Çünkü FETÖ ile yakın olmaktan dolayı ihraç edildi. Toplantılarına katılmaktan dolayı ihraç edildi" diyerek Bakan Soylu'yu eleştirdi.
"NE ZAMAN BİR YUMUŞAMA EMARESİ VARSA BU TİP PROVOKASYONLAR VAR"
Bakan Soylu'nun daha önce yaptığı "Bir güvenlik makalesi bile okumadım" açıklamasını anımsatan Paylan, "‘İçişleri Bakanlığı ile ilgili bir şey bilmeden bakan oldum' dedi, değil mi? Doğru. Taksim saldırısının iki amacı vardı. Birini söyleyeyim; siyasette yumuşama emareleri vardı. Aysel Tuğluk, bir hakkın sonucu olarak serbest bırakıldı. Bunun Cumhurbaşkanı’nın takdiri dışında olamayacağını biz biliyoruz. HDP'ye bir ziyaret yapıldı, bu da Cumhurbaşkanı’nın takdiri ile oldu. Yumuşama emaresiydi. Bahçeli, 'Doğru bir adımdır' dedi. Bunun dışında Selahattin Demirtaş, özel bir uçakla Diyarbakır'da kalp krizi geçiren babasına götürüldü. Bu da Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesi dışında olamazdı. Bu yumuşama emarelerine devlet içindeki o karanlık cevap verdi, İstiklal Caddesi saldırısı ile. Net olarak söylüyorum; ne zaman bir yumuşama emaresi varsa bu tip provokasyonlar var" diye konuştu.
"BU ÜLKENİN BARIŞINA EN BÜYÜK TEHDİT SÜLEYMAN SOYLU'DUR"
Soylu'nun saldırıya ilişkin açıklamalarını da eleştiren Paylan, "Geçmişte de güvenlik toplantısında Hakan Fidan diyor ki 'Sınırın ötesine geçeriz, birkaç füze atarız, sınır ötesi harekatı gerekçelendiririz' diyor. Bugün de Sayın Soylu, 'Kobani'den emir geldi' diyerek sınır ötesi yeni bir harekatın gerekçesini yapmak istiyor. İşte toplumsal barışımıza en büyük tehdit budur. Yine Başbakan diyor ki 'Devletin uçağı ile bir ton uyuşturucu taşındı, benim Başbakanlık uçağımda’. Niye? 90'larda Susurluk Çetesi vardı, ‘vatan, millet’ diyerek uyuşturucu kaçıyorlardı. Bugün de ‘vatan, millet’ diyerek uyuşturucu kaçakçılığı yapılıyor. Devletin uçağıyla yapılıyor. Bu ülkenin barışına en büyük tehdit Süleyman Soylu'dur" dedi.