Fazıl Say'dan Nagehan Alçı'ya: Atatürkçülerin hayatını karartmak için her tür algıyı yaratmıştır

Piyanist Fazıl Say'a Habertürk'teki köşesinden yanıt veren Nagehan Alçı'ya, Say sosyal medya hesabından yüklendi. Kişisel Twitter hesabından paylaşımda bulunan Say, Alçı ve eşi Rasim Ozan Kütahyalı hakkında; "O kadın ve kocası televizyonlarda, 10-15 yıldır, bu ülkenin aydınlarının, Atatürkçülerin, hayatını karartmak için, her tür algıyı yaratmıştır" dedi.

cumhuriyet.com.tr

İBB Başkanı İmamoğlu'nun önce Karadeniz gezisinde otobüsüne aldığı ardından aylar sonra röportaj verdiği Nagehan Alçı'ya, Fazıl Say'ın tepkisi sürüyor.

Son olarak köşesinden Fazıl Say'ı eleştiren Nagehan Alçı, "Fazıl Say işte politik ve entelektüel açıdan bu kadar şuursuz bir insan. Başarılı bir piyanist olması ayrı, bu yazdıkları ancak ortaokul seviyesinde trollerin yazdıklarıyla kıyaslanabilir" demiş, buna yanıt olarak Say ise "Senin bineceğin tek otobüs cezaevine giden otobüs olmalı. Ekrem’i de aday maday yaptırtmıyorum" ifadesini kullanmıştı.

Fazıl Say, konuyla ilgili paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"O kadın ve kocası televizyonlarda, 10-15 yıldır, bu ülkenin aydınlarının, Atatürkçülerin, hayatını karartmak için, her tür algıyı yaratmıştır. Benim 10 ay hapis cezası almamdan önceki tutumu da defalarca bu yöndeydi! Benim KESİN 'KIRMIZI ÇİZGİM' olan bir konudur..

Muhalefetin bir yanlış aday daha gösterme lüksü yoktur. İmamoğlu’nun en büyük destekçilerinden biriydim. Ta ki bu Nagehan konusu, tam bir hayal kırıklığıdır. Uyardık. Üstüne 'vız gelir' dedi. Kızdık. Bu sefer inadına yaptı! Orada dur! Güvendiğimiz, Bize yakışır biri arıyoruz!

Aday konusunun kim olacağını tabi ki muhalefet belirler. Ama biz de halk olarak, isteklerimizi algıya dönüştürmeliyiz diye düşünürüm. Yazmalıyız. Doğru bulduğumuzu savunmalıyız. Kılıçdaroğlu ve Ortaylı benim önerilerimdi. Sizlerden gelen Prof. Demirtaş ve Ersan Şen’i ekledim.

Bu toplumun inatla aydınlarını ve sanatçılarını linç eden , çıkmaz sokağa sürükleyen, Her tür yolla saf dışı etmeye çalışan tüm yaklaşımlarını on yıllarca en yoğun yaşamış biriyim ben de. Çok zordur! İyi etmiyorsunuz! “Susan toplum” olmamalıydık halbuki.

Ben bir Atatürkçüyüm, sol bir aileden gelmeyim. Savunmadığım pek çok görüş var ama yine de, bu ülkedeki çok seslilik için; Şu anda siyasi sebeplerle hapiste olan herkesin serbest kalmasını arzuluyorum. Hiçbir izahı olmayan bir düşmanlık güdülüyor farklı düşüncelere karşı.

"ATATÜRKÇÜYÜM"

Sürekli tekrar ediyorsunuz ben de düzeltmek zorunda kalıyorum. Erdoğan bana ödül filan vermedi. 'Aşık Veysel plağı' hediye etti. Konseri dinledi. Teşekkür etti, gitti. Bunu manipüle ederek bir tarafa çekmeye, ve beni haksızca harcamaya çalışıyorsunuz. Bir insan buna çok üzülür.

Son olarak; 'ben bir yeteneğin kiracısıyım.' Beni, çalışmazsam, üretmezsem tabi ki suçlayın. Haklı olurdunuz! Futbol seviyorum. Bu ülkede, kendi hayatım da dahil hayatlarımız için fikir üretmeye çalışıyorum diye suçladığınızda, sanırım, yaşama hakkı tanımıyor olursunuz."